Bir, Yanal'ı istifaya çağırdı
Abone olAli Atıf Bir, bugün reklamlara girmedi. Bir'in gündeminde Milli Takım'ın Yunanistan maçı ve Ersun Yanal vardı. Hakan Şükür'ü oynatmayan Yanal'ın istifasını istedi.
Yunanistan maçı sonrası, Ersun Yanal topa tutulmaya
başlandı. Daha doğrusu, aylar önce patlak veren "Hakan Şükür krizi"
yeniden gündeme geldi. Ali Atıf Bir de Yanal'ı Şükür'ü oynatmamakla
suçladı. "İstifa Ersun Yanal istifa.." çağrısında bulundu...
Yazı : Ali Atıf Bir
Kaynak : www.hurriyetim.com.tr
Türkiye, Yunanistan maçını almalı ve 2006 Dünya Kupası elemelerinde avantajlı duruma geçmeliydi.
Dünya üçüncüsü olmuş bir takımın şanına da futboluna da yakışan buydu. Ama Ersun Yanal’la olur muydu? Şüpheli..
Kabataş İskelesi’nden İnönü Stadı’na doğru yürürken kafamda aynen bu düşünceler vardı. Maç başladı.. Şüphelerimde haklı çıktım. İlk 10 dakika sonra Ersun Yanal’ın harika ‘doldur’ boşalt’ taktiğinin hiçbir işe yarayamayacağı ortaya çıktı. Bütün oyun Emre ile Yıldıray’ın üzerine yıkılmış.. Emre sürekli nerede olursa olsun ortalıyor. Uzun boylu Yunanistan savunması da her topu havada kesip, oyunu soğutuyor.. Yıldıray göbekten dalıp top sürüyor, ortalıyor, Yunanistan savunması yine Yıldıray’ı da ya havada ya karada kesip yine oyunu bizim sahaya aktarıyor. İlk yarıda her Türkiye atağı bir öncekinin aynısı. Kopyalanmış gibi.. Getir, ortala, geri git.. Geri giderken de Giannokoupolos ve Vryzas’ı unut.. Her ikisi de Yunanistan’ı sırtlayan oyuncular.. Bilmeyen bizim çocuklar ve Ersun Yanal.. Sonuç: Daha ilk yarıda tribünlerin kötü futbol karşısında zevki kaçıyor, endişeden kimsenin tezahürat yapacak hali kalmıyor..
İkinci yarıda da değişen bir şey olmadı. Tuncay sol kanada hareketlilik getirdi.. Bu kez Emre ile birlikte Tuncay da ortalamaya başladı. Tuncay, Ümit’le verkaçlarla girmeye başladı. Ümit de ortalamaya başladı. Herkes orta üstüne orta yapıyor.. Antrenman yapar gibi.. İkinci yarının ilk 15 dakikasından sonra Emre orta yapmaktan yoruldu, daha iyi pozisyon bulup, orta yapayım derken top kaybetmeye başladı, Gökdeniz yoruldu, hız kesti. Fatih Tekke baştan beri etkisizdi. Hiçbir topta varlık gösteremedi.
Ersun Yanal, kişisel kaprislerini bir yana bırakıp Hakan Şükür’ü oynatsaydı, Hakan Şükür kesinlikle çok başarılı olur, yapılan ortalardan en az iki gol çıkarabilirdi. Milli Takım dünya üçüncüsü gibi mi oynardı? Çok zor.. Ersun Yanal’la çok zor..
Ersun Yanal, Milli Takım’a iki numara dar geliyor. ‘Hakan Şükür’ü oynat’ demiştim. Ersun Yanal ‘Oynat!’.. Oynatmadın.. Maç bitti, biz oynattık! Hevesimiz kursağımızda kaldı. Türkiye’ye 2006 Dünya Kupası hayal oldu. Kim verecek hesabını? Maç sonrası ‘İstifa istifa’ diye bağıranlar ayıp etmiş! Haydi canım sen de.. İstifa Ersun Yanal.. İstifa.. Yarından tezi yok istifa.. Git de, doğru dürüst sistemi olan biri gelsin.
Kutlarım..
