Münzevi Koca Mehmed Namazgahı resmi kayıtlara göre 1819'da Eyüpsultan Defterdar Mahallesi'ne hayrat olarak yaptırıldı. Uzun bir süre seyahat edenlerin namaz kılmak ve dinlenmek için geldikleri namazgaha artık kebap yemek isteyenler geliyor. Restoran sahipleri dükkanı bir kahvehaneden devir aldıklarını belirterek Münzevi Koca Mehmed Namazgahı'nın taşının yıllardır kendileri tarafından korunduğunu dile getirdi. Kebapçının bahçesindeki namazgah taşını görenler ise bu duruma şaşırıyor. Zamanında kıbleyi bulmak aynı zamanda namaz kılmak için kullanılan namazgaha ait kıble taşı bazı müşteriler tarafından mezar taşı zannediliyor. Kıble taşının üst kısmı ise kırılmış halde. Üst parçasının nerede olduğu kim tarafından kırıldığı ya da ne zamandır kırık olduğuysa bilinmiyor.Restoran sahibi Muharrem Karacan "Müşteriler gördüklerinde genelde mezar taşı sanıyor. Anlattığımız da öğreniyor. Duyunca hoşlarına gidiyor. Biz bu taşı koruma altına almış gibiyiz. 10 yıldır buradayız zaten. İlk tuttuğumuzda burayı çok atıl bir şekildeydi." dedi."Etrafı bakımsızdı. Biz de müşteriler de bu taşın burada olmasından memnun" diyen Karacan "Kıblenin yönünü bilmeyenler de buradan bakıp kıblenin yönünü öğreniyor. Burada olduğu biliniyor, belediyeler geldi, kontrol ediliyor zaman zaman." ifadelerini kullandı.Karacan " 6 ayda 1 yılda 1 bu taşı fotoğraflayarak kontrol ediyorlar. Bazen buraya sadece namazgahı görmek için gelenler de oluyor. Nahoş tepkiler almadık ama etrafı daha güzel yapılabilirdi diyenler oluyor" diye konuştu.Tarih Araştırmacısı Müfid Yüksel "Arkamızdaki namazgah ya da kıble taşı olarak diye bilinir. Bunlar İstanbul'un bir çok yerinde var. 150'dan fazla yerde var. Bu eserler zamanında insanlar açık havada namazlarını kılabilsin diye yapılmış. Yerleşim yerlerinden uzak yerlere veya meydanlara yapılırdı." dedi.Yüksel "Özellikle yazın meydanlarda cuma ve bayram namazları topluca namazgahların etrafında kılınırdı. Çok ciddi sanatsal ve mimari özellikleri yüksek olanları da var. Yazın veya baharda seyahat edenler açık havada namaz kılmak ve dinlenmek için bu tür namazgahlar inşa edilirdi" diye konuştu.Müfid Yüksel "İslam ülkelerinin birçoğunda bu var. Kudüs'te bile var. Mesela bir kişi eda edecek namazını bir yer bulacak, su bulacak kılacak, namazgah bunları sağlıyordu. Buradaki namazgahta kayıtlara göre 1819'dan kalma Koca Mehmed Ağa tarafından hayrat olarak yaptırılıyor." ifadelerini kullandı. Yüksel "Koca Yusuf Paşa'nın soyundan gelen bir kişi. Namazgahlarda genellikle mihrap ayetleri olur. Mimari kıymeti olan mimari özellikleri olan namazgahlardan bir tanesiydi bu da. Bu namazgahları dinlenme tesisi gibi düşünebiliriz o dönemler için." şeklinde konuştu."İnsanlar seyahat ederken, dinlenmek ve ibadet etmek için bu tür mekanlar inşa edilirdi" diyen Yüksel "Bunların yanında kahvehane, lavabo vesaire olurdu. Bunlar korunduktan sonra sorun yok yanında ne olduğunun ama korunmuyor. Bu da İstanbul'un büyük namazgahlarından biri" dedi.