Beddua...

Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen uzun bir aradan sonra yine beddua içerikli bir sohbet yayınladı.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen uzun bir aradan sonra yine beddua içerikli bir sohbet yayınladı.

Daha önce, "Allah evlerine ateşler salsın, yuvalarını yıksın, birliklerini bozsun, önlerini kessin, bir şey olmaya imkan vermesin" demişti malumunuz..

Son bedduasında level atlamış muhterem!

Bu kez de, "Kim paralelse, Allah onun belasını versin. Kim sülükse, Allah onun bin belasını versin. Sülüklerin evlerine ateş salsın, yuvalarını başlarına yıksın. Kim milletin hakkı olan arpa kadar bir haram yemişse, Allah onun ve yedi sülalesinin belasını versin!” diyor.

"Şeyh uçmaz, mürit uçurur" sözü ne de güzel uyuyor hocanın bu haline.. Eskinin müritleri, birkaç güzel söz duymak ve dua almak için şeyhlerini ziyaret ederdi. Şimdiki cemaat mensupları, hocaları beddua etsin de "Amin" diyelim diye kıtalar arası seyahat ediyor.

Yazık!

Daha düne kadar, "Ne olursa olsun kimsenin aleyhinde beddua etmeyin" diye talebelerine öğütler veren hocanın son sohbetlerinin tamamında bedduaya sarılması  ve cemaate "Aminnn" çektirmesi ne büyük değişim...

Gerçekten alim olan ve bedduasıyla birşeylerin değişebileceğine inanın biri,  ülkesi için dua eder ve herşeyi bir çırpıda düzeltir değil mi?

Ama yok! Bu konuda da öncü ve örnek olmaya kararlı!

Önceki gün bir televizyon kanalında izledim. Zekeriya Beyaz da Gülen'i örnek almış, Erdoğan'a beddua üstüne beddua yağdırıyordu.

Bu yazıda eleştirdiğime bakmayın, aslında Zekeriya Beyaz'a sempati duyan ve kendisine minnet borcu olan biriyim! Minnet borçluyum çünkü, Gezi olaylarını bitiren isimlerden biridir zatı şahaneleri! Aslında gezi ayaklanmasına karşı çıkan herkesin Zekeriya Beyaz'a bir teşekkür borcu var.

Nedenini izin verirseniz anlatayım...

Eğer Gezi olaylarının üçüncü gününde Zekeriya Beyaz Taksim'e gitmese, inanın olaylar çok daha fazla yayılabilirdi. O gün orada Zekeriya Beyaz'ı orada gören gençlerin büyük çoğunluğu, "Bu gelmeyeydi iyiydi! Bu işin cılkı çıktı, dağılın beyler eve gidiyoruz" dediği için daha büyük facialar yaşamaktan kurtuldu bu ülke!...

Aslında Zekeriya Beyaz yüzünden çok fırça yemişliğim de vardır. Hem de öz ağabeyim Hadi Özışık tarafından! Yemin ediyorum resmen canıma okuyordu. Bir gün Zekeriya Beyaz yüzünden atıştığımız da oldu!

Yok, yok!

Hadi Özışık Zekeriya Beyaz'ı sevdiği veya sevmediği için kavga etmedik. Başka bir sebepten dolayı oldu kavgamız...

Onu da anlatayım...

Hadi Özışık titiz bir adam. İnternethaber'in manşetinde yayınlanan haberlerde kullanılan fotoğrafların simetrisine dikkat eden biri. O zamanlarda, "Süleyman ekibine söyle, kullandığınız fotoğraflar sitenin sağına doğru baksın, dışına doğru değil" diye sık sık talimat veriyordu.

Ne zaman Zekeriya Beyaz haberi kullansak hışımla haber merkezine giriyor, "Yahu kardeşim ben sana demiyor muyum fotoğraflar sağa baksın" diye fırça atıyordu. Birgün canıma tak etti ve dayanamayıp, "Abi kurbanın olayım, adamın gözünün biri doğuya, biri batıya bakıyor ben nasıl sağa baktırayım" diye isyan ettim.

Yanlış anlaşılmasın!

Allah'ın yarattığı ile dalga geçen, fiziksel kusurları alay konusu yapan biri değilim. Ama ilahiyatçı kisvesi altında toplumun inançlarını dejenere etmeye çalışan... İnancı, ve karakteri fiziğinden bin kat kusurlu birini de el üstünde tutacak değilim.

Neyse...

