BBP lideri MİT'i inandırıcı bulmadı
Abone olYazıcıoğlu’nun helikopterine, 2 saat 40 dakika sonra 'J' kodlu helikopterlerin ulaşıldığına dair Cihan’ın yayınladığı belgelerin yankıları sürüyor.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Cihan Haber Ajansı
(Cihan)’nın servis ettiği ‘Yazıcıoğlu’nun helikopterine 160 dakika
sonra ulaşıldı’ başlıklı haberde geçen belgeleri
değerlendirdi.
Enkaza ulaşanların, gazeteci İsmail Güneş ile karşılaşmamalarının mümkün olmadığını söyleyen Destici, MİT’in 'elimizde hiçbir bilgi yok’ cevabının inandırıcı olmadığını ifade etti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ‘Olayın çözülmesi namus borcumuzdur’ şeklindeki sözlerini samimi bulduklarını vurgulayan Destici, “Fakat tabanımızda hükümetin bu olayla ilgili üzerine düşeni yaptığı noktasında şüpheler ve endişeler var.” dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 6 kişinin ölümüne sebep olan
helikopterin düşmesiyle ilgili son gelinen durumu değerlendirdi.
Destici, şöyle konuştu: “Belgeler Muhsin Yazıcıoğlu’nu seven ve ona
gönül vermiş insanların gayretleriyle bize ulaştı. Duyarlılık
sahibi gerek kurumların içinde, gerek kurumların dışında olan
vatandaşlarımız da var bilgi ve belge getiren. Bu anlamda
hassasiyet taşıyan bir takım insanların gayretleriyle ulaştı
belgeler.”
'SAVCILIK BELGELERLE İLGİLİ KURUMLARDAN CEVAP
İSTEDİ’
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, özel yetkili savcılığın belgeler
konusunda ilgili kurumlara yazılı sorular yönelttiğini ve cevap
istediğini söyledi. Destici, “Dosyada gizlilik kararı olduğu için
soruşturmayı yürüten savcıların bu konuyla ilgili ne yaptığını tam
olarak bilemiyoruz. İlgili kurumlara bir takım yazılar yazıldı ve
belgede ve bilgiler soruldu. Bilirkişilere de gösterilerek,
belgelerin doğru olup olmadığı konusunda çalışmalar yapıldı.
İsteğimiz ve arzumuz şuydu: Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu
gibi bizzat operasyon düzenlenerek bu belgelerin bizzat yerinde
görülmesiydi ve elde edilmesiydi. Zaten 3 yıllık süreçte bazı
kurumlardan gerek DDK’nın ve savcıların istediği bilgi ve
belgelerin tatmin edici bir şekilde gelmediği, zamanında
gönderilmediği ya da gönderilse bile bilgi kirliliği oluşturulacak
şekilde gönderildiğini biliyoruz. Gönderilen belgeler de bilirkişi
heyetine ihtiyaç duyacak şekilde gönderildi. Hatta bir kısmının da
simülasyon çalışması yapılarak gönderildiği gibi iddialar da var.
Bugüne kadar yerine gidilmiş olsaydı bu tür şüpheler de olmazdı.
Belgeler doğru mudur, hukuki bir delil teşkil eder mi, etmez mi?
Net olarak ortaya çıkardı ve şüphelerimiz de dağılmış olurdu.
Bugüne kadar kamuoyunu tatmin edecek, belgeler hukuki bir delil
taşıyacak duruma getirilmedi. Bizim serzenişimiz budur.” dedi.
‘İSMAİL GÜNEŞ İLE MUTLAKA KARŞILAŞMIŞLARDIR’
Muhsin Yazıcıoğlu ve 6 arkadaşını taşıyan helikopterin 300 metre
uzağına saat 17.42’de iniş yapıldıysa ölen kişilerle karşılaşmış
olabileceğini anlatan Mustafa Destici, en azından İsmail Güneş’in
19.04’e kadar hayatta olduğunu bildiklerini ifade etti. Destici,
şöyle devam etti: “Enkazın 300 metre uzağına inen helikopterin
içindeki personel mutlaka İsmail Güneş ile karşılaşmıştır. Muhsin
Yazıcıoğlu hariç, saat 17.42’de diğer arkadaşlar enkazın içinde.
