Benim oğlum bir eşcinsel
Abone olTürkiye’de eşcinsel olmak yeterince zorken eşcinsel annesi olmak kolay mı?
17 yaşındaki oğlunun eşcinsel olduğunu söylemesiyle bu gerçekle
yüzleşen Güler G. Elele aracılığıyla annelere sesleniyor: "Lütfen
çocuklarınızı dinleyin. Belki onlar yerine asıl değişmesi
gerekenler sizlersiniz.
49 yaşında, hayatını çocuklarına adamış bir anne Güler G. Her Türk
annesi gibi... Eşi emekli albay. Oğlu Tolga 22, kızı ise 29
yaşında. Güler Hanım, Tolga’nın "Ben eşcinselim" diyerek ailesine
açılmasının ardından yaşadığı travmayı anlattı. Yaşadıklarını ve
hislerini zaman zaman gözyaşları içinde sözlere dökerken bir yandan
da durumu kabullenmenin bir anne için ne kadar zor olduğunu
tekrarlayıp durdu. Ama geçen beş yıl ona çok şey öğretmiş. En
önemlisi oğlunu yeniden kazanmış.
"Sürekli onları gözlemler, onları izler, onların önündeki engelleri
kaldırmak için çabalardım" diyor Güler Hanım çocuklarını büyüttüğü
yılları anlatırken: "Onlarla nefes alıyordum adeta. Hatta
çocuklarım okula giderken onların ayakkabılarını bağlardım."
Güler Hanım çocuklarını büyütürken bütün ilgisini ve sevgisini
hissettirmiş onlara. Ancak oğlu Tolga 17 yaşına geldiğinde bir
şeylerin ters gittiğini hissetmeye başlamış: "İnsan çocuğunu bu
kadar yakından izlerken hiçbir şeyi gözden kaçırmıyor. Oğlum 17
yaşına geldiğinde ondaki huzursuzluğu, gerginliği iyice hissetmeye
başladım. Sürekli üstü kapalı konuşmalar, zaman zaman okula gitmek
istememeler, kızlarla ilgili bir şeyler sorduğumuzda üstü kapalı
konuşmalar, çekip odasına gitmeler..."
Kısacası oğlunun hayatında bir tuhaflık olduğunun farkına varıyor:
"Aklıma bazı şeyler gelir gibi oluyordu ama asla düşünmek bile
istemiyordum. Ama bu gerginlik ailemizi de geriyordu. Neler
olduğunu konuşmamız gerekiyordu oğlumla."
6 İLK İTİRAF
"O günü çok iyi hatırlıyorum. Bütün gün bunu ona nasıl sorabilirim,
nasıl yapabilirim diye içim içimi yedi. Ya korktuğum cevap gelirse,
kafamda binlerce soru ve korkuyla bir an önce sorayım ve anlayayım
diyordum. Tolga okuldan geldiğinde aile toplantısı başladı. Eşimle
konuşmalarımızı o yöne kaydırmaya başladık. Önce cevap vermedi.
Sonra inkar etti, bir süre sonra ’Eğer öyleysem ne olur, çok üzülür
müsün anne’ diye sorunca... Uzun süren sancılı saatlerden sonra
’Evet, anne ben eşcinselim, erkeklerden hoşlanıyorum’ dedi oğlum
bana. O an tüm dünya başıma yıkılmıştı, sanki dünya durmuştu.
Kulaklarım asla kabul etmiyordu. Eşim de ben de ağlıyorduk. Çok
sarsıcıydı.
Art arda sorular sormaya başladım oğluma. Onun cevabı ise ’Ben
küçüklüğümden beri böyle hissediyorum, anaokulunda da böyleydim.
Ben kendi cinsime ilgi duyuyorum’ şeklindeydi. Tüm bu cümleler bir
tokat gibi çarpıyordu yüzüme. O an içime saplanan acı, babamı
kaybettiğimde yaşadığım acının aynısıydı. Kaybetme acısı! 17
senedir tanıdığım oğlumu kaybetmiştim sanki. Sahiplendiğin, kendini
onunla var ettiğin bir şeyi kaybetme acısıydı. O ise çok çaresiz
duruyordu karşımızda. "
Güler Hanım’ın oğlunun bu itirafından sonra düşündüğü tek şey, ben
şimdi ne yapabilirim olmuş. Günler, geceler geçmek bilmemiş. "Hemen
bir şeyler yapmalıydık. Doktor, tedavi, bunun bir çaresi olmalıydı.
Konu hakkında hiçbir bilgim yoktu. Cinsel tacizler, tecavüzler
sonucu çocukların bu tarafa bir yönelimi olabileceğini duymuştum
sadece. Ertesi gün ailece psikoloğa gittik. Önce bizimle yalnız
konuştu doktor, sonra Tolga’yla yalnız konuşmak istedi. Doktorun
bize söylediği bu gerçeği kabullenmemizdi, ama asla
rahatlamıyordum. Çünkü olayın şokunu hálá atlatamamıştım. O günden
sonra hayatımda tüm değerlerimin yıkıldığını düşündüm."
