Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Terörist başı Abdullah Öcalan'ın cezaevinden gönderdiği mektup
ve HDP'ye "Tarafsız olun" çağrısı, muhalifleri
çılgına döndürdü.
Söyledikleri tek şey var!
"AK Parti İstanbul'u kaybetmemek için Abdullah Öcalan'la iş
birliği yapıyor. Hani bu ülkede beka sorunu vardı. AK Parti işine
yaradığı noktada teröristlerle dahi iş birliği yapabiliyor, bunu da
öğrenmiş olduk."
Ay ay ay ay...
Ay böyle yapmayın ama bak, böyle dokunaklı konuşunca yüreğimizi
parçalanıyor canım!
Yahu arkadaş!
Ağzınızla mı konuşuyorsunuz yoksa konuştuğunuz yerin ağzınız
olduğuna mı inanıyorsunuz bilmiyorum ki? Yani Abdullah Öcalan'ın
mektubundan bunu anladınız öyle mi?
Bakın!
Günlerce anlatsak anlamayacağınızı ya da anlamak istemeyeceğini
biliyorum ama yine de anlatalım.
Bebek katili, mektubunda üç ayrı noktaya dikkat çekiyor ve HDP'yi
uyarma gereği hissediyor.
Birinci kesim Amerika:
"Bunlar beni kulağımdan tuttuğu gibi kafesledi ve
Türkiye'ye teslim etti. 20 yıldır hapis yatıyorsam Amerika yüzünden
yatıyorum. Bugün Amerika'nın sizi belli başlı vaatlerle tıpkı Fetö
terör örgütü gibi kullandığını biliyorum. İşleri bittiğinde beni
nasıl sattılarsa sizi de yarın bir gün aynı şekilde satacaklar. Bu
oyuna gelmeyin, onların oyuncağı olmayın" diyor.
Dikkat çektiği ikinci kesim ise CHP:
"80 yıldır size her türlü ezayı, her türlü cefayı çektiren
Kürt düşmanı bir partinin stepnesi haline geldiğinizi görüyorum.
Eğer aptal değilseniz, bunların köprüyü geçene kadar ayıya dayı
dediğini ve sizi en yakın zamanda satacağını anlayın. 31 Mart
öncesi sizinle protokol yaptılar ama kazandıkları belediyelerde
size zırnık vermediler. Bir kere daha aynı hataya düşmeyin.
Gittiğiniz yol, yol değil bunu görün ve anlayın. Tarafsız olun,
tarafsız kalın" diyor.
Üçüncü mesaj ise Selahattin Demirtaş ve Kandil'e:
“Tecritte olmamdan faydalanarak beni yok saydığınızı
görüyorum. Çözüm Süreci'nde beni yok sayarak aldığınız kararların
size felaket getirdiğini gördünüz. Ben hala bu örgütün lideriyim.
Bana rağmen hareket edersiniz, size bundan sonra hareket etme ve
dahi yaşama şansı vermem" diyor.
Bu kadar açık, bu kadar net!
Bunun neresinde AK Parti'ye destek mesajı var hele söyleyin biz de
bilelim.
Ha!
Yani Abdullah Öcalan'ın "Tarafsız kalın" demesi,
AK Parti'nin terörist başı ile iş birliği yaptığı anlamına geliyor
öyle mi?
Yahu, siz ne haysiyetsiz ne namussuz insanlarsınız ya!
Kemal Kılıçdaroğlu otel lobilerinde HDP'li Ahmet Türk ile görüşüp
anlaşma yapınca sorun görmeyeceksiniz.
CHP'nin, yapılan protokol gereği belediye başkan yardımcılıklarını
ve belediyelere bağlı şirketleri HDP'lilere ve PKK sempatizanlarına
teslim etmesine tek laf etmeyeceksiniz.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "YPG terör örgütü
değildir" demesinde bir beis görmeyeceksiniz. CHP'li
isimlerin PKK'lı cenazelerinde gözyaşı dökmelerini gayet normal
karşılayacaksınız.
Kandil'den gelen, "CHP'ye tam destek verin, Ekrem
İmamoğlu'nu ölümüne destekleyin" açıklamalarına sessiz
kalacaksınız.
