Benim Dünyam filmi gerçek oldu
Abone olDoğuştan görme engelli ve yüzde 90 işitme kaybı nedeniyle işitme cihazıyla çok az duyabilen İzmirli Celil Uzun, hiçbir şeyin “imkansız” olma...
Doğuştan görme engelli ve yüzde 90 işitme kaybı nedeniyle işitme
cihazıyla çok az duyabilen İzmirli Celil Uzun, hiçbir şeyin
“imkansız” olmadığını, Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesini yüzde
100 burslu kazanarak ve azmiyle 3. sınıfa gelerek kanıtladı.
Uğur Yücel ve Beren Saat’in başrollerini oynadığı, görme ve işitme
engelli genç kız Ela’nın başarı hikayesinin anlatıldığı Benim
Dünyam filmi, İzmir’de gerçek oldu. Yaşar Üniversitesi Hukuk
Fakültesi 3. sınıf öğrencisi 23 yaşındaki Celil Uzun, öğretmen bir
baba ve ev hanımı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Celil,
doğuştan görme engelliydi, birkaç yıl sonra da kulaklarında da
yüzde 90 işitme kaybı olduğu ortaya çıktı. Ancak ailesinin
yönlendirmesiyle Celil, hiçbir zaman hayata küsmedi, ilk günden
itibaren eğitimine hiç ara vermedi. İlk önce Menemen’de görme
engelliler okuluna giden Celil Uzun, 2006 yılında girdiği Orta
Öğretim Geçiş Sınavı’nda Çiğli Yıldız Tınaz Anadolu Lisesi’ni
kazandı. Kulaklık yardımıyla çok az duyabilen Celil Uzun, engelsiz
öğrencilerle birlikte okudu. Celil Uzun, “Lise 2. sınıfta bu bölüme
girmemi kolaylaştıracak eşit ağırlık bölümünü seçtim. Bir görme
engelli için zor bir bölümdü. Çünkü matematik kaynaklarına erişmek
biraz zordu. Babamın öğretmen olması, sorunları aşmamızda kolaylık
sağladı. Bu destekle liseyi bitirdim” dedi.
BAŞARI HİKAYELERİ ÖRNEK OLDU
Hedefine ulaşmasındaki en büyük etkenin ailesinin desteğinin yanı
sıra görme engelliler okulundaki öğretmenleri olduğunu belirten
Celil Uzun, şöyle konuştu: “Rehberlik, İngilizce ve müzik
öğretmenlerimiz görme engelliydi. Bir gün görme engelli okulunda
bir seminer düzenlendi. İzmir Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün
avukatı bir kişi geldi. Kendisi görme engelliydi. Bu kişiler bana
olumlu örnek oldu. Zaman içinde Kerim ve Selim Altınok kardeşleri
tanıdım. Görme engelli avukat ve müzisyen kardeşler. Bu kardeşler
İstanbul Üniversitesi’nden 90’lı yıllarda mezun oluyor. Birisi
dönem birincisi diğeri dönem ikincisi. Ben onlara bakıldığında
başarısız bile sayılabilirim.”
Lise 3. sınıfta okurken Yaşar Üniversitesi’ne bir klasik müzik
dinletisi için sınıf arkadaşlarıyla geldiklerini anlatan Celil
Uzun, sözlerini şöyle sürdürdü: “O zaman okulu, çalışanlarının
ilgisini çok sevdim. İkinci tanışmam ise üniversite sınavına
hazırlanırken üniversitelerin hukuk fakültelerinden bilgi almam
sırasında oldu. Yaşar Üniversitesi’nden de bilgi aldım, burada
okuyabileceğime inanınca tercihimi bu yönde kullandım. Üniversite
sınavına girip Yaşar Üniversitesi’ni yüzde 100 burslu olarak
kazandım. Hukuk Fakültesi’ne burslu olarak giren 10 kişiden
biriyim.”
CELİL İÇİN SINIFLARA ÖZEL SES SİSTEMİ KURULDU
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan
Erdem, Celil’in sınıf ortalamasının üzerinde notlara sahip olduğunu
belirterek şunları söyledi: “Celil, 3 yıldır öğrencimiz, en başta
biz de tecrübesizdik ama onun engellerine göre sınıflarımızı, ders
anlatım sistemimizi düzenledik. Yalnızca kulaklıkla ve çok az
duyabildiği için amfilerde özel bir ses sistemi kuruldu.
Derslerimizi onun duyabilmesi için özel mikrofonla bu ses sistemini
kullanarak anlatıyoruz. Bu sistemin dışında diğer öğrencilerimizle
tamamen aynı şartlarda eğitim alıyor. Sınavlarını bire bir soruları
okuyarak yapıyoruz. Gelecekte başarılı bir hukukçu olacağına
inancımız tam.”
AMACI AKADEMİSYEN OLMAK
Derslerini kulaklık yardımıyla takip eden ve özel bilgisayar
yazılımları sayesinde bunları sesli kayıtlara ya da Türkiye Görme
Özürlüler Kitaplığı yardımıyla kabartma baskı haline dönüştürebilen
Celil Uzun, “Yüzde 100 görmüyorsam yüzde 90 oranında da duymuyorum.
Kulaklığımı çıkarırsam hiç duymuyorum. Cihazlar sayesinde açığımı
kapatıyorum, amfideki ses sistemleri sayesinde dersleri takip
edebiliyorum” diye konuştu. Uzun, mezun olduğunda avukatlık yapma
şansı olduğunu belirterek "Hakim ve savcılık için yasal bir
düzenleme gerekli. Ama ben akademik kariyer yapıp öğrenciler
yetiştirmek istiyorum.”
BENİM DÜNYAM FİLMİNE GİTMEDİM
Film görme ve duyma engeli olan bir kişiyi anlatmasına karşın
izlemek isteyen görme ve duyma engelliler için bir olanak
sağlanmadığı için Benim Dünyam filmine gidemediğini söyleyen Celil
Uzun, sözlerini şöyle tamamladı: “Görsel sahneler için ve duyma
engelliler için bazı çalışmalar yapılabilirdi. Betimleme yoluyla
çeşitli çalışma yapılsa güzel olurdu. Bunun tüm sinema salonlarında
yapılması önemli. İngiltere’den bir örnek vermek istiyorum.
Bakanlık görme engelli bir arkadaşımı, doktora eğitimi için yurt
dışına gönderdi. Sinema salonuna giderek bilet alıyor. Salona
girerken sesli betimlemeleri takip edebilmek için bir kulaklık
veriyorlar. Bu kulaklık ile görme engelliler filmi izlerken o da
betimleme sayesinde filmi izleyebiliyor. Bu keşke Türkiye’ye gelmiş
olsaydı, ben ve diğer engelli bireyler de bu genç kızın hikayesini
izleyebilseydi.”
(İHA)