BBP'de cemaat çatlağı büyüyor!
Abone olBüyük Birlik Partisi'de kabul görülen görüşünün dışına çıkmış olmasına tepki gösterildi ve “Paralel Devlet” vurgusu yapıldı.
Büyük Birlik Partisi'nde (BBP) “Paralel Devlet” çatlağı
büyüyor. Parti içinde hem istifalar hem de tasfiyeler tüm hızıyla
devam ederken, Yeniden Birlik Platformu adlı oluşum bir deklerasyon
yayınladı.
Yayınlanan metinde; seçim öncesi Büyük Birlik Partisi'nin kabul
görülen görüşünün dışına çıkmış olmasına tepki gösterildi ve
“Paralel Devlet” vurgusu yapıldı.
Pazartesi günü kamuyoyla paylaşılacak olan deklarasyon metninde,
Muhsin Yazıcıoğlu'nun isminin hiç bir yere teslim edilmeyeceği de
belirtildi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünden sonra 2 yıl Büyük Birlik Partisi
(BBP) Genel Başkanlığı görevini yürüten, partinin kurucularından
Yalçın Topçu da geçen Şubat ayında BBP ile yollarını ayırmıştı.
Topçu’nun istifa kararında, AKP-Cemaat savaşında mevcut BBP
yönetiminin Cemaat’ten yana tavır koyması, tabanın da Topçu’ya,
“Sizinkiler ne yapıyor?” diye hesap sormasının etkili olduğu
öğrenilmişti.
İŞTE DEKLERASYON METNİNDE ÖNE ÇIKAN
BÖLÜMLER:
“Değerli Kamuoyu
30 Mart 2014 yerel seçimleri sonrasında Türkiye, tarihi süreçte
sıkıntılı bir sayfayı daha geride bıraktı. Tarih bu toprakların
aslına rücu etme sürecinde hiçbir zaman rahat bırakılmayacağını
sayısız örnekleriyle bir kez daha ortaya koydu.
AYIP, GENÇ KUŞAKLARIN EĞLENCESİ
OLDU
Tarafgirlik duygusu ve kutuplaşma, ortak yaşam alanımızın teminatı
olan hukuk nosyonunun zedelenmesine, bireylerin birbirine karşı
hakkını koruyan günah duygusunun sıradanlaşmasına yol açtı. Bundan
daha acınası bir durum günaha varmadan önceki son durak olan ayıp
hasleti, mizah sayfalarında genç kuşakların eğlencesi oldu. Bizler
toplumun manevi kodlarına kendi insanlarımız tarafından
yerleştirilen bu hastalığın, seçim sonuçlarından daha önemli
olduğuna inanmaktayız.
Bu kaygı binlerce yıllık bir geleneğin devamı olarak meşrebimizi
temsil eden Muhsin YAZICIOĞLU'nun da siyaset düsturunun mihenk taşı
olmuştur. Bu anlayış siyaset mücadelesi boyunca millet nezdinde
onun özgül ağırlığını koruyan doğal bir lider olarak hüsnü kabul
görmesini sağlamıştır.
BBP GEREĞİ GİBİ TEMSİL
EDİLEMİYOR
Genel siyasi değerlendirmelerimizden özele inecek olursak; Büyük
Birlik Partisinin bundan sonraki süreci ile ilgili olarak dertlenen
ve bizim olan değerlerimizin olması gerektiği gibi temsil
edilemediği kaygısını taşıyan ve bu işi bir Medeniyet algısı olarak
okuyan ve kendisini buradan hissetmek isteyenler olarak bugün
rahatsızlıklarımızı ifade etmemiz gerektiğine inanıyoruz.
Bu kaygılarımızı ifade ederken de bugüne kadar bir gün dahi yirmi
iki yıllık mazide emeği geçen herkesi önemsiyoruz. Anadolu sathında
on binlerce insanın istişaresine açılarak ve ortaya bir milli
mutabakat metni konarak bir medeniyet projesi olarak yola çıkılmış
olan bu serüvenin gelecek nesillerimize en güzel şekilde
aktarılması gerektiğine inanıyoruz.
Büyük Birlik Partisi'nde bin yıllık devlet geleneğimizin aritmetik
hiçbir siyasi başarı kriterinden etkilenmeden sağlıklı bir damar
olarak devam ettirilebileceğini düşünüyor ve bunu tüm İslam dünyası
için anlamlı buluyoruz.
Büyük Birlik Partisi'nin hem kuruluş umdeleri hem de süreci olarak
delege hesabı güdülerek yönetilemeyecek tek siyasi parti hüviyeti
taşıdığına inanıyoruz.
