Bekir Coşkundan can alıcı sözler
Abone olBalyoz Planında darbeyi destekleyecek isimler arasında gösterilen gazeteci Bekir Coşkun'dan çok konuşulacak açıklamalar...
Gülşah ERDEM
İNTERNETHABER
ANKARA- Bekir Coşkun… “Doğru söyleyeni dokuz köyden
kovarlar” atasözüne atıfta bulunarak yıllardır “Onuncu Köy” isimli
köşesinde Türkiye’yi tartışan önemli bir gazeteci yazar. Yazdığı
pek çok yazıyla gündem oldu. Göbeğini kaşıyan adam söylemi
nedeniyle eleştirildi. Cumhurbaşkanı Gül’ün koltuğa oturmasını
'sindiremediğini' söylediğinde Başbakan’ın “Ya sev ya terk et”
hışmına uğradı. Hükümetin pek çok uygulamasını eleştirdi. Yıllardır
yazdığı Hürriyet’ten ayrılması olay oldu. En son ismini Balyoz
Planı kapsamında darbeyi destekleyecek gazeteciler arasında
okuduk.
Coşkun hala köşe yazıları ve yorumlarıyla tartışma konusu.
İNTERNETHABER’e konuşan Coşkun bütün bu
yaşananlarla ilgili sorularımıza samimi yanıtlar verdi. Ama bir o
kadar da çok tartışılacak yorumlar yaptı. "Balyoz Planı
tezgah ve dümen. Bundan bir mizah kitabı çıkar” diyen
Coşkun’un darbelerle ilgili yorumları ise çok konuşulacak.
“12 Eylül darbesi gerekliydi” diyen Coşkun,
iktidarı tek kelime ile “faşist” olarak tanımladı.
Balyoz Planı karşısında kendi senaryosunu açıklayan Coşkun,
Türkiye’nin bir kaos ortamında bulunduğunu savunarak, “Bir
toplumsal bir iç karışıklığa polis yeterli gelmiyorsa, asker
müdahale eder” dedi. Bekir Coşkun’un sorularımıza verdiği
çarpıcı yanıtlar şöyle oldu:
HÜKÜMETİN ÖRTÜSÜ
Son günlerde hükümet ile Genelkurmay arasında yaşananları
nasıl değerlendiriyorsunuz?
İyi değerlendiriyorum.
Hükümetin böyle büyük bir örtüye, kepazeliğini örtmek için ihtiyacı
vardı. İktidar bu örtüyü darbe iddialarını kullanarak örtüyor. Bu
iddialardan medya da siyasette memnun. Çünkü ikisinin de işine
geliyor. Zaten medyanın üçte ikisi onların elinde.
Asker ile ilgili bu iddiaları nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Ortaya atılan bu iddiaları saçma
sapan buluyorum. Eğer bunlardan bir kitap hazırlansa çok güzel bir
‘mizah’ kitabı ortaya çıkar.
HÜRRİYET İLE HIZLI BOŞANDIK
Hürriyet’ten nasıl ayrıldınız?
Bazen bazı
evliliklerde hızlı boşanmalar vardır. Taraflardan biri diğerini
aldatır ve bir günde boşanma gerçekleşir. Bizim Hürriyet ile
boşanmamız bir günde oldu. Ve çok çabuk bitti. Bir yerde deprem
olursa her yer sallanır. Ve depremde kimileri düşer kimileri sadece
sallanır. Ben düştüm. Ertuğrul Özkök sallandı. Emin Çölaşan
düştü.
Ertuğrul Özkök ile görüşüyor musunuz?
Tabii.
Ben onu arkadaş olarak çok severim.
GÖBEĞİNİ KAŞIYAN ADAM TÜRKİYE’DİR
Yaşanan bu
dönemi nasıl tanımlarsınız?
Bu yaşanan ‘kötü’ bir
dönem. Birçok insan koltuğunu, onurunu, şerefini, kaybetti.
Bunların bir kısmı içeride.
Göbeğini kaşıyan adamı nasıl tarif
edersiniz?
Göbeğini kaşıyan adam Türkiye’nin ta
kendisidir. Bunları söyledikçe baskı geliyor birçok yerden ama ben
söylemeye devam edeceğim. Bu tipin çok iyi incelenmesi lazım. Bu
gerçeği kabul etmediğimiz sürece Türkiye düzelmez. Çünkü göbeğini
kaşıyan adam; görmeyen, duymayan, tartışmayan, konuşmayan,
sorgulamayan, kömür ve nohutla oyunu satan, dizi seyredip şükreden,
kaderci ve ‘asla kafasını kaşımayan
adamdır...’