Türkiye-Yunanistan maçı öncesinde Yunanistan Milli Marşı çalarken ıslıklayan, Yunanistan atakları biraz hızlanınca ortaya çıkan, bir iki Yunan bayrağına ‘Yuh’ çeken herkesi hoşgörüsüzlükleri nedeniyle kutlarım. Az bile yaptınız, Yunan bayrağı açanlardan bir iki tanesine bir iki de kurşun sıkacaktınız, hatta birkaçını da denize dökecektiniz, bakın bir daha birileri Türkiye’ye gelip maç izliyor mu!
Yazı : Ali Atıf Bir
Kaynak : www.hurriyetim.com.tr
Türkiye, Yunanistan maçını almalı ve 2006 Dünya Kupası elemelerinde avantajlı duruma geçmeliydi.
Dünya üçüncüsü olmuş bir takımın şanına da futboluna da yakışan buydu. Ama Ersun Yanal’la olur muydu? Şüpheli..
Kabataş İskelesi’nden İnönü Stadı’na doğru yürürken kafamda aynen bu düşünceler vardı. Maç başladı.. Şüphelerimde haklı çıktım. İlk 10 dakika sonra Ersun Yanal’ın harika ‘doldur’ boşalt’ taktiğinin hiçbir işe yarayamayacağı ortaya çıktı. Bütün oyun Emre ile Yıldıray’ın üzerine yıkılmış.. Emre sürekli nerede olursa olsun ortalıyor. Uzun boylu Yunanistan savunması da her topu havada kesip, oyunu soğutuyor.. Yıldıray göbekten dalıp top sürüyor, ortalıyor, Yunanistan savunması yine Yıldıray’ı da ya havada ya karada kesip yine oyunu bizim sahaya aktarıyor. İlk yarıda her Türkiye atağı bir öncekinin aynısı. Kopyalanmış gibi.. Getir, ortala, geri git.. Geri giderken de Giannokoupolos ve Vryzas’ı unut.. Her ikisi de Yunanistan’ı sırtlayan oyuncular.. Bilmeyen bizim çocuklar ve Ersun Yanal.. Sonuç: Daha ilk yarıda tribünlerin kötü futbol karşısında zevki kaçıyor, endişeden kimsenin tezahürat yapacak hali kalmıyor..
İkinci yarıda da değişen bir şey olmadı. Tuncay sol kanada hareketlilik getirdi.. Bu kez Emre ile birlikte Tuncay da ortalamaya başladı. Tuncay, Ümit’le verkaçlarla girmeye başladı. Ümit de ortalamaya başladı. Herkes orta üstüne orta yapıyor.. Antrenman yapar gibi.. İkinci yarının ilk 15 dakikasından sonra Emre orta yapmaktan yoruldu, daha iyi pozisyon bulup, orta yapayım derken top kaybetmeye başladı, Gökdeniz yoruldu, hız kesti. Fatih Tekke baştan beri etkisizdi. Hiçbir topta varlık gösteremedi.
Ersun Yanal, kişisel kaprislerini bir yana bırakıp Hakan Şükür’ü oynatsaydı, Hakan Şükür kesinlikle çok başarılı olur, yapılan ortalardan en az iki gol çıkarabilirdi. Milli Takım dünya üçüncüsü gibi mi oynardı? Çok zor.. Ersun Yanal’la çok zor..
Ersun Yanal, Milli Takım’a iki numara dar geliyor. ‘Hakan Şükür’ü oynat’ demiştim. Ersun Yanal ‘Oynat!’.. Oynatmadın.. Maç bitti, biz oynattık! Hevesimiz kursağımızda kaldı. Türkiye’ye 2006 Dünya Kupası hayal oldu. Kim verecek hesabını? Maç sonrası ‘İstifa istifa’ diye bağıranlar ayıp etmiş! Haydi canım sen de.. İstifa Ersun Yanal.. İstifa.. Yarından tezi yok istifa.. Git de, doğru dürüst sistemi olan biri gelsin.
Kutlarım..
Türkiye-Yunanistan maçı öncesinde Yunanistan Milli Marşı çalarken ıslıklayan, Yunanistan atakları biraz hızlanınca ortaya çıkan, bir iki Yunan bayrağına ‘Yuh’ çeken herkesi hoşgörüsüzlükleri nedeniyle kutlarım. Az bile yaptınız, Yunan bayrağı açanlardan bir iki tanesine bir iki de kurşun sıkacaktınız, hatta birkaçını da denize dökecektiniz, bakın bir daha birileri Türkiye’ye gelip maç izliyor mu!