Beren Saat'ten 'Bodur Bıyık' yazısı
Abone olBeren Saat ve Kenan Doğulu Kafa Dergisi'nin yeni sayısında kadın haklarına vurgu yaptı, siyasileri eleştirdi.
Beren Saat ve Kenan Doğulu çifti, Kafa dergisinin nisan
sayısı için birer yazı kaleme aldı.
Beren Saat, yazısında kadın haklarına ve kadına karşı
şiddete dikkat çekti, Doğulu ise hem babasını hem de 12 Mart'ta
vefat eden pop müzik efsanesi Erol Büyükburç'u andı.
İşte o yazıdan bir bölüm:
Ne zaman ülkeyi ilgilendiren önemli bir karar açıklanacak olsa,
dudakların üzerinde hep bodur bir bıyık... Artık iyice eminim;
yanlış kapının önünde, hiç verilmemiş bir randevu için boşuna
bekliyoruz. Aileye ataerkil monarşiyi yerleştirmeye ant içmiş,
kadını erkeğin alt kümesi sayan yöneticilerle kadın dertlerine deva
bulunamayacak. Kültür sanat, eğitim, çevre politikalarıyla ilgili
şikayetlerimiz epey lüks kaldı son zamanlarda, artık kadınlarımızın
canının derdindeyiz.
Madem seçim kılıçları kuşanıldı, önemli bir ihtiyacımızı dile
getirmek gerek: Türkiye'nin siyasetinde kadının temsili konusunda
çok ciddi bir delik var.Evet, bakınca siyasette kadınlar var ama
güçleri bakanlığın tanımının kadından aileye dönüştürülmesine engel
olmaya bile yetemedi. "Kadın lider olduğunda işler değişir mi?"
diye basit bir araştırma yapıyorum: Almanya ve kadın cinayeti diye
İngilizce yazıyorum arama motoruna ve utanıyorum çünkü karşıma ilk
'Türk Kadın'ı haberleri çıkıyor.
Biri restoran tuvaletinde tacize uğrayan iki genç kıza yardım
etmeye çalışırken aldığı darbelerle bitkisel hayata giren ve
Almanlar için kahramanlaşan Tuğçe Albayrak'ın talihsiz hikayesi,
diğeri de otobüs durağında beklerken ve üstelik hamileyken ailesi
tarafından namus sebebiyle kurşunlanan bir kadının 10 yıl önceki
bir haberi.
BİZE KADIN LİDERLER LAZIM
Yani Merkel'in Almanyası'nda, Türkiye'de olduğu gibi rahatça ve
düzenli kadın cinayeti işlenemiyor. Haberlere baktığınızda
sonsuzluğa uzanan öldürülmüş "Alman Kadın İsim Listeleri"
serilmiyor önünüze.
Türkiye'de bir şeyler acilen değişmeli... En önemli kriz
günlerinden birinde bir kadının açıklama yapması gerektiğinde
"Kadın cinayetleri değil görünürlüğü artmıştır" deyip yaramızı
biraz daha derinleştiren transparan figürler yerine; konuyu çözmek
üzere savaş verecek, 4+4+4'ün hemcinsleri için hiçbir zaman 12
etmeyeceğini öngörüp elini erkek egemen masalara vurabilecek,
kadınla erkeğin eşit olduğuna gerçekten inanan kadın liderler lazım
bize...
ÖLÜMLERE NEDEN ENGEL OLMADIK
Savaşarak elde ettiğimiz alanlarımızı, haklarımızı, mesleki fırsat
eşitliğimizi ve can güvenliğimizi kaybediyoruz. Kadının doğru
temsili siyasette hızla yer bulmalı. Çok üzüldük Özgecan için;
yasımızda kesinlikle riya yoktu. Özgecan'ı kaybedeli bir ayı biraz
aşan bir süre oldu; pratikte bir şey değişti mi? Hayır.
Bu bir ayda daha önce iki kere "kasten yaralama ve kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma" nedeniyle koruma talep etmiş bir
kadınımızı; cezaevinde pembe odada -her ne işi varsa- bulunan meyve
bıçağı sebebiyle başka bir kadınımızı ve benim hesap edebildiğim
kadarıyla en az 22 kadınımızı daha kaybettik. Ölümlerine neden
engel olmadık, onlara neden üzülmedik?
İşte riya tam da burada...
BUGÜNÜM SENSİZ GEÇTİ
(...) Babam uzun yıllar boyunca gitaristiydi Erol Büyükburç'un.
Birlikte sayısız anı biriktirmişlerdi. Şimdi gıptayla
dinleyeceğimiz binlerce anı. Olsalar da anlatsalar.
(...) Yıllanmış sanatçılarımıza daha özenli davranmalıyız.
Onları kalabalıklar içinde tek başına hissettirmemeliyiz. Onların
zamanında bizlere yaşattığı duyguları; hayatımıza, aşklarımıza,
acılarımıza, mutluluklarımıza ve yalnızlıklarımıza kattıkları tadı
unutmamalıyız. Kolay kolay gelmez Yurdaer Doğulu'lar, Erol
Büyükburç'lar.
Yazıların tamamı Kafa dergisinin nisan
sayısında...