Belge soyadı nereden geliyor?
Abone olKampanyaya imza atanlardan biri de Murat Belge. Osmanye valisi olan dedesi Asaf Bey'in geçmişi yakın tarihe ışık tuttu.
Aydınların başlattığı “Özür Diliyorum" kampanyasının imzacılarından Prof. Dr. Murat Belge’nin, dedesi Osmaniye Valisi Mehmed Asaf Bey, 1909’da silahlı Ermeni örgütünün saldırılarına maruz kalmış...
Mutasarrıf Asaf Bey
Oluşumun fikir babalarından Belge'nin, 1909'da Hınçak adlı silahlı Ermeni örgütün saldırılarına maruz kalmış dönemin Osmaniye valisi Mehmed Asaf Bey'in torunu olduğu ortaya çıktı. Merkezi İstanbul’da bulunan Asılsız Ermeni iddialarıyla Mücadele Federasyonu’nun (ASEF) araştırmasına göre; 1909’da Cebeli Bereket (Osmaniye) Mutasarrıfı olan Mehmed Asaf Bey, Ermeni Kilise Papazı Muşeg’in kışkırtmalarının farkına vararak, onu yönetici bulunduğu Cebelibereket Sancağı sınırlarından kovdu.
Adana'da 10 bine yakın insan öldü
Daha sonra da adı geçen papazın yönettiği Hınçak Ermeni silahlı örgütünün çalışmalarını izlemeye aldı. 14 Nisan 1909 günü Adana şehir merkezinde patlak veren ve Mayıs 1909 başına kadar süren iç savaş sonrası karşılıklı olarak Ermenilerden ve Türklerden 10 bine yakın sivil kişi hayatını kaybetti. Adana, tarihindeki en büyük yıkıma uğradı.
Patrikhane’nin hedefi
Ermeni siyasi örgütlerinin amaçlarını önceden tespit eden Sancak Mutasarrıfı Mehmed Asaf Bey, aldığı tedbirler sonucu Sancak genelinde geniş ölçüde iç savaş yaşanmasının önüne geçerek, hem Türk ve hem de Ermeni halkın hayatının korunması yönünde önemli çalışmalarda bulundu. Mehmed Asaf Bey, Adana’daki iç çatışmanın bitmesinden sonra Ermenilerin istekleri doğrultusunda hareket etmediği için İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin suçlamasına hedef oldu.
Radikal Ermeniler hedefi haline geldi
İttihatçılar tarafından Erzin şehrinde kurulan Divan-ı Harp mahkemesinde yargılanan Asaf Bey, suçsuz bulundu. Ancak karardan memnun olmayan Ermeni çevreleri, Mehmed Asaf Bey’i ağır şekilde suçlamaya devam etti. Asaf Bey, radikal Ermenilerin hedefi haline geldiği için görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
İttihatçılar dedesini Divan-ı Harb'e verdi
Bugun gazetesinden Seçkin Ergin'in sorularını yanıtlayan Murat Belge, dedesi Asaf Bey’in 1909’da Adana’da yaşanan olaylar nedeni ile İttihatçılar tarafından Divan-ı Harb’e verildiğini söyledi. Belge, dedesinin beraat ettiğini ancak bu sonucun, O’nun olaylarda sorumluluğunun olmadığı anlamına gelmeyeceğini savundu. Askeri mahkemelerin, “milli cinayet” işleyenleri beraat ettirebileceğini iddia eden Belge şöyle konuştu:
Cemal Paşa dedesini korkaklıkla suçlamış
“Cemal Paşa’nın anılarında, ‘Bu işler oldu, çünkü mutasarruf korkak bir herifti, olaylar başlayınca kaçıp evine saklandı’ diye yazıyor. Sorumlu olmadığını oradan çıkarıyorum. Cemal Paşa’nın dediği gibi ‘korkak’ olmak, benim değerlerime göre ‘katil’ olmaktan çok daha iyi bir şey.”
1915 kıyımını dedem inkar etmedi
Murat Belge, 1915 olaylarını dedesinden dinlediğini söyleyerek, 1909’da yaşananların 1915’te yaşananların olmadığı anlamına gelmeyeceğini vurguladı. Belge, dedesi Asaf Bey’in hiçbir zaman 1915 kıyımını inkar etmediğini de savundu.
Belge'nin soyadını nasıl aldılar?
Mehmed Asaf Bey, Ermeni örgütlerine yön verenlerin 1909 Adana olaylarındaki rollerini açıklayan Osmanlıca el yazısı ile yazılmış 300 belge hazırlayarak Ermeni çetecilerin yaptıklarını ortaya koydu. Bu çalışmasından ötürü, 1934’te Soyadı Kanunu çıkınca ‘Belge’ soyadını aldı.
