BDP, bölgenin CHP’si gibi
Abone olBaşbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Doç. Dr. Yalçın Akdoğan, BDP’yi, bölgenin CHP’si gibi davranmakla su...
Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Doç. Dr. Yalçın Akdoğan, BDP’yi, bölgenin CHP’si gibi davranmakla suçladı.
Akdoğan, NTV canlı yayınında gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Demokratik paketle ilgili muhalefetin eleştirini cevaplandıran Akdoğan, "Bu paketin aslında Türk siyasetinde partilerin arasındaki seviye farkını ortaya koyduğunu düşünüyorum. Pakettekiler bugüne kadar vatandaştan tam destek görmüştür ve hep Türkiye’nin lehine olmuştur. İleriye doğru atılan adımlardan Türkiye hiçbir şey kaybetmemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi kategorik olarak reddediyor. Buna ben negatif siyaset diyorum kendisi bir şey üretmeden yapılan her şeye karşı çıkmak. Bu bir siyaset türü. Cumhuriyet Halk Partisi genelde nötr kalmayı siyaset yapmak olarak algılıyor. Nötr kalmak sıfır noktasında durmaktır ve zamanla insan partinin içini boşaltır. Dün parti liderlerini dinledik. Sayın başbakanımız siyasi bir sataşma yapmadan sadece pozitif bir takım mesajlar verdi. Dün aynı zamanda yasama yılının başlangıcıydı ve geçen yıl siyasi üsluptan şikayet edildi. Bu yıl böyle olmasın istendi ama dün öyle olmadı. Sayın Bahçeli’nin konuşmasında hiçbir değişiklik yoktu sayın Kemal Kılıçdaroğlu da ’adamsan’ filan gibi üsluplarla yine konuştu. Türkiye geçen dönem bu ağır üsluptan dolayı toplum çok gerildi ve bu siyaset tarzını yeni dönemde değiştirmemiz lazım.
AK PARTİ KARŞITLIĞI ÜZERİNDEN BİR SİYASİ İKLİM OLUŞTURDULAR
Paket açısından bakarsak BDP’nin tavrı yine küçümseyen tarzda. Bugüne kadar biz hangi adımı atsak Kürt meselesinde örgüt ve BDP bunu ya görmezden geldi ya küçümsedi ya da kendi mücadelesinin bir kazanımı gibi gösterdi. Onlar hep AK Parti karşıtlığı üzerinden bölgede bir siyasi iklim oluşturdular. Burada AK Parti’nin iyi bir şey yaptığını kabullenmeleri bölgedeki tezi çökertecek bir durum. BDP bölgenin adeta Cumhuriyet Halk Partisi gibi davranıyor. Kürtlerin Cumhuriyet Halk Partisi gibi davranması kaybettirir BDP’ye. Paket noktasında çok önemli adımlar attık. Başbakanımız ’Bu bir son değil’ dedi. Bugüne kadar muhalefet buna destek vermedi biz hem bu odaklarla mücadele ettik de reform yaparken muhalefetin engellemeleri ile karşılaştık. Bu süreçte istiyoruz ki siyaset kurumu hep birlikte bu reformlara katkıda bulunsunlar" dedi.
ALEVİLERLE İLGİLİ DÜZENLEMELER
Aleviler’in tepkileriyle ilgili bir soru üzerine Akdoğan, "Biz bir çok alanda çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de ilk defa Aleviliğin adını bu kadar kamusal ve siyasi alanda gündeme taşıyan AK Parti. Bu algının normalleşmesi çünkü Aleviler bu toplumda ciddi travmalar yaşadı, bu ciddi bir sorun alanı. Ama AK Parti bu meseleyi normalleştirmek için birçok adım attı. Alevi kesimi daha rahat hareket etmeye başladı. Alevi çalıştaylarını biz yaptık. Belki Alevilerin içinde oy verdikleri bir takım partiler var biz bunları oy gözeterek yapmıyoruz. Geçmişte yaşanan olumsuzluklar o partilerin iktidar olduğu dönemlerde yaşanmıştır. Bizim bu konuda sicilimiz temiz ileri adımlar atmaya çalışan da biziz. Çalıştaylarda da gördük Alevi kesimi de homojen bir yapı değil. Ne isteniyor sorusuna yüzlerce cevap verilebilir. Bunu devlet nasıl karşılamalı kısmının da birçok cevabı var. Yani kırıp dökmeden nasıl bir çözüm bulunabilir bu hala tartışma konusu. Bunu Alevi kesimde kendi içinde tartışıyor. Siz bir adım attığınızda birçoğu buna karşı çıkacak. Dersim meselesi geldi gündeme mesela hemen bir karşı kampanya başladı olmaz referandumdan geçmez izin vermeyiz dendi. Sırf AK Parti yapıyor diye karşı olma refleksi de var. Bu zor bir konu ama bizim çalıştığımız ve iyi niyetle çözüme ulaştırmaya çalıştığımız bir konu" diye konuştu.
