Behçet Okay'ın ölümünde yeni şüphe
Abone olÖzel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay’ın ölümüyle ilgili ilginç bir gelişme yaşandı
Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay’ın şüpheli
ölümüyle ilgili soruşturmada, ilginç bir iddia daha ortaya
çıktı.
Olayda tek görgü tanığı Kesici’nin 155 Polis İmdat’ı aradığı
sürelerle, 155 ses kayıtlarındaki görüşme sürelerinin birbirini
tutmadığı iddia edildi.
Ankara’daki faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturma kapsamında
tutuklanan eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın Özel Harekât Daire
Başkanı Behçet Oktay’ın eceliyle ölmediğini iddia etmesi, Oktay’ın
ölümüyle ilgili şüphelerin araştırıldığı soruşturma dosyasını
yeniden gündeme taşıdı.
ÖLÜMÜNDEN SONRA MESAJ GELDİ
Oktay ailesinin avukatı Şenol Özel, Oktay’a ait cep telefonu
dökümlerini inceledikten sonra 5 Eylül 2011’de savcılığa dilekçe
vermişti. Kayıtlardan, Oktay’ın ölmeden önce son kez görüştüğü
numara ile ölümünden 8 saat sonra 11 saniyelik bir görüşme
yapıldığı tespit edilmiş, ayrıca Ankara Emniyeti’nde olması gereken
telefonun, emniyet dışında yaklaşık 10 saat kaldığı belirlenmişti.
Oktay’a ait diğer telefonun sinyalinin ise emniyetten geldiği,
ancak bu telefona da yine ölümünden sonra bir mesaj geldiği ve bu
mesaja da yanıt verildiği saptanmıştı.
KESİCİ KAFALARI KARIŞTIRDI
Oktay’ın telefonlarına ait bu şüpheler giderilemezken, olayın tek
görgü tanığı olan Halil Kesici’nin Oktay’ın ölümünden sonra yaptığı
görüşmelere ilişkin de yeni çelişkiler ortaya çıktı. Alınan bilgiye
göre Kesici, 25 Şubat 2009’da Oktay’ın ölümünden sonra üç kere,
saat 02.00.46’da 47 saniye, 02.03.14’de 22 saniye, 02.14.17’de de
33 saniye olmak üzere 155 Polis İmdat’ı aradı. Ancak Kesici’ye ait
telefon dökümlerindeki 155 süreleri ile dosyadaki 155 ses kayıtları
CD’sindeki süreler örtüşmedi.
KAYITLAR FARKLI ÇIKTI
Avukat Özel, savcılığa verdiği dilekçesinde şöyle dedi:
"Halil Kesici’nin telefon kayıtlarındaki görüşme süreleri
ile dosya ekindeki 155 kayıtlarında yer alan görüşme süreleri
birbirini tutmamaktadır. Ayrıca 155 kayıtlarında tarih, saat ve
arayan numara yer almadığı için 25 Şubat 2009 tarihinde ve hangi
saatlerde yapıldığı ile arayan numaranın Halil Kesici’nin
kullandığı telefona ait olup olmadığı muğlak kalmaktadır. Bu
kayıtlarda bir düzeltme ya da ekleme yapılmış izlenimi doğmaktadır.
155 ses kayıtlarındaki arama süreleri ile Halil Kesici’nin telefon
kayıtlarında yer alan görüşme süreleri arasındaki farklılığın
giderilmesi zarurettir."
SİLAH SESİ TEMBİHİ
Oktay’ın ölümüyle ilgili şüphelerin telefon dökümleriyle de sınırlı
olmadığı açığa çıktı. Özel, olay yeri inceleme kasedinin, 3.16.46
saniyesinde başlayan bir konuşmada, "Silah sesi duydun
tamam mı?" denilerek, nasıl ifade vereceğinin tembih
edildiği iddia edildi. Özel, bu konuşmanın yapıldığı sırada
Kesici’nin olay yerinde olmadığını öne sürdü. Özel, tembihleyen
kişinin kim olduğunun, olay yerinde bulunan Neriman Fıçıcı ve Ali
Rıza Özçelik’ten sorulması gerektiğini kaydetti.
'ARAÇ ÜSTÜNDEKİ DOKU PARÇALARI ÖNCEDEN YOKTU'
Özel, kasetin 4.11.33 ve 4.11.43 saniyelerinde araç üstündeki doku
parçalarının görüldüğünü, ancak daha önceki açı görüntülerinde ve
daha önceki görüntülerde doku parçalarının görülmediğini
söyledi.
POLİS KOYDU İDDİASI!
Milliyet'in haberine göre, avukat Özel şöyle devam etti:
"Yine aynı kasedin 4.30.27 saniyesinde duyulan bir ses de,
‘Doku parçasını sol tarafa mı koydunuz?’ demektedir ki, bu durum
çok önemlidir. Şühheli bir durum arzeden bu görüntüler delil
karartması olarak görülmelidir. Çünkü o dokunun oraya polis
tarafından konulduğu intibağını vermektedir."