Çok şükür.
Şu an Galatasaray-Fenerbahçe derbisi devam ediyor. Maçın
bitmesine yaklaşık 20 dakika var. Sonuç Galatasaray lehine bitecek
gibi görünüyor ama sonuç ne olursa olsun ben
Galatasaray'lıyım.
Dün, derbi maçı öncesi parlemontaki erkek ve kadın
milletvekilleriyle görüştüm, hangi takımı tuttuklarını ve derbinin
sonucunun ne olabileceğini sordum. Erkek vekiller genelde hangi
takımı tuttuğunu söylemekten çekiniyor, bu konuda kadınlar daha
cesur. Tıpkı erkek pop starların, aktörlerin "sadece arkadaşız"
demesi gibi. Kadınlar daha yürekli. Hangi takımı tutuyorlarsa hiç
çekinmeden söylüyorlar, tıpkı aşklarına da sahip çıktıkları
gibi!
Gelelim Fenerbahçe yenerse ne olur sorusuna. Hiç üzülmem.
Hatta derbi geyiklerine de katıla katıla gülerim. Çünkü biliyorum
ki Fenerbahçe yoksa Galatasaray da yok. Galatasaray yoksa
Fenerbahçe yok. Maç öncesi yaşananları izlediniz mi? Erkekler yine
ortalığı savaş alanına çevirmişlerdi. Sadece bir oyun yüzünden. Ve
emin olun istisnalar hariç bütün kadınlar böyle düşünüyor. Ama ya
erkekler? Maçı kaybettiler diye suratları beş karış olur. eşleriyle
bu yüzden kavga ederler, telefonlarını kapatırlar, eğlenmek değil
çünkü amaçları.
Bu yüzden, bütün spor dallarının başında kadın yöneticilerin
olması ne iyi olurdu diye düşünüyorum, barışın kardeşliğin ne
olduğunu göstermeleri açısından. Çünkü bu akşam ister
Galatasaray'lı olsun ister Fenerbahçeli, kadınların 90 dakika
sonunda normal hayatlarına devam edeceklerine eminim, çünkü bu
maçların sadece bir oyun olduğunun, her zaman kendi tuttuklarını
takımın kazanmasının mümkün olmadığının, hep aynı takım kazansa
oynanan oyunun hiç zevki olmayacağının farkındalar. Bu yüzden
göğüslerini gere gere, hiç çekinmeden tuttukları takımı da
söylüyorlar, yenilgiyi de kabul ediyorlar.
Ne diyeyim, darısı hesap kitap peşinde koşan, oyunu oyun
olmaktan çıkaran erkeklerin başına!
Günün
sözü: İstediğiniz bazı şeylere
sahip olamamak, mutluluğun bir
parçasıdır.
(B.Russel)
twitter.com/nsrnylmz