BDP o gensoruyu yeniden verdi
Abone olBDP, Van depremi dolayısıyla geri çektiğini İdris Naim Şahin hakkındaki gensoru önergesini TBMM Başkanlığına yeniden sundu.
BDP'li Hasip Kaplan, düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanı Şahin hakkında gensoru önergesini iyi niyetle geri çekmelerine rağmen, Van depremi, KCK kapsamındaki son gözaltılar ve Şahin'in açıklamalarının ardından gensoru önergesini bir an önce vermenin şart olduğunu kaydetti.
Gensoru önergesini güncelleştirdiklerini belirten Kaplan, Şahin'in dün yaptığı açıklamayla kendilerini "KCK'lı olarak itham etiğini" savundu.
Şahin'in "Büşra Ersanlı bölücük yapıyorsa, halkı isyana, savaşa kışkırtıyorsa elbette gereği yapılacaktır" dediğini belirten Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avukatların bile henüz erişemediği suçlamaları sayın bakan çarpıtarak kamuoyuna yansıtıyor. Sayın Ersanlı ile ilgili ortaya attığı iddiaları ispatlayamıyorsa, bu belgeleri 24 saat içinde kamuoyuna açıklayamıyorsa, yapacağı en onurlu davranış istifa etmektir. Şu an itibariyle davet ediyorum. Sayın Ersanlı, nerede, hangi akademide bölücülük dersi verdi, halkı isyana teşvik eden eğitim verdi. Lütfen belgeleriyle açıkla. 24 saat içinde bunu açıklamıyorsan müfterisin. Yoksa peşini bırakmayacağız. Bu bakan ağzını açtığı her anda gaf bakanı olmaya başladı. Devlet adamı ciddiyetini zerre kadar taşımayan bir yaklaşım içinde. En son Meclisin içinde dahi dinleme yapan bir bakanla karşı karşıyayız. Cumhuriyet tarihi böylesi bir bakan görmemiştir. Bu bakanın gitmesi Türkiye'nin barışı, parlamenter rejim, hukuk devleti, insan hakları ve demokrasi için elzemdir."
Kaplan, BDP Genel Merkezinin bakan hakkında hukuki olarak da süreç başlattığını kaydetti.
Gensoru önergesinin gerekçesinde, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in "Polis devleti uygulamalarıyla hukuk devletini yok saydığı, Anayasayı ihlal ettiği, seçilmiş siyasetçileri hedef aldığı, gözaltı ve soruşturmalarda partizanca davrandığı, milletvekillerine pervasızca saldırdığı, Van depreminde merkez idare ve yerel yönetimlerin ortak çalışmasını, yardımlarını engellediği, görevini kötüye kullandığı, açıklamalarıyla, gaflarıyla devlet adamlığı ciddiyetini ayaklar altına aldığı, vatandaşın can ve mal güvenliğini riske soktuğunu" savunuldu.