BDP'ye göre AK Parti masala sığındı!
Abone olBDP'nin gündeminde Başbakan Erdoğan'ın 'dış güçler' sözü ile Kılıçdaroğlu'nun sürpriz çıkışı vardı..
BDP Genel Başkan
Yardımcısı Gültan Kışanak, ülkede yaşanan bazı sorunlara ilişkin
'dış güçlerin' mazeret olarak gösterildiğini savunarak, ''Yıllardır
iktidarlar 'dış güçler masalı' anlatarak kendi çözümsüzlük
siyasetlerine mazeret ürettiler. AKP'nin de buna tevessül etmesini
tavsiye etmeyiz'' dedi.
Kışanak, Kemal Kılıçdaroğlu'nun terör sorunun çözümü
için "Kan kanla temizlenmez. Bu işin sosyolojik, psikolojik ve
ekonomik faktörleri de hesaba katmak lazım" yönündeki sözlerini
önemsediklerini söyledi.
Kışanak, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin zor günlerden geçtiğini, art arda çatışma ve ölüm
haberlerinin geldiğini söyledi. Toprağa düşen her canla birlikte
acı ve üzüntünün arttığını ifade eden Kışanak, ''Partim ve şahsım
adına son dönemlerde çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren tüm
yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyoruz''
diye konuştu. Kışanak, İstanbul Halkalı'daki patlamada yaşamını
yitiren 17 yaşındaki Buse Sarıyağan'ın acısını, Lice'deki patlamada
ölen Ceylan Önkol'un acısı gibi yüreklerinde hissettiklerini dile
getirdi.
1990'LI YILLARA DÖNÜŞ SİNYALİ
''Türkiye'nin kör bir savaşın içine sürüklendiği'' görüşünü savunan
Kışanak, hemen harekete geçilmemesi halinde 1990'lı yıllardaki gibi
içinde çıkılmaz çatışma sürecinin kaçınılmaz olacağını kaydetti.
''Hükümetin çözümsüzlük politikaları ürettiğini'' iddia eden
Kışanak, ''Bugün eğer çatışmalar yeniden başlamışsa ve her gün acı
kayıplar yaşanıyorsa bunun en baş sorumlusu, açılım adı altında bir
tasfiye politikası yürüten hükümettir'' diye konuştu
''DIŞ GÜÇLER' TEKERLEME OLDU''
Çözme iradesini gösterecek devlet yaklaşımı ortaya çıkması halinde
Kürt sorunun çözülemeyecek bir sorun olmadığını belirten Kışanak,
şunları söyledi:
''Sayın Başbakan, yaşanan bu acı kayıpların sorumluluğundan
kaçınmak için çeşit çeşit senaryolar üretiyor. 'Ne zaman Türkiye
ayakları üzerinde dursa dış güçler bunu engellemek için harekete
geçmektedir' diyor. Dış güçleri adres göstermek bu ülkede bir
tekerleme haline dönüştü. Bu sorunun yaşandığı günden bu yana kim
kaçmak için bir liman arasa, 'dış güçler bu işi kışkırtıyor,
birileri taşeronluk yapıyor' gibi bir söylemin arkasına
sığınıyor.
DIŞ GÜÇLER SİLAH SATARAK ÇATIŞMALARI
DERİNLEŞTİRİYOR
Bu söylem hedef şaşırtan, sorunun üzerini örtmeye, kendi
sorumluluklarını dikkatten kaçırmaya çalışan bir söylemdir.
Yıllardır iktidarlar 'dış güçler masalı' anlatarak kendi
çözümsüzlük siyasetlerine mazeret ürettiler. Bugün aynı yola AKP
hükümetinin de tevessül etmesini hiç tavsiye etmeyiz. O dış güçler
dediğiniz devletlerle askeri anlaşmalar yaparak bu çatışmaları
derinleştiren bizzat bu hükümetler değil mi?
Çıkıp Türkiye dimdik şunu söylesin dünyaya: 'Ben kendi
yurttaşlarımla artık savaşmayacağım. Ben kendi yurttaşlarımla barış
içinde yaşamanın yollarını arıyorum. Çekin elinizi üzerimizden.'
Bunu diyecek bir iktidara ihtiyaç var, taşeron edebiyatı yapan
iktidara değil.''
Gültan Kışanak, istikrarsız bir Türkiye'nin, uluslararası güç
odaklarının ve savaş lobilerinin çıkarına hizmet edeceğini
belirterek, ''Kürt sorunu bu açıdan Türkiye'nin yumuşak karnıdır.
Bu sorun çözülmedikçe bu yarayı kaşımak isteyenler tabii ki
çıkacaktır'' dedi.
''ÇATIŞMALARIN NEDENİ, AÇILIM YAPILAMAMASI''
Son günlerde sık sık ''kökünü kazımak'', ''yok edinceye kadar
savaşmak'' gibi söylemlerin dillerden düşmediğini ifade eden
Kışanak, ''Tehdit intikam ve imha dilini kullananların sayısının
her geçen gün arttığını ancak bu dilin Türkiye'yi nereye
getirdiğini de herkesin gördüğünü söyledi. Başbakan Erdoğan'ın,
demokratik açılım için bedel ödemek bir yana, açılım isteyenlere
bedel ödeten bir yaklaşım içinde olduğunu savunan Kışanak,
çatışmaların yeniden başlamasının nedeninin de açılım yapılması
değil, açılım yapılamaması olduğunu öne sürdü.
''Partilerine yönelik siyasi bir darbe yürütüldüğünü'', DTP'nin de
yalnızca ''düşüncesi nedeniyle kapatıldığını'' öne süren Kışanak,
''Bu ülkede eğer düşünce özgürlüğünü mahkum eden bir yaklaşımı bize
açılım diye yutturmaya kalkışırsanız, biz de bunun karşısında
direniriz'' dedi.
DAĞDAKİNİ ÖLDÜR OVADAKİNİ TUTUKLA MODELİ
Kandil ve Mahmur kamplarından gelen grubun içindeki 10 kişinin
tutuklanmasına da değinen Kışanak, ''Orada tutuklanan aslında barış
ve çözüm umududur. Öyle görünüyor ki AKP Hükümeti polis
akademisinde başlattığı açılım sürecini adliye koridorlarında barış
gruplarını tutuklayarak sonlandırmak istemiştir. Öyle görünüyor ki
Türkiye'nin modeli dağdakini öldürmek ovadakini de cezaevine tıkmak
modeli'' diye konuştu.
''KILIÇDAROĞLU SÖYLEMİNİN ARKASINDA DURSUN"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, siyasi parti liderleri ile yaptığı
görüşmede yaşanılan süreci paylaştıklarını anlatan Kışanak,
''çözümsüzlük siyasetinin terk edilmesi, çıkış yolu bulunabilmesi
için Cumhurbaşkanlığı makamının daha aktif tutum içinde olmasını''
istediklerini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ''olağanüstü hal uygulanması''
önerisini de eleştiren Kışanak, cumhuriyet tarihinin neredeyse
yarısını olağanüstü hal, darbe ve sıkı yönetimle geçtiğini,
bunların bir çözüm olamayacağını ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''kan, kanla yıkanmaz''
ifadesini doğru bulduklarını, kendilerinin de bu fikirde
olduklarını belirten Kışanak, ''Sayın Kılıçdaroğlu bu söyleminin
arkasında dursun. Öylesine söylenmiş bir söz olarak kalmasını
istemiyoruz. Bu sözün anamuhalefet partisinin politikası olmasını
istiyoruz'' dedi.