"Ben, eşim ve oğlum düzenli psikoloğa gitmeye başladık. Doktor
sanki bir kurtarıcı gibiydi benim için. Çünkü hálá çare arıyordum
ve doktora kendimi teslim etmiştim. Kulaklarınızın kabul etmediği
bir şeyi içinize kabul ettirmek o kadar zordu ki. Terapistimizle
konuşa konuşa biraz kendime gelmeye başladım."
6 OĞLUMUN SEVGİLİSİ ERKEK!
Sonra eşcinsellik kavramını öğrenmeye sarılmış Güler Hanım. Bu
konuyla ilgili ne varsa okumaya başlamış, sürekli araştırmış:
"Öğrendiğim günün ertesi ona bakışlarım bile değişmişti. Yepyeni
bir Tolga duruyordu karşımızda. Oğlumu yeniden keşfediyordum. O ne
hissediyordu, ne yaşıyordu? Aslında kitaplarda yeni oğlumu
arıyordum. 17 yaşına kadar bildiğim, sonra yeniden tanıdığım o
çocuğu arıyordum. Büyük bir heves ve gayretle.
Tolga’nın terapileri yaklaşık bir buçuk sene sürdü. Artık hayatımız
yeniden şekillenmeye başlıyordu. Bu rahatlamayla oğlum da kendini
bulmaya başladı. Biz yeni Tolga’yı keşfetmeye başladık. Ondan bu
konuyla ilgili somut bir şeyler duyduğumda ise bu gerçeği kabullen
diye bir çivi daha çakılıyordu beynime."
"Terapistimizin oğlumuzun sevgilisiyle tanışmamız gerektiğini
söylediği an da bunlardan biriydi. İnternetten bir çevre edinmişti
kendine Tolga. Oradaki arkadaşlarıyla paylaşıyordu yaşadıklarını.
Biz de artık partneriyle tanışmaya hazır hissediyorduk. İlk
sevgilisiyle Tolga’nın terapiye devam sürecinde tanıştık. Bir
bayram günüydü, herkes çok heyecanlıydı. Bir bayram ziyareti gibi
oldu. Elinde çiçekleriyle gelmişti oğlumun erkek arkadaşı. Bize
kendini, sıkıntılarını anlattı. O gün hepimiz bir ’ilk’i yaşıyorduk
ve nasıl davranacağımızı bilemiyorduk. Çocuğumdan başka bir
eşcinselle konuşmamıştım daha önce. Kızım, erkek arkadaşı olduğunda
tanıştırırdı bizi, şimdi oğlumun da bir erkek arkadaşı vardı.
İnsan bilmediği şeyden daha çok korkuyor. Daha sonra görüşmeye
başladık. Yemeklere çıktık. Zamanla ailemizden biri gibi oturur,
konuşur hale geldik. Çok tuhaf bir durumdu. Aradan beş sene geçti.
Tolga şimdi 22 yaşında. Tolga’nın şimdiki sevgilisi Aslan’la da
aramız gayet iyi. Tolga da şu an istediği kadar özel hayatını
paylaşabiliyor benimle. Onlar kendilerini çok önce keşfetmiş
çocuklar. Çok bilinçliler. Onlar da bize saygı gösteriyorlar. Kendi
ölçülerini bilerek davranıyorlar yanımızda. Onlar cesaretle
ilerliyorlar, biz de anne ve baba olarak onların arkalarından
ilerliyoruz."
Gerçek sevgi kabullenicidir
"Oğlumun eşcinsel olduğunu asla kabul edemem" derken şimdi başka
eşcinsel annelerine sesleniyor Güler Hanım: "Lütfen çocuklarınızı
dinleyin, onlara yakın olun. Belki onlar yerine asıl değişmesi
gereken sizlersiniz. Bu çevre dediğimiz, toplum dediğimiz,
kurallarına uymaya çaba sarfettiğimiz sistemin hatalı olabileceğini
düşünün. Gerçek sevgi kabullenicidir."
Eşcinsel annesi olmak korkutucu değil
Güler Hanım bu gerçekle yaşamaya alışmış artık. "İnsan her şeyi
kabulleniyor hayatta" diyor. Hatta son zamanlarda Tolga’nın uzun
süredir üyesi olduğu Lambdaistanbul’a gidip geliyor.
Lambdaistanbul, eşcinsel, biseksüel, travesti ve transseksüellerin
yaşadıkları sorunları çözebilmek, kendi aralarında dayanışmayı
örgütlemek ve eşcinsellere yönelik olumsuz bakış açılarını
değiştirmek için oluşturulmuş bir dernek. Güler Hanım şimdilerde
anne babaları bu konu hakkında bilinçlendirmek ve bu konu hakkında
açıkça konuşabilmek için bir toplantı yapmayı düşünüyor
Lambdaistanbul’da.
Çocuğu eşcinsel olan ve bununla yüzleşemeyen bütün aileleri de
davet ediyor: "Çünkü ailelerine açılamayan o kadar çok çocuk var
ki. Eşcinsel annesi olmak korkutucu bir şey değil. Bir yandan
şükrediyorum oğlumu kaybetmedim, bir yandan bunu paylaşabilecek
cesareti kendinde bulduğu için oğluma hayranlık duyuyorum. İnsan
her şeye alışıyormuş. Bütün bunlar bana koşulsuz sevmeyi öğretti.
Yani insanı olduğu gibi, karşılık beklemeden sevmeyi."
Kaynak:www.hurriyet.com.tr