Yasin Börü'nün katili Selahattin Demirtaş'ın, "Bağrınıza
taş basın ve gidin İmamoğlu'na ve Mansur Yavaş'a destek
verin" sözüne de en ufak bir eleştiri
getirmeyeceksiniz.
Ve bütün bu açıklamalara rağmen, pişkin pişkin "Kim, biz mi
HDP ve PKK ile iş birliği yapıyormuşuz. Tövbe, bize iftira
atmayın" diyeceksiniz.
Ama Abdullah Öcalan "Aptallık yapmayın, kendinizi
kullandırtmayın, tarafsız kalın" deyince ortalığa düşecek,
"Bunlar PKK ile iş birliği yapıyor"
diyeceksiniz.
Bakın size bir şey söyleyeyim mi?
Eğer bir hain arıyorsanız, gidin aynaya bakın. Olmadı, kan testi
yaptırın! Sizden ala, sizden azılı hain olmadığını
göreceksiniz.
Binali Yıldırım size cevabınızı verdi:
"PKK'nın, terörist başı Öcalan'ın ya da HDP'nin ne dediği
beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Ben İstanbul'daki Kürt
kardeşlerimin oyuna talibim. Gerisi beni ilgilendirmiyor"
dedi.
Yeterli mi?
Hem merak etmeyin yahu!
HDP, Abdullah Öcalan'a rağmen size destek vermeye devam edeceğini
açıkladı. Onlar sizden zaten vazgeçemez zira siz
"Kan" kardeşiniz!
Hadi şimdi başka kapıya!
BİNALİ BEYİN HABERİ VARMIŞ!
Dün akşam Binali Yıldırım’ı ağırladık internet Haber’de ve üç saati
bulan bir sohbet gerçekleştirdik. O sohbetin bütün ayrıntılarını
Hadi Özışık’ın Youtube kanalında bugün izleyeceksiniz.
Sohbetin bir yerinde Binali Yıldırım’a, “Ekrem İmamoğlu ile
ortak yayına çıktığınızda, İsmail Küçükkaya ile İmamoğlu’nun bir
otelde gizlice buluştuğunu biliyor muydunuz?” diye
sordum.
“Biliyordum” diye cevap verdi.
Canlı yayında bunu neden dile getirmediğini sorduğumda beni
gerçekten çok etkileyen bir cevap verdi:
“İsmail Küçükkaya, ‘Benim moderatörlüğümü
beğendiniz mi?’ diye sorduğunda birkaç saniye durakladığımı
fark etmişsinizdir. O an bu görüşmeyi dile getirmeyi istedim ama
yapamadım. Söylemek içimden gelmedi. Söylesem, seçimde belki de her
şey farklı olacaktı ama benim fıtratımda insanları zor durumda
bırakmak diye bir şey yok” dedi.
Bir yanda “Duyum aldım” diyerek önüne çıkan
herkese iftira atan Ekrem İmamoğlu. Diğer yanda emin olduğu bir
rezilliği, bir kumpası bile rakibinin yüzüne vuramayan Binali
Yıldırım.
Buna galiba “Kalite farkı” diyorlar!
OTEL O GÖRÜNTÜLERİ NİYE VERMİŞMİŞ!
Ekrem İmamoğlu yandaşı gazeteciler ve sanatçılar tutuşmuş
vaziyette. İmamoğlu ile Küçükkaya’nın gizli buluşmasını perdelemek
için başka bir bahaneye sığınıyor, “Ama otel o görüntüleri
nasıl sızdırır” diye yırtınıyorlar.
Dün İnternet Haber’de bu konuyu konuşurken, Hadi Özışık’ın asistanı
Havva Köse kardeşim çarpıcı ve bir benzetme yaptı.
Havva’nın sözlerini aynen aktarıyorum:
Eşinin telefonunu karıştıran kadın aldatıldığını öğrenince hesap
sorması ve kocanın bağırarak “Sen benim telefonumu mu
karıştırıyorsun” demesine döndü bu iş!
Başka söze gerek var mı?