Dolayısıyla o saatte gelen helikopterin personelinin,
arkadaşlarımızla karşılaşmaması mümkün değil. Zaten kafa karıştıran
sorulardan bir tanesi de bu. Oraya iki tane helikopter indiyse,
İsmail Güneş’in 19.04’e kadar hayatta olduğunu biliyoruz. İsmail
Güneş’in o kadar telefon görüşmesi sırasında birisine bu durumu
söylemesi lazım. 112 ile görüşürken İsmail Güneş’in ‘Bu arkadaş kim
ya!..’ diye söylemesi var. Helikopterin içinde yaralanan veya
ölenlerden birisini tanımadığı için söylenmiştir deniliyordu. Şimdi
bu yayınlanan belgeyle birlikte ortaya şöyle bir soru çıkıyor.
Acaba İsmail Güneş’in ‘Bu arkadaş kim ya!..’ dediği enkazın dışında
olan birisi miydi? Dolayısıyla bu belgelerin ve bilgilerin
gerçekliği ortaya konulacak ki o zaman bu kafa karışıklıkları da
ortadan kalkacak. Biz bu soruların cevap bulmasını istiyoruz.”
‘YENİ TUTUKLAMALAR BEKLİYORUZ’
Kaza kırım ekibinin tahliye edilmesiyle ilgili değerlendirmelerde
bulunan Mustafa Destici, şüpheler ortadayken enkaz bölgesini
gösteren haritaların gizlenmesi ile ilgili yeni tutuklamalar
beklediklerini ifade etti. Mustafa Destici, “Kamuoyunda şöyle bir
beklenti vardı. Tutuklanmalarına sebep olan şüpheleri ortadan
kaldıracak hiçbir gelişme yoktu. Çünkü tam tersine kuvvetli bir
şekilde şüpheler ortada dururken, hatta bilgi kirliliği oluşturan
‘kurtuldu geliyor’ diye veya ‘45 dakika niye beklendi,
bildirilmedi’ şeklinde Yozgat’taki bir binbaşının duyarlılığı var.
Hem emniyet ve hem jandarmada görevli olanlar neden TİB’den 45
dakika boyunca bekleyip bilgi istemediler? Enkaz bölgesini gösteren
haritalar gizlenerek aranması gereken yer 800 metreye düşürülürken
neden o bölgede arama yapılmadı da 20 kilometre uzakta yapıldı?
Bunlarla ilgili kamuoyunda yeni tutuklamalar beklenirken, kuvvetli
şüphelerden dolayı kaza kırım ekibinin serbest bırakılması,
kamuoyunda ve bizler de 'acaba bu dosya da diğer faili meçhuller
gibi kapatılıyor mu' gibi bir endişe uyandırdı.” diye konuştu.
‘MİT: ELİMİZDE BİLGİ YOK’
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın dosyaya bir katkısının olmadığını
söyleyen Mustafa Destici, ‘elimizde bilgi yok’ cevabının inandırıcı
olmadığını dile getirdi. Destici, şu ifadeleri kullandı: “Bildiğim
kadarıyla MİT’in dosyaya bir katkısı olmadı. Hatta DDK çalışırken
de oradan bilgi istendi. Fakat ‘elimizde hiçbir bilgi yok’ cevabı
verildi. MİT’te, Muhsin Yazıcıoğlu gibi Türk siyasetinin en önemli
aktörlerinden birisinin ölümü üzerine bilgi olmaması bizi tatmin
etmiyor. En azından Yazıcıoğlu’nun telefonlarının dinlendiğini,
resmi olarak yüksek derecede korunan bir kişilik olduğunu
biliyoruz. Kendisi hayattayken de bizim hissettiğimiz takip vesaire
çeşitli hadiseler yaşanmıştı. MİT’te hiçbir bilgi olmaması
inandırıcı gelmiyor. Ama 'savcılığın bir talebi oldu mu, ne
gönderdi, ne oldu' onu bilemiyoruz.”
