BDDK kuruluşundan beri hedef tahtası
Abone olBankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Başkanı Engin Akçakoca, istifasının istenmesiyle ilgili iddialara yanıt verdi.
BDDK Başkanı Akçakoca, 'İstifanız isteniyor. İstifanız sorunu
çözer mi?' sorusu üzerine, 'İstifa her zaman olur, başkası gelir.
Önemli olan kurumdur' dedi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulu (BDDK) Başkanı Engin Akçakoca, gazetecilerin "İstifanız
isteniyor, istifanız sorunu çözer mi?" sorusuna "İstifa edilir
gidilir, yerine başkası gelir" yanıtını verdi. '2 sene 7 ay 1
gündür görevdeyim' Akçakoca dün katıldığı Active Academy tarafından
düzenlenen 1. Uluslarası Finans Zirvesi'ndeki konuşmasına 2 sene 7
ay 1 gündür görevde olduğunu belirterek başladı. Konuşmasının
ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akçakoca, şöyle dedi:
"50 senelik bankacılık birikimiyle uğraşan 2 senelik bir kurum söz
konusu. Bu kurumun kalitesinin de denetlendiği, düzenlendiği,
sektörün üzerinde olması lazım. Kurumun kalitesi isminde ve
logosunda değil ki, kalitesi kadrosunda. Bu kadroyu oluşturmak için
çaba ve para sarfetmek lazım. Para, çaba sarfını kısacak, tasarruf
tedbiri şu tedbir, bu tedbirle uğraşmaktan düzenlemeye ve
denetlemeye daha az zaman ayırmak, bu gibi kurumlar için zuldür.
İstifa her zaman olur, başkası gelir o da gider. Kurum kalıcıdır,
önemli olan kurumdur." BDDK'nın özerkliği konusunda sıkıntı olup
olmadığına ilişkin bir soru üzerine, üst kurulların ya tam bağımsız
ve özerk ya da merkezi hükümetin bir parçası olmaları gerektiğini
belirten Akçakoca, "İkisi arasında ortak bir yol bulmak için
karşılıklı tavizler alınacak düzenlemelerin yapılması sakıncalı
olabilir. O zaman tam bağımsız ve özerklikten beklenen kalite elde
edilemeyebilir" dedi. Akçakoca, Finans Zirvesi'ni düzenleyen Active
Academy'nin birbiri içine geçmiş 2 daire şeklindeki logosuna atıfta
bulunarak, BDDK'nın kurulduğu günden bu yana hedef tahtası haline
geldiğini söyledi. 'Bakan onayı alınması bağımsızlığı yok ediyor'
BDDK'nın özerkliği, tam bağımsızlığı düzenleme ve denetleme yapması
için istediğini kaydeden Akçakoca, bunun için idari ve mali olarak
özerkliğin şart olduğunu söyledi. Akçakoca, şunları kaydetti:
"BDDK'nın çıkardığı yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanması için
DPT'nin (Devlet Planlama Teşkilatı) ön onayının alınması şartı bu
kurumun bağımsızlığını yok eden bir uygulama. Değiştirmek için 6 ay
harcadık ama bakış açısı önemli... Murakıplarımızı yurtdışına road
- show'lara göndereceğiz, bakan onayı alınması mecburiyeti
bağımsızlığı yok ediyor." 'Birleşmeleri, aile gururları engelliyor'
Getirilen teşviklere rağmen bugüne kadar gerçekleşen 26.5 milyar
dolarlık banka birleşmelerinin yeterli olmadığına dikkat çeken
Akçakoca, özellikle orta ölçekli banka sahiplerinin 'patronca ve
aile duygularına bağlılığı' nedeniyle bu konuya fazla ilgi
gösterilmediğini söyledi. Akçakoca, "Daha bu işin matematiğini tam
olarak anladıklarına inanmıyorum. Anlamış olsalar bir araya
gelirler" dedi. Akçakoca, "Ben, isteksiz olmalarının sebebini,
genetik özelliklerine, aile gururlarına düşkün olmalarına
bağlıyorum" diye konuştu. 'Asıl sorumlu lisans verenler' BDDK'nın
bankalara yönelik bir endişe taşıyıp taşımadığına ilişkin soru
üzerine Akçakoca, İmar Bankası'nı kastederek, "Son olaydan
bahsediyorsanız, orada değişik, farklı bir olay söz konusu. Zimmet,
dolandırıcılık, sahtecilik söz konusu. Böyle bir beklentimiz yok.
Böyle bir beklenti sizde de yok" dedi. BDDK Başkan Yardımcısı Ercan
Türkkan da Türkiye'nin kamu bankaları da dahil bankacılık sektörüne
44 milyar dolar harcadığını belirterek, "Bankacılık bir lisans
işidir, son 25 yılda lisansları verenler bugünkü maliyetlerden
kurtulma zorunda da değiller" dedi. Türkkan şöyle konuştu: "Şöyle
düşünün İstanbul deprem kuşağında, sizin bize söylediğiniz hiç
güçlendirme çalışması yapmayalım. İki torba çimento koymayalım ama
deprem olsun veya olmasın can kaybı yaşanmasın, binalar yıkılmasın.
