Bebeğin cinsiyetinin tespiti
Abone olHamile kadının fiziksel görünümüne ya da ilgi duyduğu gıdalara bakılarak bebeğin cinsiyetine ilişkin tahmin ve bu tahmine dayanılarak hazırlıklar yapılabiliyor.
Gaziantep Üniversitesi (GAZÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Kepkep, anne
rahmindeki bebeğin cinsiyetinin ancak plesentadan alınacak biyopsi,
amniosentez ve ultrason gibi yöntemlerle tespit edilebileceğini
söyledi. Doç. Dr. Kepkep, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hamile
kadının fiziksel görünümüne ya da ilgi duyduğu gıdalara bakılarak
bebeğin cinsiyetine ilişkin tahmin ve bu tahmine dayanılarak
hazırlıklar yapılabildiğini belirtti. Hamilenin karnının tipine ya
da aşerme sırasındaki ilgisinin arttığı gıdalara bakarak bebeğin
cinsiyetini bilmenin ancak bir batıl inanç kabul edilebileceğini
ifade eden Doç. Dr. Kepkep, şöyle konuştu: ''Anne rahmindeki
bebeğin cinsiyetini ancak plesentadan alınacak biyopsi, amniosentez
ve ultrason gibi yöntemlerle tespit edilebilir. Örneğin halk
dilinde 'ye tatlıyı doğur atlıyı' ya da 'ye ekşiyi doğur Ayşe'yi'
diye bir de tekerleme var. Bu tekerlemeyle tatlı yiyen anne
adaylarının erkek, ekşi yiyen anne adaylarının kız bebek doğuracağı
inancı dile getiriliyor. Anne adayının hamilelik sürecindeki gıda
tercihini, rahmindeki bebeğin cinsiyeti değil, hormonlar
belirliyor. Aşerme, hamileliğin ilk 3 ayında hormona bağlı olarak
gerçekleşiyor ve 3 aylık süre sonunda genellikle ortadan kalkıyor.
Anne adayının bu süre içinde acı, tatlı, ekşi her tür gıdayı canı
çekebilir.'' Doç. Dr. Kepkep, hamilenin karnının sivri ya da
yuvarlak olmasının kalça yapısıyla ilgili olduğuna dikkati çekerek,
karnı sivri bütün hamilelerin erkek bebek, karnı yuvarlak bütün
hamilelerin kız bebek doğuracağına inanılmaması gerektiğini ifade
etti. Hamilelik sürecinin başarıyla ve sağlıklı sonuçlanmasının,
dünyaya gelen bebeğin cinsiyetinden çok daha önemli olduğunu
vurgulayan Doç. Dr. Kepkep, ''Anne adayı erkek ya da kız olsun
bebeğini doğurmayı istemeli ve onu sevmeli'' diye konuştu. Hamile
kadının bebeğini dünyaya getirmede yaşayacağı en küçük bir
isteksizliğin, hamileliğin başarıyla sonuçlandırılmasını olumsuz
etkileyebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Kepkep, anne adaylarının bu
tür olumsuzluklardan korunması için bilimsel yöntemler dışında
cinsiyet tahmininde bulunmanın ve tahminin gerçekmiş gibi anne
adayına söylenmesinin doğru olmadığını bildirdi. Doç. Dr. Kepkep,
anne adayının kız ya da erkek bebek doğursun diye kimi gıdaları
yemeye zorlanmasının ya da kimi gıdalardan kısıtlanmasının kabul
edilebilir olmadığını sözlerine ekledi.