Bekir Gerizekalı, bakın ne demiş!

Fikri AKYÜZ fikri@internethaber.com

?Değişim? denilen olgudan bahsedildiğinde aklıma hep şu fıkra gelir:

"Bekir Gerizekalı" isimli birisi, isim tashihi talebiyle mahkemeye başvurmuş..

Hakim, ?Ne olmasını istiyorsun?? diye sorunca, adam, ?Emre Gerizekalı olmasını istiyorum? demiş!.

Türkiye, 2-3 yıldır muazzam bir değişime imza atmaktadır ve bu değişim mutlak surette bir ?dönüşüm? getirecektir..

Türkiye?nin ?başkalaşım? sürecine girmemesi için, Türkiye bu ?dönüşüm? olgusunu gerçekleştirmek zorundadır..

Ve görünen o ki, bu ?başkalaşmadan dönüşme? sürecini iktidarda bulunan muhafazakar demokrat bir parti gerçekleştiriyor..

Ne yazık ki Türkiye yıllardır, bünyesine nüksetmiş bulunan hastalıkları ?ameliyat? etmek bir yana ?pansuman? bile yapmaktan kaçındı..

?Bakınız bunlar da çalışıyor..? dedirtmek için, sadece ?estetik? ameliyatı yaptılar ve bu estetik neticesinde Türkiye?nin ağzını burnunu yamulttular!.

Malum; ?Tutuculuk? ile ?muhafazakarlık? arasında bir fark olduğu gibi, ?marjinallik? ile ?radikallik? arasında da bir fark var..

Tıpkı, ?snopluk? ile ?modernlik? arasında bir fark olduğu gibi?

Evet, ?değişim? demiş idik..

Şunu kabul etmek gerekiyor; Türkiye, yıllardır büyük bir ?bölgesel güç? olma özelliğini muhafaza ediyor; bununla kalmayıp ?uluslararası güç? olma trendine de girmiş bulunuyor..

Tabii, bu trendi tamamlamak için bazı atılımlar yapmak gerekiyor..

Bu atılımları gerçekleştirebilmek için öncelikle şunların altının çizilmesi gerekiyor..

1) Türkiye, Müslüman bir ülkedir.. Mehmet Akif?in dediği gibi, bu ülkenin insanları ?dünyaları alsa da bu cennet vatanı vermez?.. Vatanını cennet sıfatıyla taçlandıran bir ülkenin insanlarına ?Türkiye, Müslüman bir ülke değildir..? demek, en azından sosyoloji bilimini yok saymaktan başka bir şey değildir..

2) Türkiye, laik bir devlettir.. Ancak, laikliği bu kadar yanlış anlayan, yanlış anladığı için bu kadar yanlış uygulayan başka bir devlet yoktur.. Ne İran?daki dini rejim uygulaması ne Fransa?daki laik rejim uygulaması makuldür; Türkiye, biraz daha sağlıklı bir laiklik yorumu getirir ve tatbik ederse, ciddi bir ?altyapıya? sahip olduğundan tüm dünyaya örnek olacak bir ülke ve devlet konumuna gelecektir..

3) Solun marjinal kesimi nasıl ki din faktörünü toplumdan soyutlamak konusunda bir gayret gösteriyorsa, sağın belli bir kesimi de tutarlı bir anlayışa sahip olma konusunda zafiyet sergilemektedir..

4) Elbette Türkler, tarihini bilmelidir, bildikten sonra unutmamalıdır.. Ama yıl 2005?tir.. Hem ?Türkiye karanlık bir dönemden geçiyor? diyeceksiniz hem de ön farları yakmayı ihmal edeceksiniz ve uyaran olduğunda, ?Arka farları açık ya..? diyeceksiniz!. Dolayısıyla, iyi sürücü hem ön hem de arka farları yakan sürücü olduğuna göre, iyi bir toplum da hem tarihini bilen hem de önünü gören toplumdur.. Unutulmamalıdır ki, arabalarda bir geri vites vardır ama ileri vites sayısı birkaç tanedir!..

5) İşte bu yüzden muhafazakarlar da ileriyi görebilme konusunda yetenek sahibi olmalı ve en önemlisi ?tutarlı? olmalıdır..

6) İslamiyet gibi muazzam bir dine sahip oluşumuzu nimet saymalıyız.. O İslamiyet ki, ?Yaradılanı severim Yaratan?dan ötürü..? diyen bir dindir; dolayısıyla, İslam dininin mensupları ırkçılığa prim vermez ve diğer dinin mensuplarını hakir görmez..

İşte burada, uzunca bir giriş yapmama vesile olan bir konuya gelmek istiyorum; bu konu, Heybeliada Ruhban Okulu?nun açılıp açılmamasına dair yapılan tartışmalara işaret etmeye ilişkindir..

Heybeliada Ruhban Okulu, terörist yetiştiren bir okul değildir; diyelim ki açıldıktan sonra bu okuldan terörist yetişti..

Böyle bir durumda Türkiye?nin yasaları zaten devreye girecektir..

Abdullah Öcalan gibi bir terörist yetiştiği için Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi?nin kapatılması mı gerekiyor?

1971 yılına kadar açık olan, ne Osmanlı?nın ne de Atatürk?ün kapatmak için bir girişimde bulunduğu bir okulu kapatmak Türkiye gibi laik bir devlete ve Türkiye gibi bir Müslüman ülkeye yakışan bir tavır mıdır?

Ruhban Okulu?nun YÖK?e tabi olmaması noktasındaki talep, doğal ve makul bir talep değil midir?

Hıristiyan devlet adamının yetiştiği bir okulda YÖK müfredatının uygulanması, dolayısıyla Atatürk İlke ve İnkılapları?nın okutulmasının mantığı nedir?

Gerçek laik bir devlet hem Ruhban Okulu?nun açılmasına hem de başörtülü öğrencilerin üniversitede okumasına cevaz veren devlettir; ?Türban?a da Ruhban Okulu?na da hayır? diyen marjinal sol ile ?Türban?a evet, Ruhban Okulu?na hayır? diyen dindar ya da milliyetçi kesimin tavrının birleştiği nokta, şekil itibariyle aynı noktadır..

Evet biliyorsunuz, yüzünüz kuzeye dönükken sağınız doğuyu, solunuz batıyı; yüzünüz güneye dönükken sağınız batıyı, solunuz doğuyu gösterir..

Dolayısıyla, yönünüzün tayini ?duruşunuza? bağlıdır..

Bir de kafasını kuma gömenler var ki, onlar ne batıyı ne de doğuyu görür..

Hatta, hem sağını hem de solunu şaşırır!..