OKUL ANDI
Okul andı konusunda da görüşlerini açıklayan Akdoğan, şunları söyledi:
"Bunlar geçmişten gelen şeyler toplum düzeyinde yaşanmayan yanlışlıklar. Toplumun normal olarak gördüğü şeyleri siyasi alanda da normalleştirmeye çalışıyoruz. Buna karşı kimse yok şu anda. Elbette bunun bir çerçevesi olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı bununla ilgili bir düzenleme hazırlarken bir çerçeve çizecektir. Kimliği belli etmeyen şekilde giyince söz konusu olmayacaktır. Yasaya bakarsanız tamamen çağdışı kalmış kimsenin kabul edemeyeceği komik duruma düşmüş düzenlemeler var. Daha güne uygun çerçeve çizilecektir. Andımız konusunda da hem bölgede yani bir Kürt’e her gün ben Türk’üm dedirtiyorsunuz. Bu tek tipçi, buyurgan kısmen faşist bir zihniyetin yansıması olarak uygulanmış. İnsanlar bundan rahatsız oluyor. Sadece Kürtler veya farklı kesimler değil o metnin içeriğinde çok farklı bir takım tabirler var farklı toplum kesimleri rahatsız olabiliyor. Böyle bir şeyi küçük çocuklara dikte etmek doğru değil. Siz Türklüğün değerini Kürtlüğü bastırarak yükseltemezsiniz. Vatandaşlardan bir rahatsızlık emaresi var ve bunu düzeltmeye yönelik bir şeydir. Elimizde bir takım taslaklar var teknik çalışma bittiği zaman bu yasalar Meclis’e sevk edilecektir. Bu da çok bir zaman almayacaktır. Diğer idari tedbirler daha kısa süre içinde hayata geçirilecektir. Nasıl yasalaştırılacağı teknik bir konu. Torba yasada olabilir hepsini tek tek ayrı ayrı çok zaman alacak şekilde yapılmasındansa torba yasa olarak da gündeme gelebilir. İdari düzenlemeler bu ay içinde hayata geçecektir diğer düzenlemelerde bir terslik olmazsa bu ay sonuna doğru Meclis’e gelir diye ümit ediyorum".
"KÖKLÜ ÇÖZÜM ANAYASA"
Köklü çözümün anayasayla olabileceğini belirten Akdoğan, "Biz idari tedbirlerle bir demokratik reform yapıyoruz. Aslında demokratik reformun büyüğü yeni anayasada olabilir. Bu yüzden başbakanımız ’Bu bir son değil daha yapacak çok şey var’ dedi. Türkiye seçim sürecine giriyor ve diğer partilerin performansına baktığımızda kısa vadede buradan bir ışık görünmüyor açıkçası" dedi.
’Siyasi partilere üyelik konusunda ’Polislerle askerler de mi üye olacak?’ diye bir soru var’ sorusu üzerine, "Oy kullanan herkes partiye de üye olabilecek’ dedi sayın başbakanımız. İnfaz yasasını biz değiştirdik yani belli suçlardan mahkumiyetini çekenler hak mahrumiyetleri ortadan kalkıyor. Ama siyasi partiler kanununda bu devam ediyordu. Oy kullanamıyordu ve üye de olamıyordu partilere. Biz bunu kaldırıyoruz. Asker, polis ve belli alanlar tanımlanmıştır. Diğer suçtan dolayı hak mahrumiyeti söz konusu olan kişilerle ilgilidir. Parti üyesi olabilir ama belediye başkanı ve milletvekili diyelim bunun ayrı kriterleri var" cevabını verdi.
ÇÖZÜM SÜRECİ VE YEREL SEÇİMLER
Çözüm süreciyle ilgili Akdoğan, "Çözüm sürecinin sahibi AK Parti iktidarıdır bu demokratik reformlarda bu süreçte kararlı olduğunu göstermiştir ve süreç devam etmektedir. Diğer söylemlere bakmamak lazım bunlar siyasi konuşmalardır" dedi.
