Bela 'geliyorum' diye bağırıyor

Uzmanlar, Alibeyköy gibi sel sularına maruz kalan dere yatağındaki evlerin depreme karşı güvenli olmadığını vurguladı. Binaların sürekli suyla temas etmesi nedeniyle yorulup yıprandığını belirten uzmanlara göre, korozyon oluşan binaların orta büyüklükte bir depreme dayanması mümkün değil. Hatta yeni bir sel baskınıyla bile yıkılabilir. Uzmanların konuyla ilgili görüşleri şöyle: Prof. Dr. Naci Görür (İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi): "Binaların sürekli olarak suyla temas etmeleri, zeminin periyodik olarak su baskınına maruz kalması, hem zemini hem de binayı önemli bir şekilde tahrip eder ve yorar. Ayrıca önemli ölçüde malzeme yıpranmasına, korozyona, malzemenin ayrışmasına yol açtığı kesindir. Bu tür yerlerin ciddi bir depremde ayakta kalması mümkün değildir. Daha küçük depremlerde, orta büyükle bir depremde bile ayakta durması kuşkuludur. Ayrıca İstanbul'da beklediğimiz depremde afet yönetimiyle ilgili 'yaptık' denilen hiçbir şeyin işlemeyeceğini son yağmurda kanıtlandı. Yağmura teslimiyet, depremde de afet yönetimi açısından alınan tedbirlerin işlemeyeceğinin göstergesidir. " 'Demirler paslanmıştır' Cemal Gökçe (İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı) : "Buralar zemin güvenliği olmayan yerler. Suyun çevreden toplayıp getirdiği toprağa yapılan yapılar. Böyle bir zemin üzerine, plansız yapılan binaların deprem güvenliği söz konusu olamaz. Kaçak yapılan, beton kalitesi son derece yetersiz olan demirlerin korozyona uğramış olması kesindir. Beklenen deprem büyüklüğü İstanbul için, 6.5 - 7.5. Bu yapılan hem bu büyüklükteki, hem de normal büyüklükteki depreme dayanma şansları yok. Hatta bir başka selde temellerin altındaki toprağın kayıp gitmesi durumunda binalar kendi kendine bile yıkılabilir. Buraların tahliye edilip yeşil alana dönüştürülmesi gerekir." Haber: Ümran Avcı Kaynak: Milliyet