Belediyelere kitap fırçası
Abone olDevlet Bakanı Şahin, dini bilgiler içeren kitaplar hazırlayıp dağıtan belediyeleri eleştirdi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, dini
bilgiler içeren kitaplar hazırlayıp dağıtan belediyeleri
eleştirerek, ''Bir belediyebaşkanının, 'halkı, dini konularda
aydınlatacağım' diye, kimin tarafından yazıldığı, içeriğinin doğru
olup olmadığı bilinmeyen bir kitabı, vatandaşlara dağıtması,
görevi, hakkı ve haddi değildir'' dedi.
Töre ve namus cinayetleri ile kadınlara ve çocuklara yönelik
şiddetin nedenlerinin araştırılması amacıyla kurulan Meclis
Araştırma Komisyonu raporunun görüşülmesi sırasında Hükümet adına
söz alan Şahin, kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet
Çubukçu'nun çok arzu etmesine rağmen görüşmelere katılamadığını
söyledi. Şahin, Çubukçu'nun Türkiye'de bulunan İsveç Kralı Carl 16.
Gustaf'ın eşi Kraliçe Silvia'ya eşlik ettiğini kaydetti.
Türkiye'nin, kadın ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi için
uluslararası sözleşmelere imza attığını, ulusal düzeyde de
düzenlemeler yaptığını anlatan şahin, ''Kabul etmek durumundayız ki
gerek uluslararası yükümlülükler, gerek ulusal düzeyde alınan
tedbirlere rağmen, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadına
yönelik şiddet toplumsal bir sorun olarak varlığını
sürdürmektedir'' dedi.
Şahin, kadın ve çocuklara karşı kötü muamelelerin, sanki 3.5 yıl
önce başlamış gibi eleştiriler yapıldığını ifade ederek, sorunların
nedenlerini bilerek, doğru politikalar üretilebileceğini söyledi.
''Evet Türkiye'de, böyle bir sorun var. Bu sorunun nedenleri
üzerinde duralım, alınması gereken tedbirlerle ilgili öneriler
ortaya koyalım'' diyen Şahin, bir tek yanlış ve kötü örnekten yola
çıkarak, genelleme yapılmamasını istedi. ''Sizin, falan elemanınız
şöyle yapmış, siz busunuz'' şeklindeki değerlendirmenin yanlış
olacağını ifade eden Şahin, ''Aynı örnekleri, ben sizin için de
bulabilirim. 20. Dönem'de Parlamentodaydım. Meclis lojmanlarında
kalıyordum. Bir CHP'li milletvekili arkadaşımızla komşuyduk.
Nikahlı eşi başka bir yerde duruyordu, nikahsız eşle birlikte
yaşıyorlardı. Maalesef, biz de olur,siz de olur... Bu bir tek
örnekten yola çıkarak, 'siz busunuz, böyle yapıyorsunuz' derseniz,
birbirimize haksızlık etmiş oluruz'' diye konuştu.
Aile ilişkileri, evlilik, kadın-erkek haklarının nasıl
olacağının,anayasa ve kanunlarda belli olduğunu belirten Şahin,
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, kendilerini ve aile
ilişkilerini bu yasalara göre düzenlemeleri gerektiğini
söyledi.
-BELEDİYELERİN DAĞITTIĞI KİTAPLAR-
Halkı, dini konularda aydınlatma görevinin, anayasa ile Diyanet
İşleri Başkanlığına verildiğini ifade eden Şahin, ''Bir belediye
başkanının, 'halkı, dini konularda aydınlatacağım' diye, kimin
tarafından yazıldığı, içeriğinin doğru olup olmadığı bilinmeyen bir
kitabı, vatandaşlara dağıtması, görevi de değildir, hakkı da
değildir, haddi de değildir. Yanlış yapmışlardır. Kim yapmışsa,
yanlış yapmıştır'' diye konuştu. Bir belediyenin ne yaptığını
sürekli takip edemeyeceklerini ifade eden Şahin, ''Karşımıza
çıktığımda ilgili arkadaşlarımızı uyarmak, bunu yapamazsınız demek
durumundayız. Nitekim parti genel merkezimiz de bu uyarıda
bulunmuştur'' dedi.
-''SİZE NE, HALKIN HANGİ DİNİ BİLGİYE SAHİP OLACAĞINDAN''-
Şahin, belediyelerin, İçişleri Bakanlığı'nın vesayeti altında
olduğunu belirterek, İçişleri Bakanlığı'nın da Belediye
kanunlarıyla kendisine verilmeyen bir takım işleri yapan
belediyelerle ilgili denetim görevini yapması gerektiğini söyledi.
