Bekarım ve ahlaksız değilim
Abone olBinbir Gece'de dizisinde 'ahlaksız teklif' ile bir anda gündeme oturdu. Herkes onu konuştu. Peki o aslında nasıl biri?
Geçtiğimiz aylarda adı 'Binbir Gece'
dizisinin yönetmeni Kudret Sabancı'yla anılan Bergüzar Korel, içini
Marie Claire'e döktü: Bekarım ve benimle yazılan hiçbir insan doğru
değildi. Zaten ortada ahlaksız bir şey de yoktu!.
Artık az
üzülüyorum
Başrol oynadığı 'Binbir Gece'
dizisiyle kısa sürede şöhreti yakalayan genç oyuncu Bergüzar Korel,
"Hayatımda çok şey değişti ve kısıtlandım. Eskiden de aynı işi
yapıyordum ama şimdi daha fazla merak ediliyorum. Bu yüzden daha
izole bir hayat yaşıyorum" dedi. Marie Claire dergisinin yeni
sayısı için Berin Yavuzlar'a röportaj veren Bergüzar Korel, özel
hayatıyla anılmaktan hiç hoşlanmadığını söyledi.
* 'Şöhret' samimi bulmadığım bir tanımlama. Neye göre şöhret?
Televizyonda bir yarışmayla da şöhret kelimesi yan yana geliyor,
benimle de. O zaman ben o şöhret kelimesinin samimiyetine
inanmıyorum. Kalıcı olmak benim için daha önemli; kalıcılık
başarılı olmakla ilgili bir şey.
ŞEHRAZAT BENİM İŞİM
* Önemli olan 'Binbir Gece'deki kızdan öte, Bergüzar Korel
olabilmek ya da 'Şehrazat'tan çok Bergüzer Korel'in yanına birçok
kimlik yerleştirmek. İnsanların kafasındaki; 'Şehrazat'tan başka
bir rolde bu kadar başarılı olmayabilir' fikrini kırmak önemli. Ben
Bergüzar'ım, Şehrazat benim işim!
* Gerçekten de çok yıprandığım zamanlar oldu ama açıkçası kendi
hayatım anlamında bu değişimi iyi taşıyabildiğimi düşünüyorum.
Gerçekten hem çaba sarf ediyorum hem de aslında bir noktada ben
zaten böyleyim; değişmiyorum. Özel hayatım, arkadaşlarımla olan
ilişkim, ailemle olan ilişkim hiçbir zaman değişmedi.
* Bu kadarını beklemiyordum ve tabii ki korkularım var. İş olarak
iyi bir yerden başladım. Yüksek bir yer ama ne kadar yüksekten
düşersen canın o kadar fazla acır. Bana kalsa ben doğru adım
attığımı düşünüyorum, düşmeyeceğimi hissediyorum ama hayat bu tabii
ki, ne olacağı bilinmez.
ÖĞRENMEYE BAŞLIYORUM
* 'Binbir Gece'nin senaryosunu ilk elime aldığım zaman '150 bin
dolar karşılığı kadın patronuyla yatağa giriyor. Acaba o sahne
nasıl olacak?' diye düşünmedim. 'Ben 30 yaşında bir kadını
canlandıracağım ve dört yaşında bir çocuğu olacak ama ben 24
yaşındayım. Bu rolü nasıl oynayacağım?' diye düşündüm. Dolayısıyla
insanlarla bakış açılarımız farklı.
* Magazin denen olgunun beni olmadığım biriymiş gibi gösterme
çabaları yıpratıcı. Hiç tanımadığım biriyle ismimin yazılması
korkunç bir şey. O noktada 'Psikolojim bozuldu, ben çok kötüyüm'
durumuna gelmedim ama 'Neden?' demeye başladım. Soru işaretlerim
fazlalaştı.Çok yıprandım ama artık daha rahatım, daha az
üzülüyorum, öğrenmeye başlıyorum yavaş yavaş.
* Bir yıl önce bugün arkadaşlarıma 'Akşama şuraya gidelim'
diyebiliyordum ama şu an bunu yapamıyorum. Her şeyi düşünmek
zorundayım. 'Gizemli olayım' gibi bir derdim yok ama kime ne benim
evimden? Kime ne akşam nereye gittiğimden ya da ne yaşadığımdan!
Doğru olan ne bilmiyorum; acaba hani hiçbir şeyi takmadan hayatını
yaşamak mı?
NANKÖRLÜK EDEMEM
* Annem (Hülya Darcan) de bu yaşadıklarımıza çok şaşırmış durumda.
Hiçbir davete, hiçbir galaya gidemiyor. Geçen gün katıldığı bir
davetten beni aradı, çok bozuktu morali. Ona sordukları tek soru,
benim özel hayatım! Annem 67'den beri bu işin içinde. Ayıp!
Kimsenin annemi üzmeye hakkı yok.
* Ben bu işin zorluklarını bilerek girdim; nankörlük edemem. Babam
bankacı, annem işletmeci değil ki! Onlar da oyuncuydu ve ben neler
olacağını bilerek girdim bu sektöre ama gerçekten beni de
çıldırttıkları noktalar oldu.
DURUM AHLAKSIZ DEĞİL
* İnsanların artık beni anladığını, bir şekilde kendimi ifade
edebildiğimi düşünüyorum. Özel hayatımı da çok fazla dile getirmeyi
sevmiyorum. Benim çok arkadaşım var ama çok özel şeylerimi bilen
insan sayısı azdır.
* 24 yaşındayım. Bekarım ve yazılan hiçbir insan ya da yazılan
hiçbir durum ahlaksız değil. Ne o insanlardan biri evli, ne ben
evliyim. Ne de ortada yanlış bir şey var. Evet; yazılan çoğu şey
doğru değildi. Şu anda onlar kesildi ve ben bundan dolayı çok
mutluyum.
* Benim; 'Bu benim özel hayatım ve ben bunu konuşmak istemiyorum'
demeye hakkım yok. Ben her şeyi anlatmalıyım. Ben böyle biri
değilim, olmak istemiyorum. Özel hayatım beni ilgilendirir. O
noktada da herhalde yavaş yavaş anlayacaklar ve saygı duymaya
başlayacaklar.
SAKLADIĞIM BİR ŞEY YOK
* Yaşadığım son birkaç aya bakarsam, şu an kendimi çok iyi
hissediyorum. Evet mutluyum şu anda. Şu an bir problemim yok çünkü;
en azından artık yalan yanlış bir şey yazılmıyor. O anlamda
mutluyum.
Annem bana 'eşek gözlüm'
derdi
* Gözlerimi beğeniyorum. Küçükken;
'Gözlerin ne kadar büyük?' derlerdi ama bana hiç öyle gelmezdi.
Annem bana 'eşek gözlüm' derdi. Mandaların, ineklerin, eşeklerin de
gözü güzeldir. Tanrı bana böyle bir özellik verdiği için
şükrediyorum. Ama gözlerimi daha etkileyici olmak için
kullanmadım.
* Annemin gözleri de çok güzeldir ve çok güzel bakar. Geçen gün
kuaförüm 'Bergüzar Hanım, sizin siyah-beyaz bir filminizi
gördüm'dedi. Annemi ben zannetmiş! Aslında bana; 'Bıyıksız Tanju
Korel' derler!
* Şu an saklayacak bir şeyim yok ama konuşacak bir şeyim de yok.
Çünkü bu bana özel. Ondan önce de yoktu ama ondan önce yazılan
şeyler ben bir şey saklıyormuşum gibiydi.