BDP grup toplantısında Karatay’a tepki
Abone olBDP grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, “Kocaman adamlar, kadınlar, profesörler, yöneticiler akıllarını kaybetm...
BDP grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul
Kürkçü, “Kocaman adamlar, kadınlar, profesörler, yöneticiler
akıllarını kaybetmiş, çuvallara çantalara koyup, parklara bahçelere
emanet ediyorlar ki, devlet terörün başını ezsin diye. Hay başınıza
terör kadar taş düşsün” dedi.
Grup toplantısının açılışını yapan BDP Grup Başkanvekili Pervin
Buldan, “HDP Türkiye ve Ortadoğu halklarının çözüm yoludur. BDP
olarak HDP’ye siyasi ve toplumsal mücadelesinde başarılar
diliyorum. HDP’nin bir bileşeni olan BDP’nin TBMM Grup Toplantısı
bugün HDP tarafından yapılacaktır” diye konuştu.
HDP adına kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü,
konuşmasının başında tutuklu vekiller konusuna değindi. “Ne yazık
ki, hayatların fedası dahil her zaman hakların gerçekleşmesine
yetmiyor” diyen Kürkçü, “CHP Milletvekili Mehmet Haberal’ı
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdıktan sonra
yargılamanın tutuksuz sürmesine karar veren aynı yargı, halkın
vekilleri haklarında istenilen cezaların çok daha fazlasını çoktan
cezaevlerinde tamamladıkları halde hiçbir hukuki gerekçe olmadan
hala hapiste tuttuğunu biliyoruz. Mehmet Haberal’a geçmiş olsun
diyoruz ama vekillerimizin de hemen yarın serbest bırakılmasını
istiyoruz. Milletin egemenlik haklarını cübbeli zorbalara teslim
ettiniz, kendi adamlarınızı onların hukuksuzluğundan kurtarmak için
bir gecede yasalar çıkarttınız, onların önüne yasak duvarları
çizdiniz. Tutuklu vekillerimize gelince ‘bizde bağımsız yargı var’
demekten yüksünmediniz, yazıklar olsun size” diye konuştu.
ÇÖZÜM SÜRECİ
21. yüzyıla barış gücünden geçmeden ulaşmanın imkansız olduğunu
ifade eden Kürkçü, “Öcalan’ın gidişatı ‘sırat köprüsü’ olarak
tanımlaması boşa değil. Kıldan ince köprüden geçmek ancak geçmişin
günahlarından arınmış olmakla mümkün. Süreci buraya kadar getiren
Kürtler oldu. Çözümün kaçınılmaz bir sonu, hedefi var, bu hak
paylaşımı, egemenliği hakla paylaşmak, merkeziyetçi ve tekçi
reflekslerin yerine demokratik kabulleri geçirmek. Hükümet
çözümsüzlüğü sürdürürken, çatışmasızlığı elde bir kabul ediyor,
adımları geriye doğru oluyor. Mart ayından bu yana çözüm süreci ile
ilgili Meclis’te komisyon dışında hükümet yasal bir adım atmadı. Bu
ülkenin iç barışı için hükümet tek bir yasal adım atmadı. Süreç
hükümetin iki dudağı arasında yürütülüyor. Silahlar susunca
konuşması beklenen siyaset, hükümet eliyle susturulmaya
çalışılıyor. Özel yetkili mahkemeler istiklal mahkemelerinin
günümüzdeki versiyonudur. Hükümeti uyarıyoruz, bu siyaset önünde
sonunda çözüm sürecini kırılganlaştırmaktan başka bir sonuç
vermeyecek” şeklinde konuştu.
Çatışmasızlığın güvence altına alınmasının herkesin sorumluluğu
olduğunu belirten Kürkçü, “Öcalan; BDP milletvekilleri ile HDP
Genel Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder vasıtasıyla çözüm için yeni
adımlar için hükümete yeni bir opsiyon tanıdığını, çözüm sürecinin
tıkanmasına izin vermeyeceğini deklare etti. Çatışmasızlığın
güvence altına alınması hepimizin sorumluluğu. Bu savaş sadece Kürt
halkına zarar vermiyor, Türkiye halklarının, bu ülkede yaşayan
herkesin evlatları eğer savaş yeniden başlarsa tehdit altındadır”
ifadelerini kullandı.
“HAY BAŞINIZA TERÖR KADAR TAŞ DÜŞSÜN”
Dolandırılan ünlü Prof. Dr. Canan Karatay’ı da eleştiren Ertuğrul
Kürkçü, “Son haftaların dolandırıcılık olaylarına bir bakın.
Kocaman adamlar, kadınlar, profesörler, yöneticiler akıllarını
kaybetmiş, kendilerine gelen bir telefon ile devletin gizli
işlerine ortak olduklarını sanarak ellerinde avuçlarında ne varsa
hiçbir teminat aramadan, çuvallara çantalara koyup, parklara
bahçelere emanet ediyorlar ki, devlet terörün başını ezsin diye.