Toplumun genelinin ifade ettiğimiz değerlere özlem duyduğu bir anda
siyasi bir başarının olabileceğine inanmakla birlikte pragmatist
tüm anlayışlardan sıyrılarak ‘İdealist bir neslin' inşası için
Muhsin Yazıcıoğlu'nun geride bırakmış olduğu bu geleneği
önemsiyoruz.
OLMASI GEREKEN YERDE
DEĞİLİZ
Ülkemizin son siyasi kutuplaşmasında da Büyük Birlik Partisi'nin
olması gerektiği yerde duramadığına inanıyoruz.
Yine bin yıllık geleneğimizin bir gereği olarak milleti merkeze
alan devlet algımızın, aynı bayrak altında yaşayan tüm
etnik,kültürel, inançsal farklılıklara sahip unsurlarınca huzurlu
bir alan olarak hissedilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun sadece
milletin böyle düşünme zorunluluğu üzerine bina edilemeyeceğini de
bin yıllık geleneğimize şu an hükümet edenlere hatırlatılması
gerektiğini düşünüyoruz.
'PARALEL YAPIYA KARŞIYIZ' VURGUSU
Son dönemde aslında devletin mahrem alanları olarak gördüğümüz ama
fütursuzca birileri tarafından ortalığa saçılmış olan sıkıntılarla
ilgili olarakta; Türk devlet geleneğinin, devlet içerisinde farklı
unsurların huzur içerisinde yaşamasını önemsediğini fakat hiçbir
farklı unsurun devlet içerisinde zincirleme, paralel, alternatif
örgütlenmesine de müsaade etmemesi gerektiğini hatırlatmamız
gerektiğine inanıyoruz.
Yani Ülkemizde Alevisi,Sunnisi, Nakşisi,Kadirisi,Nurcusu ve daha
nice mensubiyet öğeleri devletin her makamında yer alabilmeli,
görev alabilmeli, fakat bunu bu mensubiyetlerinden dolayı değil de
sadece liyakat kesp ettikleri için gerçekleştirebileceklerinin
farkında olmaları gerektiğine inanıyoruz.
MİLLET İRADESİ BÜROKRASİYE TESLİM
EDİLEMEZ
Millet iradesinin hiçbir şekilde bir bürokratik oligarşiye teslim
edilemeyeceğini hatırlatmanın tarihi bir vebal olduğunu
düşünüyoruz.
Onun dışında teröre ve silaha bulaşmadan sadece inançlarını samimi
olarak yaşama kaygısı içerisinde bulunan vatandaşlarımızın da
kendilerini yine devletimizin güvenliği altında hissetmelerini
önemsiyoruz.
Büyük Birlik Partisi son tartışmalar ekseninde tabanının bu
hissiyatını da somut olarak yansıtamamış, kendine has özgün
duruşunu ortaya koyamamış, birilerinin uzattığı metinleri okuyan,
üzerinden başkaları tarafından operasyonların tertip edilebildiği
bir görüntü sergilemiştir.
GENEL MERKEZ RADİKAL ADIM
ATMALI
Biz yani YENİDEN BİRLİK PLATFORMU olarak biraya gelmiş olan BÜYÜK
BİRLİK GÖNÜLLÜLERİ hareketimizin bu gidişatına artık bir şerh
düşüyoruz. Mevcut Genel Merkez yönetimimizin Merhum Şehit Liderimiz
sonrasındaki süreçte camiamıza yaşattıklarının yeniden masaya
yatırılmasını, yola devam edilecekse de bir dizi radikal adımın
atılması gerektiğini ifade ediyoruz.
Bu adımlar atılmaz ise bundan sonraki süreçte 15-20 kişilik MKYK
toplantıları ile hiç birimizin hatırasının birilerine siyasi
malzeme olarak kullandırılmasına sessiz kalmayacağımızı deklare
ediyoruz.
Önümüzdeki süreçte Anadolu sathında istişare mekanizmaları
çalıştırılmadan gerek istifa eden milletvekilleri üzerinden
tezgahlanacak siyasi arenadaki bir kumpasa gerekse de
cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde temiz kürsülerimizin birileri
tarafından manipülasyon aracı olarak kullanılmasına sessiz
kalmayacağız.
Tarihi bir sorumluluk olarak deklare ettiğimiz bu metnin başta
camiamız, sonrasında milletimiz ve tüm İslam dünyası için yeni
ufuklar açmasını Cenab-ı Allah' tan niyaz ediyoruz.
Saygılarımızla…”