BDP'liler sonunda bunu da istedi
Abone olDiyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi'nin iki gün süren Ara Genel Kurul toplantısı sona erdi. Toplantının sonuç bildirgesinde Abdullah Öcalan'a özgürlük istendi.
Diyarbakır'da iki gün yaklaşık
800 kişinin katılımıyla süren DTK Ara Genel Kurul toplantısının
sonuç bildirgesi açıklandı. Açıklamaya DTK Genel Başkanı ve Mardin
Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Van Bağımsız Milletvekili Aysel
Tuğluk, Milletvekili Altan Tan, Nursel Aydoğan, Ayla Akat Ata,
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir katıldı.Aysel
Tuğluk'un okuduğu bildirgede AK Parti hükümetinin iktidara
geldiğinden bugüne, demokratik, sivil, özgürlükçü bir politika
izleyeceği taahhüdünde bulunduğunu, ancak 10 yıllık uygulamaları
ile 80 yıllık Kemalist Cumhuriyetin uygulamaları arasında özü
itibarıyla Kürt halkı açısından değişen hiçbir şey olmadığını iddia
etti.
'Öcalan özgürce siyaset yapabilmeli'
Tuğluk, AK Parti'nin açılımı ve Kürt halkına yaklaşımının yalan
rüzgarı üzerine kurulu olduğunun anlaşıldığını savunarak
konuşmasına şöyle devam etti: "Bir kez daha hükümetin ve
demokratik kamuoyunun bilmesini isteriz ki, Kürt halkı
siyasetçileriyle, kurumlarıyla hiçbir değerine karşı ve halkın
temel değerlerine karşı asla sırtını dönmeyecektir. Şeyh Said,
Seyit Rıza, Melle Mustafa, Kadı Mıhammed neyse, sayın Öcalan da
halkımız için odur. Müzekerelerin başarıyla sürdürülebilmesi ve
sonuç alınabilmesi için Öcalan'ın müzakereye katkı sunabileceği
olanaklara sahip olmalı ve özgürce siyaset yapabilmesinin koşulları
yaratılmalıdır."
Demokratik Türkiye, özerk Kürdistan'
Tuğluk, DTK olarak Kürt sorunu, Kürt halkının millet olarak
haklarını kullanamaması sorunu olarak gördüklerini belirternek,
şöyle dedi:
"Bu doğrultuda aynı zamanda bir anayasa sorunudur. Çözümü
de anayasal olmalıdır. 21'inci Yüzyılda 12 Eylül rejiminin
dayattığı anayasayla yürünemeyeceği açıktır. Bununla birlikte
anayasa yapım süreci ve nihayetinde yeni anayasa Kürt sonunun
çözümüne katkı sunmalıdır. Sorunun çözümü bir başka anayasa yapım
çalışmasına ertelenmemelidir. Bu itibarla da Kürt halkının yeni bir
başlangıç ve birlikte yaşamak için ve akan kanın durması için yeni
bir toplumsal sözleşme olacak anayasa yapım sürecinde yer almak
istiyoruz. Her şeyden önce yeni anayasa Kürtlerin kendi
coğrafyasında dilini, kimliğini, kültürünü özgürce yaşayıp
geliştirebileceği, gelecek nesillere aktarabileceği anayasal
güvenceye bağlanmalıdır. Bu itibarla siyasi statü olarak demokratik
özerklik çözüm modeli kongremiz zaten ortaya koymuştu. Herkes çok
iyi bilmeli ki, Kürtler dilsiz, kimliksiz ve statüsüz bir birlikte
yaşamayı reddetmektedir. Ve bu dayatma köleliğin sürdürülmesi
dayatması anlamına gelmektedir. Birlikte yaşam önerimiz ve
arzumuz 'demokratik Türkiye, özerk Kürdistan'
şeklinde formüle edilmiştir. Şüphesiz ki, bölgesel yönetim
sadece biz Kürtler için değil, Türkiye'nin tamamı için önerdiğimiz
idari ve siyasi bir yönetim modelidir"