Dindar olmak, başka mezhepten birinin mezhebini, sanki ayıpmış
gibi sürekli gündeme getirerek toplumu bölmeye çalışmak, rakibini
dini kullanarak alt etmeye çalışmaksa...
Dindar olmak,diğer dinlere mensup insanları aşağılamak, onlara
başka türlü muamele göstermekse...
Sadece inananları kucaklamak, inanmayanları hor görmekse...
Dindar olmak, toplumu keskin çizgilerle ayırmak, cehalete prim
vermek, cahilin cesaretinde ateş etkisi yaratmaksa...
Kıyafetine göre, sakalının şekline göre, saç rengine göre, hatta
giydiği paltonun rengine göre boynuna taktığı atkının şekline göre
insanları sizden-bizden diye ayırmaksa...
Dindar olmak,diğer dinlerin ibadet şekline saygı duymamak,
inanmayanları hedef göstermekse...
Dindar olmak,ilmin karşısında olmak, bilime çalım atmak, çağdaş
değerlere sırtını dönmek, aydınlığa gözlerini kapamaksa...
Kadını evine kapatmak, kadının saç teliyle uğraşmak, kadını
ikinci sınıf vatandaş olarak görmekse...
Dindar olmak, düşünceye tahammül edememek, basılmamış kitapları
toplatmaksa, köşe yazılarından rahatsız olup, araştırmalardan
korkup, gazetecileri demir parmaklıklar ardına göndermekse...
Korkutarak, sindirerek yandaş toplamaya çalışmak, eleştiriye
sonuna kadar kapalı olmaksa...
İnsanların dini duygularını sömürüp onları soymak, paraya para
katmaksa...
Çalmaksa…
Soygunculara prim vermekse…
Sürekli gözdağı vermek, “bizim sunduğumuz özgürlüğü
beğenmiyorsan içeri girince de şikâyet etme” demekse...
Dindar olmak, baskı rejimine doğru yürüyüşe geçmek, diktatörlüğe
doğru koşmaksa, tek adam olmaya çalışmak, tahammülsüzlüğü
abartmaksa…
Ben dindar değilim!
twitter.com /nsrnylmz