BDP ve PKK’nın içinden bazıları...
Abone olAK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, BDP, KCK ve PKK’nın içlerindeki bir kısım insanların çözüm sürecinden rahatsızlık duyduğunu ve ...
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, BDP, KCK ve PKK’nın
içlerindeki bir kısım insanların çözüm sürecinden rahatsızlık
duyduğunu ve bunu provoke etmek için her yola başvurduklarını
söyledi.
Başlatılan çözüm sürecini değerlendiren Cuma İçten, çözüm ve
demokratikleşmenin AK Parti’nin eseri olduğunu belirtti. İçten,
"Çözüm sürecini AK Parti başlattı. Bölgede neredeyse 30 yıldır akan
bir kan var. Ama bu sürecin başından beri yurdumuzun ne doğusuna ne
batısına ne kuzeyine ne de güneyine cenazeler gitmiyor. Ancak bir
kesim var ki bu süreci baltalamak için çok çabalıyor. Abdullah
Öcalan’ın nevrozdaki açıklamalarını hatırlayın. Birlikten, barıştan
bahsediliyordu. İslam’a atıflar vardı. Ümmet anlayışına, birliğine
değiniliyor ve Türkiye’nin misak-ı milli sınırlarına olan
hassasiyete vurgu yapılıyordu. Ancak mektubun en önemli kısmı artık
silahların bırakılması ve PKK’nın ülkeyi terk etmesi noktasındaydı.
Kaldı ki bu açıklamadan bir süre sonra hem sayın Başbakanımız hem
de İçişleri Bakanımız Muammer Güler, çekilme sürecinin başladığını
ve bu oranın yüzde 15-20 oranında olduğunu ifade ettiler. Buradan
çıkan ve altı çizilmesi gereken en önemli nokta şudur. PKK’nın,
BDP’nin ve KCK’nın kendi içlerinde bir kesim belli ki bu çözüm
sürecinden yana değil. Belli ki bu barış iklimi onları çok rahatsız
ediyor. Bunun da en bariz kanıtlarından biri PKK’nın Cizre’de şehir
meydanında tek tip kıyafet giyerek yaptıkları gösteridir. Arabaları
durdurup kimlik kontrolü yapıyorlar. Yine benzer şekilde
Diyarbakır’ın girişi olan Fiskaya’da aynı eylemler yapılmıştır. Öte
yandan 20 bin nüfuslu Lice’de mezarlık açılışı adı altında 5 bin
kişi toplayıp bu süreci germeye ne gerek vardı ki? Örgüt
mensuplarının mezarlığa kadar gelip basın açıklaması yapması çözüm
sürecine zarar vermiştir. Yurdumuzun diğer kesimlerinde olan ve
çözüm sürecini destekleyen vatandaşlarımızı da tedirgin etmiştir.
Kaldı ki PKK, son 6 ay içinde devletin hiçbir kusuru olmadığı halde
helikopterimize taciz ateşi açmıştır ve bölgede yüze yakın asayiş
olayı gerçekleşmiştir" diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİNİ BALTALAMAK İSTİYORLAR"
Bu durumun sadece AK Parti değil BDP içinde de tepki çektiğini
vurgulayan Cuma İçten, “Kaldı ki bu duruma Altan Tan bile tepki
gösterdi ve yol kesme, kimlik sorma gibi olayları doğru
bulmadığını, bunların sürecin ruhuna uygun olmadığını söylemedi mi?
Yine bu çözüm sürecinde hem yapıcılıktan hem demokratik bir zeminde
barış ikliminden bahsedeceksiniz hem de araçları kundaklayıp,
şantiyeleri yakacaksınız. İnsanları kaçıracaksınız ve genç
çocukların dağa çıkmalarını kabul edeceksiniz. Yani hem geri
çekilmekten bahsedip hem de bu şekilde hareket etmek çözüm sürecini
provoke etmektir. Bölgeye yatırım yapmak isteyen iş adamlarını
tehdit edeceksiniz. Böyle şey olmaz. Bölgede yenilenen ve modernize
edilen karakollarımız uyuşturucu ile mücadele ederken, güya
uyuşturucuya karşı olanların karakollara da karşı olmaları hem
ironiktir hem de çözüm sürecine verilmiş çok büyük bir zarardır”
şeklinde konuştu.
"GEZİ İŞBİRLİKÇİLERİ VE ZİHNİYETİ KÖTÜ BİR OYUN
SAHNELEMİŞLERDİR"
Gezi Parkı işbirlikçileri ve zihniyetinin kötü bir oyun
sahnelediğini söyleyen Cuma İçten, bu olayların Gezi zihniyetinin
mahsulü ve uzantısı olmasının da ne kadar manidar olduğunu ve
BDP’li Sırrı Sakık’ın bile bu noktaya hassasiyetle dikkat çekerek,
"Sırrı Sakık, ’Bazı kesimler sandıkta yenişemedikleri iktidar
partisini acaba farklı alanlarda nasıl devirebiliriz ne yapabiliriz
anlayışı içinde oldular. Biz AK Parti ile çatışırız kavga ederiz
ama bunun yolu yöntemi sandıkta hesap görülür’ diyerek demokratik
ve çözüm sürecine yapıcı bir tavır ortaya koymuştur. Ama bu
açıklamalara rağmen BDP’nin şahin kanadı halkı galeyana getirip
sokaklara dökmek için ellerinden geleni yapmışlardır. Hükümete adım
at mitingleri düzenlemek istiyorlar. Dolayısıyla Hem BDP, hem PKK
ve hem de KCK’nın içindeki bazı güçler açık bir şekilde çözüm
sürecini kilitlemek ve sekteye uğratmak için büyük bir çaba
gösteriyorlar. Sayın Başbakanımızın önderliğinde kurulan Akil
Adamları hatırlayın. Oradan gelen ve bölgenin nabzını tutan
raporlara bakın. Göreceksiniz ki benim söylediklerimin eksiği yok
lakin fazlası var. Sonuçta BDP, bizim adım atmamızı istiyor. Ey
BDP, biz koşuyoruz sen ise geri adım atıyorsun. Bizim Ak Parti
olarak 10 yıllık iktidarımıza daha dikkatli bakar, yaptığımız
reformlar, insan hakları ve özgürlükleri noktasında olan
hassasiyetlerimizi gözlemlerseniz ne demek istediğimi daha iyi
anlarsınız. Biz özgürlüklere doğru koşarken birileri talep ettiği
için değil biz buna yürekten inandığımız için bu devrimleri AK
Parti olarak gerçekleştiriyoruz. Kimseyle pazarlık içerisinde
değiliz. Kaldı ki özellikle halkımızın çözüm sürecine olan
teveccühlerine desteklerine bakarsanız halkımızda bu sürece ilişkin
büyük bir umut ve PKK’nın silahları bırakarak çekilmesini
beklediğini ve bu anlamda çözüm sürecine destek veren herkesin de
yanında olduğunu görürsünüz.
’’SÜRECE KİM ZARAR VERİRSE HALK İRADESİNİN ALTINDA EZİLİR’’
Tüm bunlara rağmen bu sürece kim zarar verirse bilmelidir ki
halkımızın iradesi altında ezilecektir. Halkımız bu olayların
bitmesini kesin bir şekilde istemektedir. Biz olan tüm bu çözüm
sürecini baltalama ve provoke etme çabalarına rağmen halkımızın
desteğiyle yolumuza devam edeceğiz. Bundan da kimsenin en ufak bir
şüphesi tereddütü olmasın" ifadelerini kullandı.
(İHA)