BDP'den Türkiye'yi bölen inanılmaz sözler!
Abone olBDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, PKK’nın saldırıları konusunda yaptığı inanılmaz iddialarını sürdürüyor...
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, Hakkâri’nin Şemdinli ve
Çukurca ilçelerindeki 400 kilometrekarelik bir alanın PKK
denetiminde olduğunu açıklamasının ardından Ankara'dan hiç açıklama
yapılmadı.
Demirtaş bu sözlerinden sonra Taraf’a konuştu ve "Şemdinli ve Çukurca’da denetim PKK’da. İnanmayan bakan varsa, birlikte gidelim" dedi.
YOLLARI ASKER Mİ PKK MI DENETLİYOR?
Demirtaş ise, iddialarını sürdürdü: “Orada kara operasyonu yok. Havadan bombalamalar yapılıyor. Askerî noktalar gitti, yolları artık PKK denetliyor. Gerçekler kamuoyundan gizleniyor. Savaş politikası çözüm getirmez, bunu artık görmek lazım. Benim söylediklerime inanmayan bir hükümet yetkilisi, bakan varsa gelsin gidip yerinde görelim. Yolları asker mi PKK mi denetliyor.”
BDP Eşbaşkanı Demirtaş , Hakkâri’de 45 gündür yaşanan çatışma ve
operasyonların perde arkasını şöyle anlattı: “Hükümetin son bir
yılki uygulamaları, tırnak içi ‘coşkulu savaş’ politikası
düşünüldüğünde PKK’nın dört defa bitmiş olması lazımdı. Çünkü bir
yıl içinde üç aylık ömür biçtiler. Bu konuda tabanlarını ve
kamuoyunun bir kesimini de inandırdılar. ‘Örgüte son darbeyi vurmak
üzereyiz, sonra da Kürt meselesini çözeceğiz, az bir şey kaldı’
diyerek, ulusal ve uluslararası düzeyde bir destek sağladılar.
Merkez medya patronlarına brifing verip bu fikri anlattılar ve
destek istediler. ‘Bu süre zarfında PKK ve BDP propagandasını
yapmayın, eylemleri görmezden gelin, bu işi bitireceğiz’ deyip
destek aldılar. ABD Başkanı Obama ve Başbakan Erdoğan ile dışişleri
bakanları nezdinde konu görüşüldü. Bu adımdan sonra PKK’nin yönetim
kademesinin de hedef alınacağı operasyonların istihbaratını anlık
olarak ABD’den almaya başladılar. Bu süre zarfında, doğrusu kış
boyunca PKK’ye karşı etkili operasyonlar yapıldı.
HÜKÜMETİN PKK'YA YAPTIĞI HAMLELER FİYASKO
Bu, öyle güçlü bir destekti ki Roboski gibi bir katliama bile uluslararası camiadan ve AKP yanlısı çevreden çok önemli tepkiler gelmedi. AKP’nin yıpranmaması için her türlü kolaylık sağlandı. Ama yaz ayları gelip çatınca kazın ayağının öyle olmadığı anlaşıldı. ‘Bitti, bitecek’ denen PKK’nin son 30 yılda askerî açıdan en etkili ve en güçlü noktaya ulaştığı görüldü. Bununla birlikte PKK, Suriye Kürtlerinin önemli ölçüde sempatisini kazandı. Hükümetin PKK’ye karşı bir yıldır sürdürdüğü son hamlenin bırakın başarı sağlaması, aksine tam bir fiyaskoyla sonuçlandığı görüldü.
Son 45 gündür Şemdinli Çukurca hattındaki 300-400 kilometrekarelik (Irak sınırından Türkiye’ye doğru 10-15 km içeri ve Çukurca’ya doğru da 30 km’lik bir hattan söz ediyorum) alan PKK denetiminde. Kırsal alandaki tüm yolların denetimi PKK ’da. Bunun aksini iddia eden bir hükümet yetkilisi, bir bakan varsa buyursunlar beraber gidelim. Bakalım orada askeri bir nokta mı göreceğiz, yoksa PKK askerî noktasını mı göreceğiz?
ASKER KARAKOLLARA KAPANDI
İlk günden bu yana asker kara operasyonu yapmıyor, hava yoluyla bombalamalar yapılıyor. Askerin kontrol noktaları tamamen kaldırıldı, asker karakollara kapanmış durumda. Rastgele bir iddiada bulunmuyorum. Bir gerçekten söz ediyorum. Buradan PKK ’nın Türk ordusunu yendiği anlaşılmamalı. PKK da Türk ordusunu yenemez, Türk ordusu da PKK’yı... Fakat askerî olarak birbirlerini çok zorlayabilirler. Bu da Türk ve Kürt çocuklarının daha çok ölmesi demektir... O yüzden PKK’nın bitirilmesine umut bağlayanların bu sevdadan vazgeçip PKK’yla da Öcalan’la da, BDP’yle de sorunu konuşarak çözmeleri için bir kez daha savaşın boyutlarına dikkat çektim... Umarım bu çabalarımız doğru anlaşılır. Umarım cenazelerin olduğu günlerde BDP ’ye saldırmak yerine cenazelerin olmadığı bu günlerde BDP ’ye kulak verilir. Oramar ve Doski bölgelerinde 50-60 köy ve mezra boşaltılmış. Bir kısmı can güvenliği nedeniyle kendiliğinden, bir kısmı da karakolların baskısı üzerine evini barkını terk etmek zorunda kalmış. Oramar’da sadece 2 köy kaldı.
SAVAŞ ÇÖZÜM DEĞİL
Bunu gündeme getirmedeki amacım savaşın ve silahların çözüm olmadığını ve olmayacağını anlatmak içindir. Yoksa savaşı büyütmek ve övmek için değildir. Tersine savaş politikalarının en ağır şekliyle uygulanmasında bile Kürt sorununu çözmediğini, çözemeyeceğini anlatmaya çalışıyorum. Aynı zamanda bir tehlikeden söz ediyorum. Bu savaş politikası değiştirilmezse durumun giderek daha ağır bir hâl alacağını öngörüyorum ve hükümeti bu konuda uyarıyorum.
SAVAŞI ÖNLEYELİM
Gelin bu savaş konseptinden vazgeçin, müzakere yöntemini esas aldığınızı açıklayın, bizler de barıştan yana olan partiler, STK ’lar olarak PKK ’yı ikna edelim ve yeniden bir diyalog sürecinin başlaması için rol oynayalım. Bunu hatırlatmak ve öne çıkarmak için ifade ettim. Ama hükümet Şemdinli’deki gerçeği kamuoyundan saklıyor, sakladıkça da savaş politikasını sürdürülebilir pozisyonunda tutuyor. O yüzden gerçeklerin bilinmesi savaşı önleyebilir, durdurabilir.”