Hay başınıza terör kadar taş düşsün, böyle akıl olur mu? Herkesin
kendisini devletin gizli bir ajanı olarak görmeye başladığı böyle
bir dünya, sıradan insanların sahici rüyalarının yerini alabilir
mi? Herkes, aslında sizin de bir terörist olabileceğinizi düşünüyor
ve kendisine gelen bir telefon ile bugüne kadar neyin var neyin yok
biriktirmişsin, bir dolandırıcının eline teslim etmekten
kaçınmıyorsa bu toplumun sağlıklı olduğu söylenebilir mi? Bu
sağlıksızlık, bu paranoya, bu ahmaklık ancak bir savaş tarafından
yaratılabilir” dedi.
“Meclis’i ve hükümeti kuşatmalıyız, ‘bu gün barış için ne yaptın’
demeliyiz” diyen Ertuğrul Kürkçü, Öcalan’ın barışın kurucu gücünün
farkına varılması gerektiğinin altını çizerek, bugüne gelinmesinin
Kürt halkının özgürlük ve eşitlik amaçlarına silahlı çatışma
olmadan da erişebileceğine dair politik olgunluk gösterdiğini
belirtti. Kürkçü, “Öcalan’ın toplumun çeşitli kesimleri ile temas
olanaklarının sağlanması ve statüsünün güvencelere kavuşturulmasını
yaşamsal önemde buluyoruz” dedi.
“AYNI İLGİNİN PYD LİDERİ SALİH MÜSLİM’E DE GÖSTERİLMESİNİ
İSTİYORUZ”
Hükümetin Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin yönetici seçkinleri
ile görüşmelerine revam ettiğini ve bunda bir zarar görmediklerini
söyleyen Kürkçü, “Biz bugünlere kolayca gelmedik. Her şeyden önce
Türkiye’de yaşayan Kürtlerin amansız mücadelesi diğer Kürtlere de
bir meşruiyet kazandırdı. Bugün Barzani’nin Türkiye’de kabul
görmesi bu ülkede, bu devletin karşısında Kürdün onurunu ayakta
tutan mücadelenin, hayatlarını bu uğurda feda edenlerin de
eseridir. Barzani’yi Diyarbakır’da ağırlayan misafirperverliğin,
cömertliğin aynen PYD Lideri Salih Müslim’e de gösterilmesini
istiyoruz” diye konuştu.
“Ölmeyeceğiz, öldürmeyeceğiz, hiç kimsenin askeri olmayacağız”
diyen Kürkçü, gençliğin bu tutumu takınalı az zaman olmadığını,
hükümetin gençliğe yönelen öfkesinin bununla ilgili olduğunu öne
sürdü. Öğrenci evleri tartışmasına da değinen Kürkçü, “Öğrenci
evlerine yönelik saldırılar aslında bu saldırıların sadece
öğrencilere değil, toplumun tamamına yönelik olduğunu gösteriyor.
Ahlak dayatmasına baş kaldırıyoruz. Bu ahlak savaşının yürüdüğü
muharebe alanı kadın bedenidir. Onlara kendi bildiği ahlakı
dayatmaya kalkışanlara diyoruz ki, sen ahlak peşinde misin, o zaman
git bakalım üniversitelerde öğrencilerine not karşılığı tecavüz
eden senin atadığın profesörlerine, doçentlerine, doktorlarına söz
geçir” şeklinde konuştu.
Adana Valisi’nin 10 Kasım törenlerinde vatandaşlarla girdiği
diyaloğa da değinen Kürkçü, “Adana Valisi gibi halka saldırgan bir
hareket, kampanya başlatan kişileri uyarıyoruz. Bir tane
yurttaşımıza öyle seslendiğiniz zaman size o lafları iade ederiz,
ne diyorsan osun sen” ifadelerini kullandı.
“MAHKUMUN GÖREVİ TÜNEL KAZMAKTIR”
Hükümetin koğuşların içini görmek için cezaevlerine kamera
sistemleri yerleştirmeye hazırlandığını ifade eden Kürkçü,
“Niyeymiş, tünel kazıyorlarmış. Tünel kazmaya çalışmayan bir tane
mahkum olmaz. Mahkumun görevi tünel kazmaktır. Mahkumlar ağaçtan,
taştan robotlar değil, özgürlük aşkı ile tutuşan insanlardır.
Özgürlük aşkına mücadele etmekten daha güçlü ne olabilir” dedi.
Alevi halkına nasıl yaşamak istediğinin sorulduğunu, “sen hangi
camidensin” diye sorulduğunu iddia eden Kürkçü, “Alevi’nin camisi
olmaz, bunu bilmiyor musun ey akılsız. Herkes nerede ibadet eder.
Herkesin inanma hakkı kadar inanmama hakkı da vardır. Siz İttihat
ve Terakki’nin toplum mühendisliğini, Cumhuriyet’in toplum
mühendisliğini devraldınız. Siz herkesi kendi yorumunuz olan Sünni
İslam yorumu altında birleştirmeye çalışıyorsunuz. Üstelik o yorum
orijinal Sünniliğin, orijinal İslamiyet’in yorumu da değil. Var mı
Sünni İslam’da ruhban sınıfı, devlet eliyle beslenen Diyanet, onun
görevlendirdiği maaşlı din görevlileri?” diye konuştu.
(İHA)