Göbeğini kaşıyan adamı küçümsediğiniz yönünde eleştiriler
aldınız ne düşünüyorsunuz?
Göbeğini kaşıyan adamı
küçümsüyorum, saygı duymuyorum ve kızıyorum. Çünkü eğer biz
‘göbeğini kaşıyan adama’ razı olursak, Türkiye’nin aydınlık
geleceğinin olmasını beklememeliyiz.
İSRAİL-ARAPLAR VE TÜRKLER BİRBİRİNİN
AYNI
İsrail ile yaşanan koltuk krizi hakkında
ne düşünüyorsunuz?
Türkiye de İsrail de aynı
coğrafyanın ürünüdür. Aynı zamanda Araplar da İsraillilere ve
Türklere benzer. Ben coğrafyanın toplumlar üzerinde şekillendirici
olduğuna fazlasıyla inanırım. Mesela dağlık bölgelerdeki insanlar
daha dürüst ve tutarlıdır. Bunda coğrafyanın etkisi vardır. Çünkü
dağlık coğrafyada yaşayan insanlar savaşmak zorundadırlar ve
birbirlerine sığınılar. Ama arazi düzleştikçe kaypaklık artar çünkü
insanlar o zaman birbirlerine değil, maskelerinin arkasına
saklanırlar.
PEYGAMBERLERİN ÇOĞU ÇOBANDIR
Orta Doğu dünyanın
en kötü bölgesidir. Çünkü yazgısı kötüdür. Peygamberlerin çoğu
neden bu bölgeden çıkar hep düşünmüşümdür. Bu topraklardan üç
binden fazla Peygamber çıkmış. Ama neden Kanada’ya mesela peygamber
göndermemiş Allah? Çünkü peygamberlerin çoğu çobandır ve sürüleri
yönetirler. Allah’ta kimi tercih edeceğini biliyor.
2009 NEDEN 'SALAK' BİR YILDI
COŞKUN’UN YAZMADIĞI HABER NEYDİ?
DİĞER SAYFADA…
2009 ‘SALAK’ BİR YILDI
2009 kötü bir
yıl mıydı?
Evet. Kötü bir yıl olmasının yanında
‘salakça’ bir yıldı da aynı zamanda. Ama burada suçu yıla
yüklememek gerekir. Ben 2009’da yaşananlar salakça demek
istemiştim. Ama tüm yaşananlara salakça diyemediğim için (Ergenekon
davasını kastediyor) ben suçu 2009’a yükledim. Şimdi 2010’a girdik
ve salaklıklar devam ediyor. Demek ki suç 2009’da değilmiş.
Ülkede bu kadar işsizlik, yoksulluk, sokaklarda yaşayan insanlar,
ekonomik kriz varken iktidarın böyle şeylerle uğraşmasına
kızıyorum. Darbe planları denilen şeyin tam anlamıyla
‘salaklık’ olduğunu düşünüyorum. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan darbe iddialarının arkasına sığınarak ajitasyon
yapıyor. Ama bir süre sonra ‘darbe olsun diye
ağlayacak’ ve darbeyi kendisini kurtarmak için kendisi
isteyecek.
ÖZAL İLE ARKADAŞLIĞIMDAN ‘KASTELLİ’ OLAYINI YAZAMADIM
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile tanışıyor
musunuz?
Hayır. Ben iktidardakilerle, baştaki kişilerle
koltuklarındayken ilişki kurmayı doğru bulmuyorum. Çünkü o zaman
özgürce yazı yazamıyorum. Mesela Turgut Özal ile arkadaşlığım
olduğu dönemde banker Kastelli olayını Özal’dan öğrendim ama
yazmamı istemediği için yazamadım. Bunu sonra Emin Çölaşan öğrendi,
Özal ona da yazma demesine rağmen o yazdı. Benim yazmamamın nedeni
içimdeki Urfalı yanımdır.
ASKERİ KORUYORUM
Askeri korumaya çalışıyor musunuz?
Evet. Askeri
korumaya çalışıyorum. Çünkü irticanın giremediği tek yer
TSK kaldı. Dinciler tüm kurumları sardılar. Bu yüzden
askeri koruyorum. Çünkü askerin, bir ülkenin ‘rezervi’ olduğunu
düşünüyorum.
