BDP heyeti Kandil’e gidiyor
Abone olBarış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, İmralı ile yapılan görüşmenin ardınd...
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, İmralı ile yapılan
görüşmenin ardında önümüzdeki hafta Kandil’e gideceklerini
söyledi.
BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Diyarbakır il
binasında gazetecilerle bir araya geldi. Gündeme ilişkin
gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, İmralı görüşmesi,
geri çekilmenin durdurulması, demokratikleşme paketi, anadilde
eğitim gibi konular ilgili konuştu. Demirtaş, İmralı Adası’nda
Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde Kandil’in de haberdar
olduğunu dile getirerek, Öcalan ile yapılan son görüşmeyi
değerlendirmek üzere önümüzdeki hafta Kandil’e gideceklerini
belirtti. Çözüm sürecinde yaşanan tıkanıklığını giderilmesi için
BDP olarak çaba sarf ettiklerini anlatan Demirtaş, "Bizim İmralı’da
yaptığımız her toplantıdan Kandil haberdar oluyor. Hükümet kayıt
altına alıyor zaten. Muhataplardan biri olan Kandil’de
görüşmelerden gün sonra haberdar oluyor. Önümüzdeki hafta
içerisinde heyetimiz Kandil’e bir ziyaret gerçekleştirecek.
Bilgilendirme ötesinde gelinen aşamada karşılıklı gelinen aşamayı
tartışmak istiyoruz. Geri dönüşte de hükümetle temas olacaktır.
Süreçte yaşanan tıkanıklığı aşmak için gayret sarf ediyoruz. BDP
rol üstlenmiş. Bu misyonumuz gereği sürecin önünü açmak için çaba
sarf ediyoruz. Kandil ziyareti de hükümetin içinde bulunduğu siyasi
atmosferle yarattığı gerilimleri nasıl aşabiliriz. Tartışmaları
bütün taraflarla yürütmek üzere trafiği yürüteceğiz. Bizim
Öcalan’la yaptığımız toplantının içeriği devlet yetkilisi
tarafından hükümete götürülüyor. Kandil’e de bizim üzerimizden
ulaşıyor” dedi.
"DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNİN HAZIRLANMA YÖNTEMİ DEMOKRASİDEN
UZAKTIR"
AK Parti hükümeti tarafından hazırlanan demokratikleşme paketi
konusuna da değinen Demirtaş, paketin demokratik yöntemlerle
hazırlanmadığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Paketin ne bizim ne de Öcalan ile paylaşıldı. Öcalan böyle bir
paketten haberdar değil. Hükümetin pakete yaklaşımı ilginçtir.
Sanırsınız ki mucize paket açıklanacak. Öylesine gizemli bir
havayla hazırlanıyor yaratıyor ki, sanki Türkiye ile ilgili değil.
Halk için hazırlanmışsa halkın neden haberi yok. Ya yeni başlamadı
paketi hazırlamaya ya da oyalıyor. Olağanüstü paket olmadığını
biliyoruz. Sürecin hassasiyeti yerine kendi partisinin
hassasiyetlerini göz önüne alıyor. Bu haliyle AK Parti’nin paketi
haline dönüşmüştür. Beklentimiz ortaklaşabilecek tüm partiler
ortaklaşarak meclise sunmalıydı. Üstünde birlikte çalışabilirdik,
AKP-CHP-BDP ortak bir demokrasi paketi olarak Meclis’e
sunabilirdik. Cevap vermedi. Hazırlama yöntemi bile demokrasiden
uzaktır. Ay sonundan sonra çıkmaz ayın sonuna da ertelenebilir.
Öcalan’ın derinlikli müzakere talebine olumsuz yaklaşılırsa KCK‘de
başka kararlar alabilir. Öcalan önünü açmak istiyor. Paket sürecin
kilidi haline gelememiştir. Hazırlanma yöntemi içeriğinin
belirsizliği paketi süreçten kopuk hale getirdi.”
"MÜZAKERELERİN KOŞULLARI OLUŞTURULMALI"
Demirtaş, Öcalan ile yapılan müzakere süreci konusunda yaptığı
değerlendirmede, yapılan müzakerelere koşullarının oluşturulması
gerektiğini söyledi. Demirtaş, “Müzakerenin usulleri var. Müzakere
yapılmadan alt yapısı hazırlanır. Diyalogun müzakerenin koşulları
oluştu. Bir masa etrafında tartışılabilmeli. Hükümet, Öcalan bir
enstrümandır söylemi içerisinde bulunuyor. Ama orada saygın bir
yaklaşım var. Küçük bir hücrede müzakere yürütemez. Dışarıyla
teması yok. Devlet, cesur ve ciddi olsun. Öcalan’ın af gibi bir
talebi yok. Öcalan’ın en kızdığı ‘Apo af istiyor’ gibi
söylemlerdir. Buna çok öfkeleniyor. Müzakerenin koşulları
oluşturulmalı. Boş bir havuzda yüzmem isteniyor diyor. Uluslararası
yabancı bir güçten öte Türkiye içinden bir izleme kurulunun
oluşturulması. Tek tarafı temsil etmeyen hakikatleri araştırma ve
izleme kurulu oluşturulmalı. Hakem rolü üstlenmeli. Bunlar sürecin
müzakereye dönüşmesinin gerekleridir. Son görüşmemizde bunları ben
bir dayatma talep ortaya koymuyorum. Bunlar müzakerenin olmazsa
olmaz koşullarıdır diyor. Müzakere yapmak isteyen bunları hazırlar.
