Bayram vaazında Tarkan'a örtük fırça
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kurban ibadetinin yanlış anlamalara yol açmadan yerine getirilmesini istedi.
Prof. Görmez, 'kimse hayvan sevgisi dersi vermesin'
diyerek de isim vermeden 'biraz daha az öldürsek' diyen Tarkan'ı
eleştirmiş oldu.
Restorasyon çalışmaları tamamlanan Süleymaniye Camisi'ndeki ilk
bayram namazı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez
tarafından kıldırıldı.
Namazdan önce verdiği vaazda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Görmez, ilk vaazında, kurban ibadetinin, Hazreti İbrahim ve
oğlu İsmail'e uzanan tarihe dayanağını anlattı.
Bayramların ve ezanın bağımsızlığın simgeleri olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Görmez, ezansız bir Müslüman topluluğunun
düşünülemeyeceğini söyledi.
Manevi dünyamızın simge ve sembollerinin zenginliğinin önemine
değinen Prof. Dr. Görmez, bunları yeni kuşaklara doğru şekilde
anlatmanın gereğini vurguladı. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Görmez, bayram günlerinde en önemli şeyin coşku ve sevinç olduğunu
dile getirerek, bu sevinç ve coşkunun evlerden, camilerden,
sokaklara taşınması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Görmez, ayrıca, varlık sebepleri anne ve babaların,
çocukların ihmal edilmemesi ve gücü olmayanlara bayram sevinci
yaşatmanın, bugünlerde yapılacak en güzel davranışlar olduğunu
söyledi.
Müslümanların, kurban ibadeti ile şefkatini, sevgisini ve
merhametini ilan ettiğini anlatan Prof. Dr. Görmez,
''Kurban, Allah'a yakın olmak için yaptığımız bütün işlere
denir. Kurban, bizi Allah'a yakınlaştırmak için var. Allah'a
yakınlaşmak için yaptığımız bütün işler bizim
Kurban'ımızdır'' dedi.
Prof. Dr. Görmez, konuşmasında, Kurban Bayramı'nda yapılacak nefis
mücadelesinde herkesin ''Biz Allah'a ne kadar
yakınız'' sorusunu kendisine sorması gerektiğini
belirterek, bu yapıldığı takdirde yeryüzündeki kötülüklerin büyük
bölümünün ortadan kalkacağını ifade etti.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, yaşanan sıkıntıların
başlıca nedenlerinin ''insanların güç tutkusu'' ve
''sınırsız ve sorumsuz tüketim'' olduğunu
kaydetti.
Kurban edilecek hayvanlara karşı merhamet, sevgi, temizlik ve çevre
sağlığına dikkat edilmesi gerektiğini anımsatan Prof. Dr. Görmez,
''Dünyaya başka şekillerde yansıyacak ve yanlış anlamalara
yol açacak davranışlardan uzak durarak kurban ibadetini yerine
getirmek gerekir. Ama hiç kimse bize buradan hayvan sevgisi, hayvan
hakları dersi vermeye kalkmasın. Biz, bir karıncayı incitmenin bile
mahşerde soru olacağını idrak eden bir medeniyetin
çocuklarıyız'' diye konuştu.
Prof. Dr. Görmez, camiyi yapan ve yaptıranlar ile restorasyon
çalışmalarına katkıda bulunanlara teşekkür ederek, bayramın Türk ve
İslam alemine barış ve huzur getirmesi temennisinde bulundu.
Prof. Dr. Görmez'in kıldırdığı namaza, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet
Bakanı Hayati Yazıcı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem,
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muammer Güler, İstanbul Valisi
Hüseyin Avni Mutlu, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, AK Parti
İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, Fatih Belediye Başkanı Mustafa
Demir, Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay ile binlerce
vatandaş katıldı.
TARKAN NE DEMİŞTİ?
Okumak için diğer sayfaya geçiniz
Paris’e hem iş hem gezi için gittiğini ifade eden Tarkan, Kurban
Bayramı öncesinde Türkiye’ye dönerek Antalya’da konser vereceğini
ve aile ziyaretleri yapıp, annesinin elini öpeceğini söyledi.
Tarken, “Herkesin bayramını canı gönülden kutluyorum. Çok
güzel bir bayram olsun. Olabildiğince az hayvan öldürülsün
inşallah" dedi. Tarkan, haberlerde kurbanlık hayvanları
görüp üzüldüğünü, hayvanların ölümlerini adeta geri sayım gibi
beklediklerini belirterek, "Ben hayata farklı bakıyorum. Ama bazı
gelenekler maalesef değişemiyor, keşke biraz değişse. Daha az
hayvan öldürsek" dedi.
ÜLKENİN KİMLİĞİ VE KİŞİLİĞİ DE YOK OLUYOR
Allianoi antik kentinin son durumu ile ilgili düşüncelerini de
ifade eden Tarkan, şunları söyledi:
“Allianoi örnek teşkil eden bir yer. Öyle bir yerin varlığının korunması ve kurtarılması ülkemiz için çok önemli. Gerçekten çok özel bir yer. Orayı korumanın aslında yöntemleri vardı. Baraj yapılmasına rağmen aslında orası korunabilirdi. Tabii, bunlar eksra maliyetler ama bunlar göze alınmalıydı. Türkiye’yi Türkiye yapan bu güzelliklerdir. Bunlar tek tek yok oldukça bence ülkenin kimliği ve kişiliği de yok oluyor. Ama bir mücadelemiz daha var, inşallah Hasankeyf kurtulur. Çok sayıda insan kurtarılması için imza attı. Ama maalesef ülkemizde ekonomik rant uğruna böyle yerler feda ediliyor. Üstelik de ömrü kısa olan projeler için. Enerji projelerinin ömrü kısa. Barajlar kırk yıl sonra ömrünü tamamlıyor. Ama tarihi eserlerimiz ve kültürel miraslarımız ebediyen yok ediliyor. Olmasa keşke, herşey para değil, herşey ekonomik rant değil"