İnternethaber'deki haberleri okurken Zekeriya Beyaz'ın beddua ettiği o videoya rastladım. Kestane rengine boyattığı saçlarıyla pek birsempatik görünüyordu! Önce sakin sakin konuşurken birden coşmaz mı? İlk bakışta "Biri buna Snickers falan yedirmiş herhalde" dedim. Bağırarak fıskiye gibi heryeri ıslatıyor, beddua üzerine beddua yağdırıyordu Recep Tayyip Erdoğan'a...


"Allah, seni muvaffak eylemesin Tayyip! Cumhurbaşkanlığına değil, hiçbir makama muvaffak eylemesin. Vatanı satıyorsun, devleti satıyorsun, halkı mahvediyorsun, açlığa ve sefalete mahkum ettin. Allahtan kork, kuldan utan!" dedikçe coşuyor, o sarsıldıkça kestane rengine boyattığı saçları bir o yana, bir bu yana dalgalanıyordu! Sesi, frekansı bozuk radyodan çıkar gibi geliyordu kulağıma. İlkin anlam veremedim ama sonra anladım ki eski Türkiye'nin borazanı olan herkesin sesi artık kulağa böyle geliyor.

İşin tuhaf olanı neydi biliyor musunuz?

Zekeriya Beyaz beddua ederken telefonla yayına bağlanan Kamer Genç de "Aminnn" çekiyordu! Hatta bundan tuhaf olanı ise, ben  videoyu izlerken gökten sadece yağmur yağıyordu!

Ben şahsen AK parti iktidarının icraatlarından bazılarını takdir eden, bazılarını da eleştiren biriyim. Ancak bana soracak olursanız, böyle sözde din hocaları ile ile halkın arasına mesafe koyması, AK parti'nin en büyük icraatlarından biridir.

Zekeriya Beyaz ve benzeri sözde hocalar bağırmayacak da kim bağıracak.

28 Şubat'ta bu ülkenin 20 tane bankası hortumlanırken bunlar ekranların baş maymunuydu! Devletin ve milletin soyulmasına göz kapatırken, "Mayoyla namaz kılınabilir", "Kurban bayramında tavuk da kesilebilir", "İftarınızı kocanıza oral seks yaparak da açabilirsiniz", "Başörtüsü kılları kapattığı için kutsalsa, başka yerlerdeki kılları kapatan külot daha kutsaldır" diyerek inançları ayaklar altına almakla meşguldü Beyzo beyefendi!

Sapkın fikirlerini dayatmak istediği halk tekmeyi vurunca düşe düşe Ulusal Kanal, Halk TV gibi çukur kanallardan başka konuşacak mecrası kalmayınca pek tabi ki bağıracak ve beddua edecek.

Videolarını Şahan Gökbakar'a göndersen, 4 bölüm daha Recep İvedik serisi olur ama onlara bakılırsa itibarları tavan yapmış durumda.

Bakın demedi demeyin, STV çok yakında kapar bunu!... Duasının veya bedduasının tutacağından değil. Zekeriya Beyaz'ın maşallah diyeceği çocuk 6 ayyaşamaz, bunu onlar da biliyor.

Ancak hiçbir artısı olmasa bile, Tayyip Erdoğan düşmanı ve beddualarıyla Gülen hocaefendinin yolundan gidiyor. Yüksek transfer bedelini dibine kadar hakediyor yani... Beddua edecek bir şey bulamasa bile, otel odalarında izlediği belaltı dizilerini sosyolojik açıdan nasıl değerlendirdiğini anlatır durur artık.

Ratinglerin artmasına neden olmasa da, kamera arkasında belaltı kasetler konusundaki tecrübelerini aktarır, fena mı işte!

Fazla uzatmayayım...

Kaç gündür sosyal medyada miilletin seçim sonuçlarıyla ilgili yorumlarını takip ediyorum. Herkes sandıkların bir an önce önüne getirilmesi için sabırsızlanıyor.

Niye biliyor musunuz?

Böyle tipler biraz daha kahrolsun ve biraz daha kudursun diye...

Konuyla uzaktan yakından alakası yok ama dikkatinizi çekmek, uyarmak isterim. Bugünlerde sağlığınıza dikkat edin!

Üç zararlı şeyden; şekerden, tuzdan ve kuduzdan uzak durun!

Not: Sağa bakan bir fotoğraf bulamayıp Hadi Bey'den fırça yiyecekleri için İnternet Haber edtörlerinden özür dilerim!