Bayramda beslenmeye dikkat
Abone olKocaeli'nin Gebze İlçesi'nde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi'nin Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Hande Öngün, bayramda beslenmeyle ilgili şunları söyledi:
Kocaeli'nin Gebze İlçesi'nde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi'nin
(ASM) Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Hande Öngün, Kurban
Bayramı'nda beslenmeye özel bir önem verilmesi gerektiğini
belirterek, sağlık açısından kesilen kurbanların etlerinin hemen
yenilmemesini, buzdolabında en az 1-2 gün dinlendirildikten sonra,
tüketilmesi gerektiğini söyledi. ASM Beslenme ve Diyet Uzmanı
Diyetisyen Hande Öngün, Kurban Bayramı'nda beslenmeye, diğer
günlerin aksine daha çok dikkat etmek gerektiğini belirterek,
kesilen kurbanların etlerinin hemen yenilmemesini, buzdolabında en
az 1-2 gün beklettikten sonra tüketilmesi gerektiğini ifade etti.
Etlerin sindiriminin diğer besinlere göre daha zor olduğunu
vurgulayan Hande Öngün, "Etler, kaliteli protein kaynağı
olmalarının yanı sıra, yağ, demir, çinko, fosfor ve magnezyum başta
olmak üzere çeşitli minerallerin ve özellikle B12, B6, B1 ve A
vitamini gibi çok sayıda değişik vitaminlerin de kaynağıdır.
Hayvansal kaynaklı yiyeceklerin, doymuş yağ ve kolesterol
içerikleri yüksektir. Bu yüzden tüketilen miktarlara dikkat
edilmesi gerekiyor. Kişisel farklılıklar olmakla beraber, günde
100-150 gr tavuğun göğüs eti, hindi, yağsız dana eti ve balık gibi
etlerin tüketilmesi uygundur. Etlerin çok yağlı kısımları
tüketilmemeli, hayvanın iç yağları ise yemeklere lezzet vermek
amacıyla kullanılmamalıdır. Kurbanlık hayvanların sakatatlarının
da, kolesterol ve yağ miktarları fazla olduğundan tüketilmesi
önerilmemektedir. Etler sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni
kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede, hem de
sindirim de zorluk yaratır. Bu yüzden taze etler hemen
tüketilmemeli, buzdolabında 1-2 gün bekletildikten sonra, haşlama
veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirilerek tüketilmelidir" dedi.
Yanlış uygulanan pişirme ve saklama yöntemleri sonucunda etlerde
protein, vitamin ve mineral kayıplarının da oluşabileceğinin altını
çizen Öngün, "Etlerin yağda kavrulması ve kızartılması, besin öğesi
kayıplarının artmasına ve fazla miktarda yağ tüketilmesine sebep
olmaktadır. Bu tür pişirme ayrıca ileride, sağlık sorunlarının
oluşmasına da yol açabilmektedir. Kızartma, kavurma ve hamur işleri
gibi kalorisi yüksek ve sindirim sistemini zorlayabilecek besinler
yerine, bu dönemde daha hafif ve pişirme yöntemi haşlama veya kendi
suyunda pişme olan besinleri tercih etmek daha yerinde olacaktır.
Çok yüksek ısıda, uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi, çeşitli
kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için kesinlikle
tercih edilmemelidir. Etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya
sebzelerle birlikte tüketilmesi, besin çeşitliliğin sağlanması,
sebzelerde bulunan C vitaminin, etlerde bulunan demirin emilimini
artırması açısından sağlıklı bir yöntemdir. Etler ızgarada
pişirilirken, etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak,
kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır. Etlerin iç
sıcaklığı en az 75 derece olmalıdır. Çok yüksek ısı, etlerin dış
yüzeyinin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak, besin
öğesi kaybını artırır. Etlerin haşlanarak pişirilmesi sağlıklı
olmasının yanı sıra, ette olması muhtemel parazitlerin insana
geçmesini de büyük ölçüde engeller" diye konuştu. Etlerin,
fazlasının, küçük parçalar halinde buzdolabının buzluk kısmında
veya derin dondurucu da saklanması gerektiğini de belirten Öngün,
"Etler, eksi 2 derecedeki buzluk kısmında bir hafta, eksi 18
dereceye ayarlı derin dondurucuda ise 3 ay süreyle saklanabilir.
Ancak etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir.
Bu yüzden etler dondurulduktan sonra tekrar çözdürülmesi, bazı
mikroorganizmalar için üreme yeri oluşturur ve bu da sağlığımızı
tehdit edebilir. Bu nedenle, buzlukta saklanan etler, buzluktan
çıkartılınca yemek içinde tamamen kullanılacak şekilde parçalara
ayrılarak buzluğa konulmalıdır. Çözdürülen et ise, hemen
pişirilmeli ve tekrar kesinlikle dondurulmamalıdır. Çözdürülmek
istenen etin, mutlaka buzdolabında çözünmesi sağlanmalıdır. Çabuk
çözülmesi için uygulanan kalorifer ve soba üzerinde ile oda
sıcaklığında bekletme yöntemleri sağlık açısından sakıncalıdır"
şeklinde konuştu. Bayram günleri, sabahları mutlaka hafif ve her
grup besin öğesini içerir bir kahvaltı edilmesinin, sağlık
açısından gerekli olduğunu da vurgulayan ASM Diyetisyeni Hande
Öngün, "Bayramda sayıca az öğünlerde fazla miktarda yemek yerine az
ve sık beslenilmelidir. Bayramda da her zaman olduğu gibi tek yönlü
beslenmek yerine, gün içinde tüm besin gruplarından yeterli ve
dengeli miktarlarda alınmalıdır. Yemekler, bitkisel sıvı yağ ile
pişirilmeli, kızartma ya da kavurma yerine ızgara, fırında haşlama
ya da buğulama yapılmalıdır. Etlerin tümü hemen
tüketilemeyeceğinden saklama koşullarına mutlaka dikkat
edilmelidir. İkram amaçlı sunulan her tatlı kabul edilmemeli,
aralarında en hafif olan sütlü ve meyveli tatlılar tercih
edilmelidir. Hamur tatlıları ise mümkün olduğunca az yenilmelidir.
Bayram günlerinde artan kahve ve çay tüketimi, aşırı miktarlara
ulaştığında, uykusuzluk, mide problemleri ve kalp ritim
bozukluklarına neden olabilir. Bunun için kahve ve çay yerine,
bitki veya meyve çayları tercih edilmelidir. Ayrıca gazlı içecekler
yerine de, su, ayran, limonata ve taze sıkılmış meyve suyu gibi
daha sağlıklı içecekler tüketilmelidir" açıklamasını yaptı.