Şahin, şöyle konuştu: ''Yapmak da zorundadır. Sizin göreviniz
bayındırlık hizmetleri yapmak. Size ne, halkın hangi dini konuda
bilgiye sahip olacağı, bu konuda kitap hazırlatmak veya mevcut olan
kitapları dağıtmak... Sizin
göreviniz değil ki bu... Kuşkusuz, bu bizim partimize mensup
arkadaşlar tarafından da sizin partinize mensup arkadaşlar
tarafından
da yapılabilir. Bunları gördüğümüzde yapacağımız şey, bu
yanlışları
düzeltmektir, üstüne gitmektir. Siz görürsünüz, uyarıda
bulunursunuz.
Biz de size teşekkür ederiz. 'Sağ olun, eksik olmayın, biz
görememişiz, siz fark ettiniz, bunu düzeltiyoruz' deriz. Siyaset,
bir
noktada toplumdaki yanlışlıkları birlikte düzeltme sanatıdır.''
-CUMHURİYET VE NİTELİKLERİ-
Şahin, herhangi bir konu konuşulurken, cumhuriyet ve temel
niteliklerinin gündeme getirildiğini, bunlar tehlike ve tehdit
altındaymış gibi bir takım değerlendirmeler yapıldığını
belirterek,
Cumhuriyet kurulalı 83 yıl olduğunu, hala Türkiye'de Cumhuriyet
ve
temel nitelikleriyle ilgili tereddütlerin ortaya konulması
durumunda,
birilerinin, ''Bu nasıl rejimdir ki 83 yıldır hala yerleşmedi''
diye
soracaklarını söyledi.
''Türkiye Cumhuriyeti ve temel nitelikleri, milletimize mal
olmuştur. Aziz milletimizin, ne cumhuriyetle ne onun temel
nitelikleriyle hiçbir problemi yoktur'' diyen Şahin, millettin,
iktidar ve muhalefetten tek beklentisinin, memleketin iyi
yönetilmesi
olduğunu kaydetti.
''Hiç kimseyi, inançlıdır, değildir'' diye ayrıma tabi
tutamayacağını, para ve imanın kimde olduğunun belli
olmayacağını
ifade eden Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ayrım
yaptığı
yönünde CHP'lilerin laf atması üzerine, ''Sayın Başbakanın ne
söylediğini hatırlamıyorum. Yani böyle bir ayrım yapmışsa, kim
yaparsa
yapsın, yanlış yapmıştır kardeşim'' dedi.
Şahin, ''Doğru olanı, olması gerekeni söyleyelim'' diyerek, ne
hükümetimizin, ne partimizin, ne herhangi bir parti mensubumuzun,
ne
halkımızın cumhuriyetle ilgili bir endişesi var'' diye konuştu.
-''LAİKLİK, DEVLETİN KARAKTERİDİR''-
Laiklikle ilgili değerlendirmelerde bulunan Şahin, dinin,
toplumun
müşterek değeri olduğunu, mutlaka partiler üstü olması gerektiğini
ve
hiçbir zaman siyasete alet edilmemesi gerektiğini söyledi.
Şahin,
şöyle konuştu:
''Laiklik, devletin bir karakteridir. Bireylerin dini
olacaktır.
hepimizin inandığı dini vardır, hepimizin bir inancı var. Din,
kişinin
kendisiyle ilgili... İslam dininin muhatabı, bireydir, tüzel
kişiler
değildir. Devletin, dini olmaz. Devletin konumu nedir? Dinler
karşısında tarafsız olacaksınız, her inanç sahibine eşit
davranacaksınız, her inanç sahibi o dinin gereklerini yasal
çerçevede
yerine getirecek, getirmeye çalışacak. Biri ona, 'sen, niye
öyle
inanıyorsun?' diyemeyecek. Bunun garantisi de laikliktir.
O nedenle, AK Parti olarak, Cumhuriyete ve onun temel
niteliklerine inanıyoruz, bunların gerekli olduğuna da
inanıyoruz.
Çünkü bunlar olmadığı zaman, toplumda kargaşa olur. Dini
inancından,
mezhep inancından dolayı millet birbirini boğazlar. O bakımdan
Cumhuriyet, sağlam temeller üzerine kurulmuştur. Kuranlara başta
Gazi
Mustafa Kemal Atatürk olmaz üzere hepsine şükranlarımızı ifade
ediyoruz. O nedenle, 83 yıl sonra hala bunları tartışmayalım.
Hala
siyasi nedenlerle puan alırız diye bunları tartışmayalım.''
Şahin, AK Parti iktidarı döneminde, kadın ve çocuklara yönelik
şiddet ile töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi için atılan
adımlar
hakkında bilgi verdi ve ''Bu, Türkiye'nin bir sorunudur.
Türkiye'nin
her sorunu, bizim de sorunumuzdur'' dedi.