Birand ve Kırca neleri kaybetti?
Abone olkanal D ile atv Haber'in reyting savaşı ünlü gazetecilere neler yaptırıyor neler? Birinci olabilmek uğruna kaybedilen değerleri Sabah yazarı Hıncal çarpıcı biçimde ele aldı.
Sabah yazarı Hırcal Uluç, Mehmet Ali Birand yönetimindeki Kanal
D Haber ile Ali Kırca'nın sunduğu atv Haber'i yerden yere vurdu.
Kabe'de çöken otel haberinden yola çıkan Uluç yazısıyla her iki
isme özellikle de Kırca'ya fena yüklendi.
Yazı: Ali Kırca
Kaynak:
atv haber, Perşembe akşamı açılır açılmaz, bir alt yazı ile bombayı
düşürdü.. "Kabe'de facia.. Otel çöktü, 70 ölü var. Türk hacıların
durumu nasıl?.. Az sonra.."
..ve tam 25 dakika sonra Ali Kırca bu "Az sonra" haberine girdi
nihayet ve dedi ki..
"Ölüler arasında Türk hacı yok!.."
Şimdi Sevgili Ali'ye ve atv Haber Genel Yayın Yönetmenimiz Yılmaz
Özdil'e sormak isterim..
Hacca gidenler arasında sizin anneniz, babanız olsaydı mesela ve
televizyonu açtığınızda bu satırları okusanız, o 25 dakikanız nasıl
geçerdi?.
Hacca binlerce Türk var, ve onların bu ülkede on binler,
yüzbinlerle yakını..
Mesele de bu değil mi?.. O yüz binleri, bu alt yazı ile, haber
bülteninin sonuna dek ekran başında tutup, reyting yapmak!..
Olur mu?..
Reyting insanlığın önüne geçer mi?. İnsanlar reyting uğruna,
endişe, acı, panik içinde bekletilir mi?.
Ali Kırca'ya yakışan, hatta haberleri "Mekke'de bir otel çöktü. Ama
ölen Türk hacı yok, merak etmeyin.. Bu haberin ayrıntılarını sonra
vereceğiz, şimdi daha önemli bir Kuş Gribi haberimiz var" sözleri
ile açmak olmaz mıydı?.. O zaman gerçek habercilik yapılmaz mıydı?.
O zaman millet Ali'ye tapmaz mıydı?.
Ali, Kuş Gribi haberinde de, saygın, güvenilen, ağır Ali Kırca
değildi. Karşısında oturan bilim adamının "Milyonda bir" lafını
ısrarla tekrar etmesine rağmen, İstanbul'da bir salgın tehlikesi
paniği yaratmak istercesine konuştu. Konuğunu dinlemedi bile, kendi
yorumlarını yaptı daha çok.. Üstelik dersini de iyi çalışmamıştı.
Kuş gribi hakkında Doğubayazıt köylüsünden fazla fikri ve bilgisi
yoktu. Amacı sadece heyecan, gerilim ve panik yaratmaktı
sanki..
Sabah'ta İlker Sarıer üstelik bilimsel ayrıntılarla paniğe niçin
gerek olmadığını anlatır, Erdal Şafak baş yazısına "Korkmayın" diye
başlık atarken, Ali Kırca'nın "Temkinli olmak" dururken, panik
yaratmaya kalkışmasının sebebi de, o dakikalarda reyting metreyi
yukarda tutabilmek miydi acaba?..
Ali Kırca zorlama panik havası yerine "Kıyamet kopuyor ama,
bakmayın.. Siz İstanbullular, Kuş gribine yakalanmanız, hele hele
ölümcül duruma düşmeniz, yarın başlayacak bayram tatili süresinde
trafik kazasına uğramanızdan milyonlarca daha küçük ihtimaldir. Siz
önce arabanızı dikkatli kullanmaya bakın. İyi tatiller" diye
gerçeği söyleseydi mesela, çok daha büyümez miydi?.
Haber bültenlerinde artık habercilik değil, altta geçen yazılar,
üstte edilen laflarla reyting cambazlığı yapılıyor. Bu işin başını
da, Ali Kırca ve M. Ali Birand gibi bu ülkenin en sevilen, en
saygın, en inanılan, en güvenilen iki habercisi çekiyor.
Birbirlerini geçme uğruna, kendi kimliklerini bıraktılar,
üzerlerine hiç yakışmayan "Reytingci" cübbesi giydiler..
M.Ali'yi artık izlemiyorum.. O tarz haberleri sunmak Reha Muhtar'ın
işi.. Reha kendi tarzını yaratmış, kendi seyircisini de bulmuştu.
Onun kanalını seçtiğinizde beklediğinizin en iyisi
buluyordunuz..
Reha olmak kolay değil M. Ali..
Kanal D haberlerinin başına geçenler M. Ali Birand kimliğine ve
tarzına uyan beklentiler içine girdiler ve her geçen gün ne kadar
yanıldıklarını anladılar, çoğu benim gibi bıraktı.
Değer mi?..
Üç kuruşluk reyting için 40 yılda kazanılan isim, saygınlık böylesi
tüketilir mi?.
Reyting haberciliğin, reyting insanlığın önüne geçer mi?..