Havuzu doldurmak istenmiyorsa, kimse benden de yüzmemi istemesin
diyor” diye konuştu.
"DAĞDAN İNİŞ SİYASİ ÇÖZÜME BAĞLI"
PKK’nın silahlı unsurlarının sınır dışına çıkışlarının durdurulması
konusunda bir gazetecinin sorusuna yanıt veren Demirtaş, "Eski
format diyalog ve güven oluşturmaydı. Mesafe alındı. Bunların heba
edilmemesi için sürece ruh katmak istiyor. Yeni format budur.
Diyalogun müzakereye dönüşmesini istiyor. Hükümet korkak
davranıyor. Öcalan, öcü değil. Siyasi gücü var. İsmini bile ağzına
almaktan korkuyorlar, oy kaybederiz diye. Hükümet risk almadan
süreci nasıl ilerletecek? Öcalan, sıradan bir insan değil. Barışın
mimarlarından biridir. Hükümet, daha ciddi ve cesur olunmalı. Başka
türlü nasıl çözeriz sorunları. Öcalan, hayret ediyor, “ben devlet
görevini zorla mı getirdim” diyor. Devlet yetkilisi, barışı kurmak
istiyoruz deyip, rolünü oyna dediler. Kendisi de rolü oynamayı
kabul etti. Yaptığımız görüşmede, Öcalan, “Sanki dayatma
içerisindeyim. Rolümü oynadım adım atma sırası onda. Silahlı
mücadelenin bitmesi gerektiğini söyledim yaptım. Silahları
susturmak benim, demokratik siyaseti öne çıkarmak hükümetin
göreviydi. Ben görevimi yaptım. Hükümet yapmıyor” söyledi bize.
Bazı hükümet çevreleri Kandil Öcalan’ı ezdi geçti diyor. Öcalan
ise, Kandil ne dedimse yaptı enim dışımda tek adım atmadı. 1
Haziran’a kadar yasal güvenceyle geri çekilme tamamlanabilir
olduğunu yaptığımız görüşmede anlattı. Araçlarla Türkiye sınırı
dışına çıkarlar. Hükümet diyor ki şimdi son PKK’lı sınır dışına
çıkacak’ Dağdakiler nasıl inecek. Bunların tartışılması gerekir.
Dağdan iniş siyasi çözümle bağlantılıdır. KCK dağdan inişe karşı
değil. Çözümün kapısı aralanırsa inecekler. Biz savaşın artık
tümden bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu paketi heyecanla bekliyor
olmayacağız. AKP paketine dönüşmüş durumdadır" ifadelerini
kullandı.
"GEÇMİŞTE METİN OKTAY, ŞİMDİ DE DROGBA VAR"
Bir gazetecinin, İmralı Adası’nda Öcalan ile yapılan görüşmede,
BDP’li heyete Öcalan, Galatasaray oyuncusu ‘Drogba gibi olun’
sohbetin içeriğine yanıt veren BDP’li Demirtaş, "Türkiye’de
siyasette sonuç alınmak isteniyorsa bir takımın çok koşması
neticeyi belirlemiyor. Gol atmak gerekir. Geçmişte Metin Oktay
şimdi de Drogba var. Çok koşmak yorulmak gerekmiyor. Sonuç alınmak
isteniyorsa pratik adımların atılması gerekiyor” dedi.
"EĞİTİM SİSTEMİNİN DEMOKRATİKLEŞMESİNİ İSTİYORUZ"
Anadilde eğitim talebi konusundaki soruları cevap veren Demirtaş,
Türkiye’de BDP olarak, anadilde eğitim imkanlarını
oluşturacaklarını ifade ederek, eğitim sisteminin demokratikleşmesi
gerektiğini söyledi. Demirtaş, “Burası Kürtlerin anavatanı.
Kürdistan coğrafyasının bir parçasıdır. Anadilde eğitim hükümetin
tasarrufunda değildir. Anadil kullanımı doğuştan gelen bir haktır.
Hükümet engelliyor. Hükümet engel olmaktan çıksın. Bazı kesimlerin
boykot kararıyla yapılan değerlendirmelerinde, çocuklar boykotla
ilgili çirkin şeye alet edildiği dile getirildi. Asıl, sizin
okuttuğunuz ırkçı marşlar tekçi anlayış çocukları alet etmiyor
musunuz? Siyasetin çirkinliği budur. Bizim değil, sizin yaptığınız
çirkinlik. Çocukları siyasete alet eden sizsiniz. Eğitim sistemini
de demokratikleştirmek istiyoruz. Irkçı andı okutmak mıdır
demokrasi? Asimilasyon anlayışı çirkinliktir. Kürt çocuğuna 90
yıldır sen Türksün anadilinde Türkçedir demek çirkinliktir.
Halkımız bunu boykot etmiştir. Valiler okullara koşup BDP’yi kınama
görevini yüklenmiştir. Valilik makamında oturup, bir partiyi
kınayamazsınız. Partimizi kınayanları buradan kınıyorum. Siz
valisiniz, AK Parti’nin il başkanı değil. BDP ne karar almış seni
mi ilgilendiriyor. Derdiniz varsa istifa edin gidin AK Parti’ye
katılın. Tüm partilere eşit davranmak zorundasınız. Gün gelecek bu
ülkede anadilde eğitim olacak. Biz yapacağız. Parti vakıf,
okuluyla, biz başlatacağız. Ülkenin bölünmediğini ve kıyametin
kopmadığını göstereceğiz. O gün geldiğinde bugün karşı çıkanlar
‘biz yaptık’ diyecekler" şeklinde konuştu.
(İHA)