BDP Türkiye partisi olmayıp Kürt kalsa olmaz mı?
Abone olBDP'nin HDP ile birleşmesi ve milletvekillerinin "çatı partisi" olan HDP'ye geçmesini eleştiren Bugün yazarı Gülay Göktürk "Kürt partisi kimliğiyle kalsalar olmaz mı?" diye sordu.
İNTENRETHABER.COM
BDP'nin HDP ile birleşme kararı
alması ve Meclis Grubu'nun toplu olarak HDP'ye
geçmesi üzerine başlayan "Türkiye partisi"
tartışmasına Bugün si yazarı Gülay
Göktürk çarpıcı bir katkı sundu.
KÜRTLERİN "TÜRKİYE PARTİSİ" KURMASI ŞART MI?
"'Türkiye partisi' olmak şart mı?" sorusuyla söze başlayan Gülay Göktürk, Kürt hareketinin yanlış bir perspektifle konuya baktığını savundu. BDP'nin tematik bir parti olarak da etkili ve güçlü olabileceğini vurgulayan Göktürk, zaten HDP örneğinde görülen "marjinal sola açılma yöntemi" ile Türkiye partisi olunamayacağını yazdı. "Kürt duyarlılığını temsil eden tematik bir partinin parlamentoda bulunması hayati önemdedir." diyen Göktürk, "Neden Kürt partileri kendilerine Türkiye partisine dönüşmek gibi bir hedef koymak zorunda? Kürt partisi kimliğiyle kalsalar olmaz mı?" diye sordu.
İşte Göktürk'ün ilgili yazısı:
DÜŞÜNÜYORUM TAŞINIYORUM AKIL SIR
ERDİREMİYORUM!
Legal Kürt partileri yıllardır "Türkiye partisi olma" hedefi
koyuyorlar kendilerine. HDP'nin kuruluşu ve Kürt milletvekillerinin
BDP'den istifa edip HDP'ye geçmesi de epeydir savunulan bu projenin
bir sonucu...
Doğrusu epeydir düşünüyorum taşınıyorum ve bir türlü akıl sır
erdiremiyorum bu projeye. Neden Kürt partileri kendilerine Türkiye
partisine dönüşmek gibi bir hedef koymak zorunda? Kürt partisi
kimliğiyle kalsalar olmaz mı?
MARJİNAL SOLLA MI HALKA AÇILIP TÜRKİYE
PARTİSİ OLACAKLAR?
Hele hele, halka açılmak ve Türkiye'nin partisi olmak adına açıla
açıla kimlere açıldıklarını görmek ise ayrı bir hayal kırıklığı...
Düşünün ki halkın daha geniş kesimlerine açılmak için, halktan
tamamen kopuk marjinal sol gruplarla çatı partisi kuruyorsun. Bir
siyasi hareket açılayım derken kendini tecrit etmek için bundan
daha uygun bir politika bulamazdı herhalde... Ama işin bu yanını
şimdilik bir yana bırakalım ve meseleye daha genel bakalım.
KÜRTLERİ ASİMİLE ETME HAYALİYLE
BU PROJEYİ ALKIŞLAYANLAR
VAR
Bu proje, yani Kürt partilerinin Türkiye partisi haline dönüşmesi,
siyaset yazıp çizenlerin çoğunluğu tarafından da sempatiyle
karşılanıyor.
Bu sempatide birçok etken rol oynuyor. "Etnik temelde örgütlenme"
fikrine hâlâ şu eski 141'inci maddenin oluşturduğu "bilinçle"
bakanlar var bir kere... Ne kadar aşmaya çalışırlarsa çalışsınlar
etnisite vurgusuyla siyaset yapmayı bir türlü meşru görememe
durumu... TCK 141 o kadar uzun süre yürürlükte kaldı ki, şimdi
kendisi ortadan kalmış olsa bile zihinlerde yarattığı tahribat tam
olarak tamir edilebilmiş değil.