Bunu bir izah nedeni olarak görmek mümkün değil. Son 25 yıldır,
lisanslar verilirken veya deprem kuşağında villalar yapılırken bir
kısım insanlar çimento çaldılar ise belediye başkanı veya fen
işleri müdürü deprem kuşağında o villanın yapılmasına izin verdiyse
herhalde onun sorumlusu BDDK olamaz diye düşünüyorum." ADIM ADIM
İMAR BANKASI OLAYI BDDK'nın 'İmar Bankası'na ilişkin tarihçe'
adıyla hazırladığı 46 sayfalık raporda bugüne kadar yaşanan süreç
şöyle özetlendi: Uzan Grubu'nun 1984'te satın aldığı İmar Bankası
20 Haziran 1994'te Bankalar Kanunu'nun 64'üncü maddesi kapsamına
gözetime alındı ve Uzan Grubu risklerinin azaltılarak, sermaye
yapısının güçlendirilmesi istendi. Banka verilen talimatlara uygun
davranmayınca, BDDK 12 Temmuz 2001'de veto yetkisine sahip bir
yönetim kurulu üyesi atadı. 26 Aralık 2001'de üye sayısını ikiye
çıkardı. Denetim sürecinde; 910 milyon dolar olan grup riskinden
284 milyon dolar tahsilat sağlandı. Grup kredileri için teminatlar
alındı. (ÇEAŞ tahsilatlarından 50 trilyon liralık temlik), Uzan
Grubu banka sermayesini 70 trilyon lira artırdı. Bu adımlar
sonrasında bankanın ek sermaye ihtiyacının olmadığı tespit edildi.
Sorun çözüldü sanıp, veto yetkisini çektiler İmar Bankası'nın
tarihçesinin anlatıldığı raporda, "Uzan Grubu'na ait risklerin
azaltılması konusunda gösterilen performans üzerine, 16 Ağustos
2002'de BDDK, bankanın yönetim kurulundaki veto yetkisine sahip
üyenin göreve devamına gerek kalmadığına, bankaya verilen
talimatların yerine getirilmesini izlemesi için diğer üyenin
görevine devam etmesine karar verdi" deniliyor. 12 Haziran 2003'de
Uzan Grubu'nun ÇEAŞ ve Kepez imtiyaz sözleşmeleri iptal edildi.
Aynı gün BDDK yönetim kurulundaki mevcut üyeyi veto yetkisiyle
donatıp, hiçbir şekilde gruba kaynak aktarılmaması talimatı verdi.
12 - 25 Haziran döneminde bankadan 89.8 trilyon ve 24.7 milyon
dolar mevduat çekildi. Net likidite 41.9 trilyondan 6.6 trilyon
liraya indi. Talimatlara aykırı şekilde, off - shore hesapların
mevduata dönüştürüldüğüne ilişkin emareler görüldü. Bunun üzerine,
bankalar yeminli murakıplarından yerinde inceleme yapması istendi.
Kurul atama bekledi, karar almada gecikildi 26 Haziran'da banka
BDDK'ya bilgi ve belge göndermeyi kesti ve BDKK'nın atadıkları
dışındaki yönetim kurulu üyeleri istifa etti. BDDK, 13 Haziran - 2
Temmuz döneminde eksik üyeliklere atama yapılmadığı için karar
alamadı. 2 Temmuz'da kurul üyesi atanınca, bankaya yeni yönetim
kurulu atandı. 3 Temmuz'ta, tasarruf mevduatına uygulanan 50 milyar
liralık güvence bir yıl süreyle sınırsız hale getirildi. Aynı
tarihte İmar Bankası'nın bankacılık işlemleri yapma etme izni
kaldırıldı, yönetim ve denetimi TMSF'ye devredildi. Böylece
bankanın tüm yükümlükleri yerine, sadece, tasarruf mevduatının
ödenmesi ve buna istinaden TMSF'nin bankanın iflasını istemesi
öngörüldü. Ödemeler bütçe imkânlarına göre Uzan Grubu'nun bankanın
resmi kayıtlarına ulaşılmasını engellemesi nedeniyle, genel
müdürlüğün yanı sıra şube bazında incelemeler yapıldı, mudilerden
belgeler alındı. Tasarruf mevduatının 25 Haziran itibariyle BDDK'ya
bildirilen 753 trilyonun çok üzerinde olduğu ve bunun TMSF
kaynaklarıyla ödenemeyeceği görülünce 12 Ağustos'ta yürürlüğe giren
4969 sayılı Kanun'la hukuki altyapı oluşturuldu. İmar Bankası
mudilerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasları belirleyen
kararname taslağı 12 Eylül 2003'te Hazine Müsteşarlığına
gönderildi. Kararnamede belirtilecek usul ve esaslara uygun olarak
ve Bütçe imkanları çerçevesinde ödemeler yapılacak. 495 kişi
hakkında tedbir kararı aldırıldı BDDK'nın raporunda İmar Bankası
olayı nedeniyle TMSF'nin bugüne kadar 495 gerçek ve tüzel kişi
hakkında tedbir kararı aldırdığı belirtildi. Bunların 255'i tüzel
kişi, 6'sı hakim ortak, 57'si banka yöneticisi, 113'ü bu kişilerin
eş ve çocukları, 64'ü de diğer ilgili kişiler olduğu
kaydedildi.