Belge, Aktan'ı muhatap almayacak
Abone olRadikal Gazetesi yazarı Murat Belge, bundan böyle aynı gazetede yazılar yazan Gündüz Aktan'ı muhatap almayacağını duyurdu.
Boğaziçi Üniversitesi'nde son dakika kararıyla ertelenen "Ermeni
Konferansı"nın düzenleyecilerinden olan Murat Belge, bundan böyle
aynı gazetede yazan Emekli-Büyükelçi Gündüz Aktan'ı muhatap kabul
etmeyecek. Gündüz Aktan'ın son günlerdeki tehditvari üslubuna
"yazısıyla dikkat çeken Belge, Aktan'a yönelik olarak,
"Bundan böyle kendisini muhatap sayıp herhangi bir sözüne
cevap vermemekte karar kıldım" dedi. İşte Belge'nin tarihe
'belge' düşürdüğü yazısı:
Yazı: Murat Belge
Kaynak:
Geçen haftalarda NTV'nin, Oğuz Haksever'in düzenlediği, gene bu
Ermeni sorunu üstüne programa katılmıştım. Geçen gün Tufan
Türenç'in bu programa değindiğini ve benim ne kadar sinirli
olduğumu söylediğini gördüm. Doğru, öyleydim. Programa gelirken
Şükrü Elekdağ'ın konuşmalarını radyodan dinlemiş ve bu demagoji
pervasızlığı karşısında sinirlenmeye başlamıştım. Ama asıl neden bu
olmadı.
Bu programlarda, malum, sık sık 'reklam arası' veriliyor. Masada
oturanlar orada kalıyor ve konuşma bir biçimde devam ediyor. Ama,
tabii, evinde televizyon izleyenlerin bu konuşmalardan hiçbir
haberi olmuyor.
Bizim ilk arada, Daşnak lafı devam etti. Hırant Dink de, ben de,
Daşnak'a hiçbir sempati duymadığımızı söyledik. Bunun üstüne, adını
hatırlamadığım, ama ASAM üyesi olduğunu söyleyen emekli diplomat,
'Zaten ben korkuyorum. Bunlar çok kötü adamlar. Bir gün sizi
vuruverirler' yollu bir şeyler söylemeye başladı.
Buydu beni o programda ifrit görmüş hale getiren. Nitekim görmüştüm
ifriti. Yıllardır bu cephenin adamlarından devamlı böyle imalı,
kinayeli, ölüm tehditleri duymaktan bıktık.
"Evet" dedim, "öldürülme keyfiyeti bu memlekette hep vardır. Bu
seferinde 'Daşnak yaptı' mı diyeceksiniz?"
Buna bir cevap alamadım. Emekli diplomat Daşnak konusuna dönmedi,
söyleyeceğini söylemişti.
Sanırım o bağlamda asıl hedefi Hırant Dink'ti. Ama hedefin Dink
olması benim sinirlenmeme engel değil.
Programın sonuna doğru Elekdağ 'ne kadar demokrat ve hoşgörülü,
çoksesli bir toplum' olduğumuzu anlatmaya başlayınca da, bunu
söyledim: yani, 'vurulursun, suçu da Daşnaklara kalır'
tehditleriyle 'çoksesli' olduğumuzu. Ama Elekdağ özellikle
Meclis'teki konuşma içeriği ve üslubuyla kendisi de kanıtlıyordu
'demokrasi', 'hoşgörü' ve 'çokseslilik' konularındaki içtenliğini
-'bilimsellik' anlayışının yanı sıra.
Yıllar önce, HBB'de kalabalık bir tartışma programına çıkmıştım.
Konu Kürt sorunu, konuklardan biri de Enis Öksüz'dü. O sıralar
'Kürt yoktur' deme politikası (tıpkı, 'kıyım yoktur' der gibi) bazı
çevrelerde hâlâ sürdürülüyordu. Enis Öksüz de, 'Kürtçe' denen dilin
aslında Türkçenin henüz araştırılması, sınıflanması tamamlanmamış
kollarından biri olduğunu söyledikten sonra, "Memlekette olmayan
bir 'Kürt illeti' yaratarak ırkçılık yaparsanız, sonra sizin de
kapınızı bir çalan bulunur" demişti. Savaş Akat da vardı konuklar
arasında. O, bence mesajı farklı yorumlayarak, "Darbe davet
ediyorsun!" diye haykırdı. Bense, "Hayır, 'meçhul fail'i davet
ediyor" demiştim.
Diyorum ya, yıllardır alışığız bu gibi konular konuşulmaya
başlayınca işi fiziksel alana çekmeye, kaba kuvvetle
susturmaya.
Geçenlerde Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin benim katılamadığım bir
toplantısı olmuş, gene ASAM'ın 'kurucu üyesi' olduğunu söyleyen
biri toplantıda kavga çıkarmış, sağa sola yumruk tekme saldırmış,
toplantının bitmesine yol açmıştı. Aynı şahsiyetin yapılamayan
konferans için Boğaziçi Üniversitesi kapısında beklediğini de Murat
Çelikkan'ın yazısından öğrendim.
Güvenlik güçlerinin karşısında çaresiz kalacağı kişilerden biri
oydu herhalde.
Gündüz Aktan bu ASAM'ın şimdiki başkanı. Geçen günkü yazısında
kullandığı üslupla bu örgütün başkanlığını sonuna kadar hak
ettiğini kanıtlamıştı. Bundan böyle kendisini muhatap sayıp
herhangi bir sözüne cevap vermemekte karar kıldım.