Yerel seçimlerde Ak Parti adaylarıyla ilgili soru üzerine Akdoğan, "Biz masa başında isim belirlemiyoruz çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Anketler yapılıyor 3-4 defa halka soruluyor kanaat önderleri o şehirdeki STK’lar dinleniyor, teşkilatlarla yoklamalar yapılıyor, komisyonlar kuruluyor her şey tartışılarak isimler açıklanıyor. Bir kişi karar versin değil AK Parti’de. 1 Ekim’de başvuru tarihi başladı ay sonunda bitecek. Bu arada anketlerimiz teşkilat yoklamaları, STK’ların düşünceleri ilgili komisyonlar bunları çalışacak sonra adaylarla görüşmeler yapılacak ondan sonra adaylarımız açıklanacak. Bundan dolayı belki biraz daha zaman alabilir. Belediyecilik bizim işimiz en iddialı olduğumuz konu ve belediye başkanlarımızda çok başarılı. Bu seçim sadece kimin ilde veya ilçede belediye başkanı olacağını gösteren bir seçim olmayacak daha farklı siyasi anlamları da olacak. Genel siyasi iklim açısından psikolojik üstünlük açısından farklı siyasi anlamları da olan bir seçim. Kasım başından itibaren muhtemelen adaylar peyderpey açıklanmaya başlar. Bakanlarımızdan bazıları aday olursa bu çerçevede belki bir düzenleme gerekecek. Bakanlık ciddi bir iş tabi kampanyalar da çok ağır geçtiği için iki işi bir arada götürmek çok mümkün olmaz. Bu yüzden böyle bit düşünce açıkladı sayın başbakanımız. Biz bu konuda bize gelen anketlerde AK Parti’nin büyükşehirlerin özellikle büyük kısımlarını alacağımızı gösteriyor. İstanbul ve Ankara’da zaten açık ara bir durum söz konusu. Birçok yerde aslında bizim kim aday olacak çalışmamız aslında kim belediye başkanı olacak çalışması gibi. Bu yüzden çok titiz davranıyoruz" dedi.
GÜL ADAY OLACAK MI?
Akdoğan, Cumhurbaşkanı Gül’ün, ’Milletimizin hizmetinde olmaya devam edeceğim’ sözünün ne manaya geldiği sorusuna, "Abdullah Bey çok önemli bir değerdir hem Türkiye için hem AK Parti için. Bence bugüne kadarki en başarılı cumhurbaşkanlarından birisidir. Bundan sonra da elbette hangi pozisyonda olursa olsun Türkiye’ye hizmet edecektir. Bunun adını biz koyamayız. Bu insanlar misyon insanlarıdır, bir dava insanlarıdır hizmete odaklıdırlar. Makamın mevkiinin ne olduğu çok önem taşımaz. Türkiye’nin sayın başbakanımızdan da sayın cumhurbaşkanımızdan da daha uzun yıllar istifade etmesi gerekir" cevabını verdi.
ORTADOĞU SORUNU
’Artık gerilimin ekseni Arap-İsrail sorunundan mezhep ayrılığına kaydı diyorlar?’ sorusuna Akdoğan, "Ortadoğu’da fay hatları zaman zaman biri zaman zaman diğeri öne çıkarıldı. Burada tabii İran’ın bölgesel nüfusu eve etkisiyle de bu ilişkili bir konu. Mezhep daha fazla ön plana çıkacak demek ya İran’a karşı bir durum veya İran’ın çok fazla içinde olduğu bir durum ifade ediliyor. Burada tabii İran’ın nüfusunu geliştirmesinden rahatsız olan bir Sünni blok olduğunu da söyleyebiliriz. Artık kategorik pozisyonlar yok olay bazlı saf tutmalar var. Suriye konusunda bir araya gelenler diyelim Mısır konusunda bir araya gelemeyebiliyorlar. Bunların içinde tabi önemli bir nokta mezhep meselesi gündeme geliyor. Burada Türkiye’nin tavrı net. Biz hiçbir zaman mezhep odaklı bir yaklaşımın içinde olmadık. Hiçbir ülkenin mezhebini sorarak yardım eli uzatmadık. Biz tamamen insani uygulamalarla çıkar odaklı elimizi uzatmadık. Ama bölgede bunun etkili olduğunu görebiliyoruz. Bunları ben tehlikeli girişimler olduğunu düşünüyorum. Mezhep temelindeki ayrışımlar istikrarsızlık üretir. Bunlar tamamen mikro düzeyde bir ayrışmaya parçalanmaya sebep oluyor. Bu kutuplaşmaları ve çatışmaları biz Irak’ta gördük. Bölgede bunun güç bulmasını biz olumlu bir durum olarak görmüyoruz. Özellikle terör bağlamında bir takım paramiliter grupların terörist unsurların bulunması dünyanın bir ülkesinde bakıyorsunuz hiç alakası olmayan birileri internet üzerinden veya başka yollarla bir anda lojistik bulabiliyorlar, bomba yapabiliyorlar, saldırı yapabiliyorlar. Bu anlayışa bu zihniyete karşı topyekun bir mücadele yürütmemiz ve net tavır takınmamız gerekir" cevabını verdi.
(İHA)