Tabii "Türkiye partisi" formülasyonunu, kalplerinde yatan
asimilasyon arzusunun Kürtler tarafından gönüllü bir biçimde
kabullenilip gerçekleştirilmesi olarak algılayıp alkışlayanları da
unutmayalım.
TEMATİK PARTİLER DE ETKİLİ VE GÜÇLÜ
OLABİLİR
Ama daha geniş bir çoğunluğun hareket noktası başka.
Onlar, Kürt partilerinin Türkiye Partisi'ne dönüşmedikçe,
Türkiye'nin bütün sorunlarını kapsayan bir program oluşturmadıkça,
oy tabanını genişletmesinin ve iktidar alternatifi olmasının mümkün
olmayacağını düşündükleri için ısrar ediyorlar ille de Türkiye
partisi olsun diye...
İşte benim itirazım da tam bu noktada.
Tematik partiler de güçlü ve etkili olabilir
TÜRKİYE PARTİSİ OLMAK İÇİN KÜRTLERİN
PARTİSİ OLMAKTAN ÇIKMA HALİ
Bir partinin güçlü ve etkili olabilmesi için ille de ülkenin bütün
meselelerinde söyleyecek lafı olması, bütün kesimlerin sorun ve
taleplerine cevap vermesi gerekmez. Dünyada tek bir tema etrafında
kurulmuş birçok siyasi parti var ve ülkenin siyasetinde önemli rol
oynuyorlar. Tek temalı bir parti de güçlü ve önemli olabilir. Gücü
ve önemi de yaygınlığına bağlı olarak değil parlamento platformuna
getirdiği sorunun o ülkenin siyasetinde ne kadar önemli yer
tuttuğuna ve tabii o partinin bu sorunu ne kadar doğru temsil
ettiğine bağlı olarak değişir.
Bunun tam tersini de söyleyebiliriz. "Türkiye partisi" olmak ve
daha geniş kitleleri kucaklamak adına izlenen siyasetin, söz konusu
partinin kişiliksizleşmesi, silikleşmesi ve çekirdek kitlesini
tatmin edemez hale gelmesiyle sonuçlanması tehlikesini de göz ardı
etmemek gerekir. Daha açık ifadesiyle, bütün halkın partisi olayım
derken Kürtler'in partisi olamama halinden söz ediyoruz.
İKTİDARA ALTERNATİF OLMAK ŞART
MIDIR?
İktidar alternatifi olma meselesine gelince...
İyi de bu şart mıdır? Böyle bir hedef her şartta doğru mudur?
Ben "siyasi partiyseniz mutlaka iktidar hedefiniz olmalıdır"
görüşünün de içi fazla kurcalanmamış bir klişe olduğunu
düşünüyorum.
Birçok durumda, bir grup insan bir araya gelip siyasi parti kurmaya
karar verdiğinde, onları bir araya getiren ortak sorunun toplumun
çoğunluğu tarafından paylaşılmadığını bilirler; dolayısıyla da daha
baştan hiçbir zaman çoğunluğu kazanamayacaklarının ve iktidar
olamayacaklarının farkındadırlar. Ama bu onları parti kurmaktan
alıkoymaz. Onlar için, temsil ettikleri duyarlılığın siyaset
platformuna taşınması, yasama organında temsil edilmesi; kurdukları
partinin yasama faaliyetlerinde etkili olabilmesi yeteri kadar
önemlidir. Bazen varlıklarıyla anahtar rolü oynayabilir, bazen
koalisyonlara katılabilir; hiçbirini yapamasalar da parlamentoyu ve
kamuoyunu etkilemek için siyaset yaparlar.
MECLİSTE KÜRT DUYARLIĞINI TEMSİL EDEN
BİR PARTİ GEREK
İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitle olmadığımıza göre,
parlamentoda farklı çıkarları temsil eden ve ilelebet azınlıkta
kalmaya mahkûm olan partiler de olacaktır. Özellikle Kürt sorununun
bizim siyasetimizdeki önemi göz önüne alındığında, Kürt
duyarlılığını temsil eden tematik bir partinin parlamentoda
bulunması hayati önemdedir.