Bebekler suda kolay doğuyor
Abone olNurgül Yeşilçay'ın bebeğini suda doğum tekniğiyle doğuracağını açıklaması üzerine, pek çok anne adayı bu yöntemin avantaj ve dezavantajlarını araştırmaya başladı.
Uzmanlar ise, suda doğumun ancak tam teşekküllü, yenidoğan yoğun
bakım ünitesi olan, suda doğumun şartlarını sağlayan doğum havuzuna
sahip hastanelerde ve doktor gözetiminde yapılabileceğini söylüyor
Anne olmasına birkaç ay kalan Nurgül Yeşilçay'ın bebeğini suda
doğumla dünyaya getirmek istediğini açıklaması, pek çok anne
adayının ilgisini bu doğum yöntemine çekti. Ağrıyı azaltan bu doğum
tekniği ile ilgili sorularımızı Anadolu Sağlık Merkezi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, aynı zamanda Yale Üniversitesi Kadın
Sağlığı Merkezi Başkanı Prof. Dr. Aydın Arıcı ve Dr. İbrahim
Sözen'e yönelttik... * Suda doğum çok yeni bir doğum tekniği mi?
Bilinen ilk suda doğum, 1803 yılında Fransa'da, doğumu çok uzun
süren bir kadının doğumunu kolaylaştırmak amacıyla sıcak su dolu
bir küvete girmesiyle gerçekleşmiş. Sıcak su içinde yatarak doğum
sancılarını azaltmak, onlarca yıldır uygulanan bir klinik
uygulamaydı. Fakat, bu çok kısa süreler için ve doğumun erken
evrelerinde yapılmaktaydı. Daha sonraları 1970'lerde Rusya ve
Fransa'da başlayan suda doğumun gerçekleşmesi akımı 1980 ve
1990'larda İngiltere, Kanada ve diğer Avrupa ülkelerinde
yaygınlaştı. 1983 yılında ünlü İngiliz tıp dergisi Lancet'de
yayınlanan bir makale, konunun İngiltere ve kıta Avrupa'sında
birden popüler olmasına yol açtı. İngiltere'de kadın hastalıkları
ve doğum biliminin en üst kuruluşu olan Royal College of
Obstetricians and Gynecologists (RCOG) 1990, 1994 ve en son olarak
2001 yıllarında bu konuyla ilgili görüşlerini tıp dünyasına
açıkladı. * Suda doğumun faydaları neler? Asıl fayda, doğum
sırasında annenin daha rahat ve ağrısız doğum sürecini yaşamasına
yardımcı olmaktır. Suyun sıcaklığı ve kaldırma gücü nedeniyle rahme
giden kan akımı artar, rahmin kasılmaları etkinleşir, artan oksijen
nedeniyle ağrılar azalabilir. Su vajenin ağzını, yani bebeğin çıkış
noktasını daha gevşek hale getirebilir. Bu da o bölgenin doğumda
yırtılması olasılığını azaltabilir. Bebek için ise, bilimsel
verilerden çok suda doğumu gerçekleştiren tıbbi personelin ve
annelerin gözlemleri söz konusudur. Bu kişiler bebeğin kesenin
içindeki sıvı bir ortamdan yine sıvı bir ortama doğarak daha
yumuşak ve stressiz bir geçiş yaptığını ve bu bebeklerin daha az
ağlayan, daha sakin bebekler olduğunu savunuyor. BEBEKLER
KARŞILAŞTIRILDI * Suda doğum ne kadar güvenlidir? Bu konuda
yapılmış olan en kapsamlı ve güvenilir çalışma 1999 yılında British
Medical Journal adlı İngiliz tıp dergisinde yayınlandı. R. Gilbert
ve P. Tookey'in yaptığı bu çalışma, 1994-96 yılları arasında
İngiltere ve Galler'de gerçekleşmiş olan 4029 suda doğumu
kapsamaktaydı. Bu çalışmaya göre, o yıllarda yapılan her bin
doğumdan altısı suda doğum olarak gerçekleşmişti. Araştırmacılar
suda doğan bu bebeklerin ölüm ve yeni doğan yoğun bakım ünitelerine
yatırılış oranlarını, normal olarak karada doğan bebeklerin
oranlarıyla karşılaştırdılar. Çıkan sonuca göre suda doğan
bebeklerde görülen ölüm oranıyla karada doğan bebeklerin oranları
arasında bir fark yoktu. (Her ikisi de binde 1,2-1,4 civarındaydı).
Yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırılma riski açısından da her
iki grubun oranları aynı bulundu. Suda doğum adaylarının
gebelikleri boyunca bir sorunlarının olmaması gerekir. * Kimler
suda doğuramaz? Herpes gibi genital bölgede enfeksiyonu olanlar,
bebeğin başının değil poposunun rahim ağzına yakın olduğu
gebelikler, çoğul gebelikler, erken doğumlar, pre-eklampsi (gebelik
zehirlenmesi) veya diyabet (şeker) gibi hastalıkları olanlar,
bebeğinde gelişme geriliği saptananlar, doğum sırasında bebeğin
kalp atışlarında bir oksijen azlığı şüphesi doğanlar, doğumda yoğun
mekonyum (bebeğin dışkısı) görüldüğü durumlarda önerilmemektedir.
SU HİJYENİK OLMALI * Suyun sıcaklığı nasıl ayarlanmalı? Sıcak suyun
kasları gevşettiği ve ruhsal rahatlama sağladığı bilinmektedir.
Bunun sonucunda rahme giden kan akımı artar ve rahmin kasılmaları
daha az ağrılı olabilir. Çünkü artan kan akımıyla birlikte, rahim
kaslarına giden oksijen oranı da artar. Bu, aynı zamanda rahim
kasının daha iyi kasılmasına ve bu sayede doğum sürecinin daha kısa
olmasına yol açabilir. Vücut ısısı olan 37 derece, suyun da ısısı
olmak bakımından ideal bir derecedir. Suyun sıcaklığı doğum
sırasında devamlı ölçülmeli ve hep 37 derecede kalması
sağlanmalıdır. * Doğum havuzunun temizliğinin önemi nedir? Doğum
eylemi sırasında havuz suyu; amniotik sıvı (bebeğin kesesindeki
sıvı), kan, idrar ve benzeri maddelerle kirlenir. Bu, hem bebeğin
hem de annenin doğum sonrası enfeksiyon riskini artırabilir. Bu
nedenle, havuzun suyu belli aralıklarla değiştirilmeli, havuzdaki
yabancı maddeler süzgeç araçlarla çıkartılmalı ve havuz suyu
enfeksiyonlara karşı korunmalıdır. * Bebek suyun altında nefes alır
mı? Normal koşullarda bebek suyun altında nefes almaz. Suyun
sıcaklığı ve bebeğin başının suyun içinde olması nefes alma
refleksini engeller. Soğuk ise, nefes alma refleksini körükler.
Bebeğin başı sıcak suyun içinden çıkartılıp daha soğuk olan havayla
temas ettiğinde nefes alma refleksi harekete geçer ve bebek nefes
almaya başlar. Bebeğin suyun içinde olduğu birkaç saniye içinde
bebek oksijeni tüm gebelik boyunca olduğu gibi, kordondaki anne
kanı aracılığı ile alır. Bebeğin suyun altında nefes almaya
çalışması ve bu nedenle ciğerlerine su kaçması, doğumda doğum
kanalından geçerken oksijenlenmesini azaltıcı bir stres yaşadığı
durumlarda olabilir. Bunun için bebek doğum sırasında bebek kalp
monitörü ile düzenli olarak izlenmelidir. SABAH