BDP'den liberallere ilginç çağrı
Abone olBDP eşbaşkanı Demirtaş'tan "AKP'ye yakın duran çevreler" dediği liberallere ilginç bir çağrı var.
BDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Hükümetin TBMM genel
kuruluna sunduğu Anayasa değişikliği ile ilgili çok ilginç
açıklamalar yaptı.
Milliyet gazetesinden Devrim Sevimay'ın sorularını yanıtlayan Demirtaş, "Anayasa değişikliği paketi komisyondan çıktığı haliyle meclise gelirse evet demeyiz" diyor ve ekliyor "liberaller AKP'ye baskı yapmalı."
İşte Devrim Sevimay'ın sorduğu o çok önemli sorular ve Selahattin
Demirtaş'ın yanıtları
Kim bu çevreler?
Bu çevreler sonuçta AKP’ye yakın duran ve BDP’yi de
kendi durdukları yerde görmek isteyen dostlarımızdır, ki ben
onların kişisel duruşlarına saygı duyarım, fakat BDP’nin bir parti
olduğunu unutuyorlar. BDP bir dernek değil. AKP’yle dayanışma
derneği değil. AKP’yi yaşatma, onu koruma derneği değil. Biz de bir
partiyiz ve müsaade ederlerse bizim de bir siyasetimiz var.
Tabanımızın bir beklentisi var.
Üstelik biz çok mücadele ederek bugünlere geldik, AKP bize lütfen
buyurduğu için burada değiliz. AKP’ye rağmen biz buradayız. AKP
seçim barajını düşürmeyen, birleşik oy pusulasına bağımsız adayları
da koyarak seçilmemizi zorlaştıran bir parti olmasına rağmen
buradayız.
Peki nasıl oluyor da siz bu “dostlarımız”
dediklerinizle bu kadar ayrı yerlerden bakıyorsunuz; sebep nedir
sizce?
Şimdi AB’yle müzakere sürecinin başlamasıyla birlikte AB taraftarı
dediğimiz liberal kesim -ki ben bu kişileri asla suçlamak için
söylemiyorum, sadece eleştiriyorum- tümüyle AKP’nin yanında yer
aldılar. Sonra Ergenekon operasyonu üzerine gelince AKP’ye iyiden
iyiye sarılmaya başladılar. Üstüne Kürt açılımı da gelince tam
kadayıfın üzerine kaymak konulmuş gibi oldu.
Ama tablo böyle olunca “Daha ne yapsın?” da denmez
mi?
Doğru, onlar da zaten daha ne yapsın diyerek AKP’ye açıktan destek
verme noktasına geldiler. Çünkü onlar kendi iç dünyalarında böylesi
bir seyir izlediler. Fakat biz aynı seyri izlemedik. AB sürecinin
hız kazanıyor dendiği, liberallerin AKP’yi en hararetle
desteklediği 2004’te DEHAP’a kapatma davası açıldı. 2005’te TCK’da
değişiklik yapıldı; şu anda tutuklu bulunan çocuklar, belediye
başkanları hep o dönem yapılan değişikliklerden kaynaklıdır.
Örneğin ifade özgürlüğüyle ilgili kısıtlamaların çoğu, 301 de
dahil, yine o dönemde yapıldı. BDP’li milletvekilleriyle ilgili 425
fezleke Meclis’te duruyor.
Ergenekon, Kürt açılımı yapılırken aynı anda binden fazla BDP
kadrosu tutuklandı. 19 belediye başkanı, yüzlerce çocuk cezaevinde.
Partimiz kapatıldı. Liberaller bu olumsuzlukları görmek yerine
adeta bize şunu demeye getirdiler, “Ya kardeşim siz zaten 80 yıldır
eziliyorsunuz. Bırakın şu AKP de sizi biraz daha ezsin, ama bari
AB’ye doğru götürüyor. O zaman elbet birlikte
kurtulacağız.”
Yani bir anlamda sizden feragat mi ettiklerini
düşünüyorsunuz?
Öyle görünüyor, ama bakın bu bahsettiğim liberal çevre öyle bir
çevre ki aslında güçlü bir siyasal akımları yok, güçlü partileri
yok, tabanları yok. Oysa bizim bir taban gücümüz var. AKP’nin bütün
olumsuzluklarına rağmen ayakta durabilecek bir partimiz var. Biz
böylesi bir dinamik yapıya sahipken AKP’ye niye mahkûm olalım?
Şimdi liberalleri anlayabilirim, belki çaresizlikten kaynaklı
AKP’ye bu kadar yakın durabilirler, ama biz çaresiz değiliz. Biz
çözüm umudunun ta kendisiyiz. Keşke onlara o kadar yakın
duracaklarına bize yakın dursalar da biraz bize güç verseler, biz
de AKP’yi biraz daha sürükleyebilsek, biraz daha itebilsek, biraz
daha değiştirebilsek.