Bekir Coşkun bıraksın mı?
Abone olBekir Coşkun yol ayrımında.. En yakın dostunu kaybetti. Okurlara soruyor.
Bekir Coşkun'ü hüzün bastı. En yakın arkadaş
Çölaşan'ın kovulduğunu öğrendiği gece sabaha kadar uyuyamamış..
Şimdi "Kürek arkadaşımı dalgalar aldı" diyor. Ulaşmak istedikleri
yeri de söylüyor:
"Mustafa Kemal’in memleketi.... Bizim ülkemiz..."
O ülkeyi de şöyle tarif ediyor:
"Çağdaş okulların bahçesinde, çocukların sevgi-barış-özgürlük
şarkıları söyledikleri, karanlık merdiven altlarında tarikat
kurslarının yer almadığı bir yer...
İtilmiş, yasaklı, suçlu, sakıncalı, haram, günahkár, aşağılanan,
hiç sayılan kadınların olmadığı yurt..."
İlk şoku atlatan Coşkun Hürriyet'teki köşesinde bu konuyu yazdı.
Kendisini ve Çölaşan'ı olarak niteledi.
Yazar karar aşamasında.. En yakın arkadaşını kaybetmenin acısıyla
soruyor:
"Emin Çölaşan artık yok.Ne yapmalıyım?..
Bırakmalı mıyım kürekleri?...
Ben şimdiye kadar her şeyimi okurlarımla paylaştım. Evimizi,
evimizdeki canlıları, kemanımı, şarkılarımı, sevdalarımı,
sancılarımı...
Bilmezsiniz; yazılarımı onlarla birlikte yazarım ben.
Şimdi soruyorum: Ne yapmalıyım.
Asılsam mı küreklere?..
Avuçlarım kanasa da, hırsımdan ağlasam da, o yere doğru tek başıma
kalsam dahi çekmeli miyim kürekleri?
Yoksa, vaz mı geçsem kürek çekmekten? Söyleyin dostlarım... Ne
yapmalıyım, ne?.. "