Ben de dönmek istiyorum
Abone ol12 Eylül sonrası yurt dışına giden aydınlardan biri de Kemal Burkay. Erdoğan'ın 'dön' çağrısına yanıt verdi.
1980 yılından beri yurtdışında yaşayan Kürt yazar ve şair Kemal
Burkay, "Ben de Türkiye'ye dönmek istiyorum. Başbakanın tavrını
saygıdeğer ve olumlu buluyorum" dedi.
Ancak Başbakan'ın iyi niyetinin dönmesi için yeterli olmadığını
söyleyen Burkay, açılım sürecinden ümitli olmadığını da
belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cuma günü 1980'den beri yurtdışında
yaşayan Kürt düşünür ve siyasetçi "Kemal Burkay'a yurda dönüş
çağrısı yaptıve "Ona kapımız açık" demişti.
Türkiye'de "Gülümse/Bir kedim bile yok" şiiriyle tanınan Kemal
Burkay, NTV'de Canlı Gaste programında Can Dündar'ın sorularını
yanıtladı.
Başbakanın çağrısını da biliyorsunuz. Dönecek
misiniz?
Dönmek istiyorum elbette. Sayın Başbakanın
tavrını saygıdeğer buluyorum. Olumlu buluyorum. Umarım çok gecikmez
ben de dönebilirim.
Ne zaman? Planladığınız bir tarih var mı?
Hayır yok.
Niye bekliyorsunuz?
Yalnızca sayın başbakanın iyi niyeti yetmiyor. Benim durumumdaki
insanlar için güvenceli bir ortama ihtiyaç var. Yasal planda da. Bu
yasal ortamın olgunlaştığı kanısında değilim.
Yani bunun hukuki altyapısının hazırlanması gerektiğini
söylüyorsunuz.
Evet. Sorunun çözümü gibi bizim durumumuzdaki insanların dönüşü
içinde öyle...
Siz dışardan bakınca açılım sürecini nasıl
görüyorsunuz?
Böyle bir sürecin başlatılmasını olumlu buluyorum. Kendi payıma
atılacak her adımı destekleyeceğimizi söyledim. Çünkü, bu 80-85
yıllık cumhuriyet politikasında bir yenilenmeyi gösteriyor. AKP
hükümeti sorunun varlığını adıyla söyleyerek eski politikaların
çözüm getirmediğini, barışcıl yöntemlerle çözüm gerektiğini
söyledi. Bu çok önemliydi. Ama bu yetmez ben çözüm konusunda
iyimser değilim çünkü Kürt sorununda çok güçlü önyargılar var.
Kürtlerin hakları tanındığı zaman sanki ülkenin bölüneceği gibi
yanlış önyargılar var. Ne yazık ki bu önyargıları kullanan kesimler
var. Bu nedenle de açılıma tepki gösterdiler.
Bu açılıma mı tepkiydi karşılama törenlerine mi tepkiydi.
Siz o görüntüleri nasıl karşıladınız?
Daha açılımın başında çok şiddetli tepki vardı bu sadece bahaneydi.
Ama başından beri iki muhalefet partisi hükümeti ihanetle
suçladılar. Baykal sevinerek diyor ki, "Millet bunu önledi". Neyi
önledi... Açılımı önledi. Baykal ve onun gibi düşünenler Kürtlere
herhangi bir hak tanınmasından yana değiller. Silahlar susarsa,
barış gelirse Kürtlere bazı haklar tanınacak. Buna bile tahmmül
etmiyorlar. Şunu diyebiliriz bu grubun dönüşü sırasında gösteriler
belki aşırıya kaçtı. Bir bölümü halkın doğal sevinci olabilir.
Silahlar susacak, barışcıl bir ortam gelecek, Kürtler haklarına
kavuşacaklar. Bu son derece doğal. Ama bunu bir zafer havasında
kutlamanın nedeni yoktu. Çünkü ortada bir zafer de yok. Kürtler
açısından düşünürseniz PKK'nın silahlarını teslim etmesi Kürt
sorununun çözümü değildir. Çözüm için çok ciddi yakın ve uzun
vadede adımların atılması lazım.
Kısa vadede çözüm önerileriniz nedir?
Silahların bile susmasını istiyorsak bir genel affa ihtiyaç var.
Ayrıca, siyasetin yolunun açılması, konunun özgürce
tartışılabilmesi, Kürt dilinin eğitim alanında kullanılabilmesi,
batıya göç edenlerin yerlerine dönebilmesi, köy koruculuğunun
kaldırılması, Jitem dağıtılması... Uzun vadede anayasasın
değişmesi, Kürt kimliğinin kabul edilmesi, eşitlik koşullarında bir
çözüm adımının atılması gerekir.