Biliyorum bu konuda çok şey yazıp çizildi, çok şey söylendi.
Ancak olay o kadar muhteşem ve güzel ki yazmamak
haksızlık olacaktı. Bu konu ne kadar yazılıp çizilse, hakkında ne
kadar şey söylense de zannımca az kalır.
Bu olay topluma o kadar güzel dersler vermektedir ki hakkında
filmler çevrilmeli, kitaplar yazılmalı ve hatta
çocuklarımızın ders kitaplarına müfredat olarak
konulmalıdır.
Emin olun bu olay Batı'da yaşanmış olsaydı yapımcılar ellerinde
kurguları hazır sinema filmi çekmek için çoktan sıraya girmişlerdi.
Sinema alanında en büyük ödülleri alacaklarını bildikleri için
birbirleri ile yarış haline girerlerdi. Çünkü bu olayın
enstantaneleri arasında çok ama çok büyük anlamlar gizli.
Tahmin ettiğiniz gibi Ümmü Gülsüm’den
bahsediyorum.
Hani şu “Kim Milyoner Olmak İster” yarışmasına katılan
ve hepimize unutulmaz dersler veren güler yüzlü insandan…
Bir insan eksiklerine rağmen bu kadar mı mutlu olur
kardeşim?
Bu kadar mı güzel güler?
Bu kadar mı sıcacık ve samimi bakar hayata?
Sıcak yataklarında yatıp, bir eli yağda bir eli balda olan,
yediği önünde, yemediği arkasında olan ama şikâyet üzerine şikâyet
eden, hayatından memnun olmayan, hep daha fazlasını
isteyenlerin yüzüne adeta bir tokat gibi indi Ümmü Gülsüm
kardeşimin her hâlinden memnun tavırları…
Başarı yolunda engelini mazeret etmeyen, hayata küsmeyen
tavırlarıyla en ufak bahanelerin ardına sığınıp başarısızlıklarına
kılıf arayanlara, köşesine çekilip etliye sütlüye karışmayanlara
çok büyük bir hayat dersi verdi Ümmü Gülsüm.
Hiçbir mazeretin ve engelin başarı yolunda engel
olmayacağını koca bir topluma en güzel şekilde
anlattı.
Hele bir de “Bazen Yetinmek Gerekir” deyip
yarışmadan çekilmesi yok mu?
İşte bu hareket neleri hak etmiyor ki?
Ne mesajlar vermiyor ki?
Ne ibretler taşımıyor ki?
Hep daha fazlasını kazanmak isteyen, her şeye sahip
olmak isteyen, sadece benim olsun diyenlere büyük bir kanaat dersi
verdi Ümmü Gülsüm.
Elindekiyle yetinmenin, elindekiyle mutlu olmanın, kanaatin
müşahhas bir örneğini sundu topluma Ümmü
Gülsüm.
Sadece bu hareketi ve sözü bile hakkında ciltler dolusu kitap
yazılmayı hakkediyor.
Teşekkürler Ümmü Gülsüm kardeşim.
Son zamanlarda kavga, çatışma, suçlama, kamplaşma sarmalına
girmiş toplumumuza öylesine güzel bir örnek sundun ki? Allah senden
razı olsun. Senin gibilerin sayısını artırsın…
Lakin her güzelliğe bir çamur bulaştırma özelliğimiz burada da
devreye girdi. Bu tertemiz başarı öyküsüne bile, bu safiyane ve art
niyetsiz insanın hikayesine bile bir kulp takmayı başardık.
Ümmü Gülsüm’ün duruşu ve gülüşü ne kadar
güzelse Can Ataklı’nın etmiş olduğu laflar da o
kadar yakışıksız ve toplumu ayrıştıracak cinsten.
Neymiş efendim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
Ümmü Gülsüm’ü arayıp başarısı için tebrik
etmesinin ardında siyasi gerekçeler varmış, Cumhurbaşkanı
sırf başörtülü olduğu için Ümmü Gülsüm’ü aramış,
eğer başı açık olsaymış aramazmış…
Bravo Can Ataklı, tebrik ederim..!
Koskoca bir toplumun hemfikir olduğu bir konuda bile toplumu
ayrıştıracak, toplumu kamplaştıracak bir şey bulabildin ya… Valla
helal olsun sana…
Ümmü Gülsüm’ün duruşu ve başarısı ne kadar
pozitifse senin duruşun ve sözlerin o kadar negatif…
Yahu bu öküz altında buzağı aramayı nasıl başarıyorsunuz? Pes
yani…
Tekrar teşekkürler Ümmü Gülsüm kardeşim…
Bana ve topluma güzel bir örnek sunduğun
için…
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser