Bedük: Sağlık balonu patladı

DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedük, sağlık alanında yapılan yeni düzenlemenin insan haklarına aykırı olduğunu belirterek, ''Hastaneler, otel değildir 'her şey dahil' uygulaması yapılamaz'' dedi.

Bedük, yaptığı yazılı açıklamada, 1 Temmuz 2006'dan başlamak üzere yürürlüğe giren düzenleme ile üniversite, devlet ve özel sağlık kuruluşlarına yönelik ''her şey dahil uygulaması başlatıldığını'' ifade ederek, tedavi yardımına ilişkin uygulama tebliğinin, çağdaş tıp bilimi ve insan hakları ile bağdaşmayan inanılmaz bir düzenleme getirdiğini savundu.

''Hastalık farkı bakılmaksızın, hasta başına maliyetinin çok altında düşük bir ödeme yapılması modern bir ülkeye değil, olsa olsa ilkel bir kabile sağlık sistemine yakışır'' görüşünü dile getiren Bedük, şunları kaydetti: ''Özel ve resmi sağlık kuruluşları için belirlenin hasta başı ödeme rakamları, ortalamada maliyetin bile yaklaşık yüzde 30 altında olduğundan kuruluşlar, vatandaştan fark istemek zorunda kalacaklardır. Sadece parası olanın iyi sağlık hizmeti alabileceği noktaya dönülmüştür. Uygulamanın mecburi sonucu tetkik sayısının azalması olacağından, erken teşhis imkanları azalacak, Türk halkının sağlığına büyük darbe vurulacaktır. Örneğin, kanser şüphesi olan bir kitlenin lokal uyuşturma altında cerrahi müdahale ile alınması ve patolojik tetkiki için hiçbir ücret ödenmemektedir. Vatandaşın kanser şüphesinden kurtulması için tek çaresi bu işlemin bedelini cebinden ödemesidir. Bu parayı ödeyemeyen ve tetkiki yaptıramayan hasta kanser ise bunun sorumluluğunu kim üstlenecektir? Endoskopik işlemin ödenmediği bir düzenlemede doktorların her mide ağrısına 'gastrit' demekten başka çaresi var mıdır? MR ve tomografi için belirlenen komik ücretler nedeni ile teşhiste gecikecek beyin tümörlerinin hesabını kim verecektir ?''

''BALON PATLADI''
Bedük, düzenleme ile ''herkese eşit ve kaliteli sağlık hizmeti balonunun patladığını'' öne sürdü. AK Parti döneminde teşvik edilen özel sağlık sektörünün batma noktasına geldiğini belirten Bedük, şöyle dedi: ''AKP döneminde, önce teşvik edilen özel sağlık sektörü 3 yıl sonra bu kez batma noktasına getirilmiştir. Halen 250 bin kişinin istihdam edildiği özel sağlık sektöründe, bu tebliğ nedeni ile yaklaşık 100 bin kişinin işine son verme zorunluluğunun doğacağı ve ciddi bir vergi kaybının oluşacağı görülmektedir. Özel sağlık kuruluşlarından da hizmet alan Emekli Sandığı ve SSK'lı hastalarımızın sevinci ve memnuniyeti yarıda kalmıştır. Üniversite hastanelerinin maddi imkanları azalacağından araştırma eğitim fonksiyonlarında zafiyet oluşacaktır. Sistemin içinde zayıf noktaları suiistimal eden noktalar varsa, hükümetin görevi denetlemek ve bunları cezalandırmak olmalıdır. Tasarruf yapılacak bu kadar çok konu, bu kadar çok yolsuzluk varken halkın sağlığı ile oynamaya hükümetin hakkı yoktur.''