1955 yılında vefat eden Mehmed Asaf Bey'in savaş belgeleri, Türk Tarih Kurumu tarafından kitap olarak yayınlandı. Kitapta, Mehmed Asaf Bey’e ilişkin bilgi verilirken “Merhum Burhan Belge, Ayşe Leman Karaosmanoğlu ve emekli Deniz Albay Es’ad Belge’nin babasıdır” deniliyor.
Mutasarrıf Asaf Bey
Oluşumun fikir babalarından Belge'nin, 1909'da Hınçak adlı silahlı Ermeni örgütün saldırılarına maruz kalmış dönemin Osmaniye valisi Mehmed Asaf Bey'in torunu olduğu ortaya çıktı. Merkezi İstanbul’da bulunan Asılsız Ermeni iddialarıyla Mücadele Federasyonu’nun (ASEF) araştırmasına göre; 1909’da Cebeli Bereket (Osmaniye) Mutasarrıfı olan Mehmed Asaf Bey, Ermeni Kilise Papazı Muşeg’in kışkırtmalarının farkına vararak, onu yönetici bulunduğu Cebelibereket Sancağı sınırlarından kovdu.
Adana'da 10 bine yakın insan öldü
Daha sonra da adı geçen papazın yönettiği Hınçak Ermeni silahlı örgütünün çalışmalarını izlemeye aldı. 14 Nisan 1909 günü Adana şehir merkezinde patlak veren ve Mayıs 1909 başına kadar süren iç savaş sonrası karşılıklı olarak Ermenilerden ve Türklerden 10 bine yakın sivil kişi hayatını kaybetti. Adana, tarihindeki en büyük yıkıma uğradı.
Patrikhane’nin hedefi
Ermeni siyasi örgütlerinin amaçlarını önceden tespit eden Sancak Mutasarrıfı Mehmed Asaf Bey, aldığı tedbirler sonucu Sancak genelinde geniş ölçüde iç savaş yaşanmasının önüne geçerek, hem Türk ve hem de Ermeni halkın hayatının korunması yönünde önemli çalışmalarda bulundu. Mehmed Asaf Bey, Adana’daki iç çatışmanın bitmesinden sonra Ermenilerin istekleri doğrultusunda hareket etmediği için İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin suçlamasına hedef oldu.
Radikal Ermeniler hedefi haline geldi
İttihatçılar tarafından Erzin şehrinde kurulan Divan-ı Harp mahkemesinde yargılanan Asaf Bey, suçsuz bulundu. Ancak karardan memnun olmayan Ermeni çevreleri, Mehmed Asaf Bey’i ağır şekilde suçlamaya devam etti. Asaf Bey, radikal Ermenilerin hedefi haline geldiği için görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
İttihatçılar dedesini Divan-ı Harb'e verdi
Bugun gazetesinden Seçkin Ergin'in sorularını yanıtlayan Murat Belge, dedesi Asaf Bey’in 1909’da Adana’da yaşanan olaylar nedeni ile İttihatçılar tarafından Divan-ı Harb’e verildiğini söyledi. Belge, dedesinin beraat ettiğini ancak bu sonucun, O’nun olaylarda sorumluluğunun olmadığı anlamına gelmeyeceğini savundu. Askeri mahkemelerin, “milli cinayet” işleyenleri beraat ettirebileceğini iddia eden Belge şöyle konuştu:
Cemal Paşa dedesini korkaklıkla suçlamış
“Cemal Paşa’nın anılarında, ‘Bu işler oldu, çünkü mutasarruf korkak bir herifti, olaylar başlayınca kaçıp evine saklandı’ diye yazıyor. Sorumlu olmadığını oradan çıkarıyorum. Cemal Paşa’nın dediği gibi ‘korkak’ olmak, benim değerlerime göre ‘katil’ olmaktan çok daha iyi bir şey.”
1915 kıyımını dedem inkar etmedi
Murat Belge, 1915 olaylarını dedesinden dinlediğini söyleyerek, 1909’da yaşananların 1915’te yaşananların olmadığı anlamına gelmeyeceğini vurguladı. Belge, dedesi Asaf Bey’in hiçbir zaman 1915 kıyımını inkar etmediğini de savundu.
Belge'nin soyadını nasıl aldılar?
Mehmed Asaf Bey, Ermeni örgütlerine yön verenlerin 1909 Adana olaylarındaki rollerini açıklayan Osmanlıca el yazısı ile yazılmış 300 belge hazırlayarak Ermeni çetecilerin yaptıklarını ortaya koydu. Bu çalışmasından ötürü, 1934’te Soyadı Kanunu çıkınca ‘Belge’ soyadını aldı.
1955 yılında vefat eden Mehmed Asaf Bey'in savaş belgeleri, Türk Tarih Kurumu tarafından kitap olarak yayınlandı. Kitapta, Mehmed Asaf Bey’e ilişkin bilgi verilirken “Merhum Burhan Belge, Ayşe Leman Karaosmanoğlu ve emekli Deniz Albay Es’ad Belge’nin babasıdır” deniliyor.