‘ARINÇ’IN SAMİMİYETİNDEN HİÇ ŞÜPHEM YOK’
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ‘Olayın çözülmesi namus
borcumuzdur’ sözünü samimi bulan BBP Genel Başkanı Destici,
Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun incelemelerinden bugüne kadar bir şey
çıkmadığını ifade etti. Destici, “Arınç’ın sözlerinin samimi
olduğuna inanıyorum. Fakat tabanımızda hükümetin bu olayla ilgili
üzerine düşeni yaptığı noktasında şüpheler ve endişeler var.
Meclis’te komisyon kuruldu, DDK çalıştı, dosya özel yetkili
savcılığa verildi. Fakat Ulaştırma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı
yaptığı iç soruşturmalarında bırakın kastı, ‘ihmal yok’ diye
raporlar yazdı. O raporlara itiraz ettik ve Danıştay, üst düzey
kamu görevlilerinin yargılanması gerektiği yönünde karar verdi. DDK
raporunu açıkladıktan sonra Başbakanlık Teftiş Kurulu da idari
yönden inceliyor ve araştırma yapıyor ama onlar da bugüne kadar bir
şey ortaya koyamadılar. Onlar da savcılıktaki soruşturmanın
neticesine göre bir rapor hazırlayacaklar kanaatindeyim. Sayın
Arınç’ın samimiyetinden hiç şüphem yok. Fakat Uludere hadisesinde
de olduğu gibi, hükümetin içinde farklı düşünen üyelerin olduğunu
da çok rahatlıkla görebiliyoruz.” dedi.
‘SAVCILARIN İŞ YÜKÜ ARTTI’
Olayı soruşturan savcıların iş yükünün arttığını ifade eden Mustafa
Destici, soruşturmanın eksik bırakılmadan tamamlanmasını
istediklerini dile getirdi. Destici, şunları söyledi: “Olayın her
yönüyle araştırılıyor olmasını olumlu buluyoruz. Eksik bir
soruşturma dosyasıyla iddianame hazırlanırsa bu kamuoyunu tatmin
etmez. Çünkü Hrant Dink olayında aynı şey yaşandı. Dolayısıyla
soruşturmanın eksik bırakılmadan tamamlanmasını istiyoruz. Bu
yüzden iddianame 3-5 ay sonra olmuş vesaire önemli değil. Sivas,
özel yetki gerektiren soruşturmalar kapsamında Erzurum’a bağlıydı,
şimdi Malatya’ya bağlandı. Dolayısıyla özel yetkili savcılığa
500’ün üzerinde yeni dosya geldi. Bunların arasında Madımak dosyası
olduğu gibi zaman aşımına uğramasına az bir zaman kalan dosyalar
var. Savcılar da haliyle bu dosyalara da öncelik vermek zorunda
kalıyor. Hem HSYK, hem de Adalet Bakanlığı’ndan ‘Malatya’ya yeni
özel yetkili savcıların gönderilmesi lazım’ şeklinde talebimiz
oldu. Bu anlamda olumlu bir netice alacağımızı umuyorum.”
‘TEHDİTLERİ SAVCILIKLA PAYLAŞTIM’
Davayı takip eden avukatlara gelen tehditleri değerlendiren Mustafa
Destici, korkmadan, yılmadan süreci devam ettireceklerini belirtti.
Destici, şu ifadeleri kullandı: “Daha önceden tehditin nereden
geldiğini, nerede olduğunu savcılar ile paylaştım. Ondan sonraki
süreçte bu dava süreciyle alakalı bir iki arkadaşımıza karşı açık
unsurlar var. Yasal olmayan telefon dinlemelerinden şüpheleniyoruz.
Bunları da savcılıkla paylaştım. Tehdit ediliyorum falan demedim.
Bizi hiçbir tehdit yıldırmaz dedim. Korkmadan yılmadan bu süreci
devam ettireceğiz. Açıktan tehdit falan almış değilim. Bu süreçle
ilgili şahsıma gelen ‘artık işte bu işin üzerine fazla gitmeyin’
gibi sözler var. ‘Rahatsız mı oluyorlar? Oluyorlarsa olsunlar,
sonuna kadar gideceğiz’ dedim. Gerekeni savcılar ile
paylaştım.”