BALYOZ PLANI: ‘TEZGAH VE DÜMEN’
Balyoz planı ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Tüm bunların
tezgah ve dümen olduğunu düşünüyorum. Bu düşüncemde de yanılmadım.
Bir şey bildiğim için bunu söylemiyorum. Gazetecilik algısı
diyelim. Çünkü darbe yapacak adam 5 bin sayfa plan yazar mı? 12
Eylül 1980 darbesine bakalım mesela, oradaki tek belge 1 sayfaydı.
Onu da Kenan Evren televizyon karşısında okumuştu. Bu tür işlerin
yazıya döküleceğine inanmıyorum. Mesela ben bir camiden halı çalmak
istesem bunu bir yerlere yazacak mıyım? Bu iddialar hukuk ve
demokrasi dışı şeyler.
12 EYLÜL’DE DARBE GEREKLİYDİ
Darbe gerekliliğine inanıyor musunuz?
12 Eylül darbesi
gerekliydi bence. Çünkü tüm ülkede iç karışıklık vardı. Ve darbe
olması için tüm toplum dua etti. Benim o dönemde evim bombalandı.
Karım iki kez, oğlum bir kez ölümden döndü. 12 Eylül dönemini
yaşayan hiç kimse ‘keşke olmasaydı’ ya da bir tek kişi 'darbe
gereksizdi' diyemez. Çünkü bir toplumsal bir iç karışıklığa polis
yeterli gelmiyorsa, asker müdahale eder. Bu Avrupa’da da böyledir.
Ama onlarda ‘irtica’ gibi bir tehdit olmadığı için bizi anlamakta
zorluk çekiyorlar. Türkiye’deki iç tehdit o kadar büyük ki...
Anayasa Mahkemesi iktidar partisinin ‘irticanın’ odağı olduğunu
kabul etti zaten.
KAOS OLUŞURSA ASKER MÜDAHALE ETMEZSE NE OLUR?
Örneğin?
Örneğin bir senaryo çizelim. Bu senaryo 2010’da geçiyor olsun.
İktidarda, Anayasa Mahkemesi tarafından ‘irtica’ odağı olmakla
hüküm giymiş bir parti var. Ve ülkede kaos ortamı oluştu. Bu
durumda ne yapmalı? Senaryoya göre asker müdahale etmezse ne olur?
Polis zaten bölünmüş durumda. Üniversiteler paramparça. Yargı kendi
içinde kavga ediyor. Bunlara bir de kargaşanın sokağa dökülmesi
eklenirse ne olur? Ben bundan korkuyorum.
TSK’nın darbe ortamı hazırlama ihtimali var
mı?
Evet. Bu da mümkün tabii. Ama bunların
araştırılması lazım. Toplum olarak uyanık olmalıyız. Yani keleğe
gelmemeliyiz.
TEKEL İŞÇİLERİ DARBE YAPACAK
TEKEL işçileri için ne düşünüyorsunuz?
Ben sivil
insiyatife çok önem veriyorum. Ve sivil insiyatifin darbe yapmasını
istiyorum. Siviller bu darbeyi seçimde yapacak. Zaten şu anda TEKEL
işçileri soğukta çadırların içinde direnerek darbe yapıyorlar.
İKTİDAR ‘FAŞİST’
Bu iktidarı nasıl tanımlarsınız?
Tek kelime ile
‘Faşist…’ Ama mutluluğun nasıl ki, resmi yok ise Faşizmin de resmi
yok. Bunun fotoğrafını çekemem size. Ama görünen o. Çünkü iktidarın
başında ‘tek adam’ var. O tek adam hem yürütmenin hem yasamanın
başında. Geriye yargı kalıyor ki, o da baskı altına alınmış
durumda. Yargı mensupları dinleniyor.
TOPLUMUN YÜZDE 70’İ ZIRCAHİL
Nasıl bir toplum görüyorsunuz?
Bizim
toplumumuzun yüzde 60’ı, 70’i zırcahil. Seçim
zamanı nohut ve kömürle oyunu satıyor. Ben de tüm bunlardan dolayı
yazı yazmaya korkuyorum.
İNSANLAR OKUDUĞU SÜRECE YAZACAĞIM
Burası ‘sonuncu köy’ mü?
(Gülüyor) İnsanlar beni
okumaya devam ettiği sürece yazacağım.