Bayrak olayının arkasındaki senaryoyu açıkladı
Abone olBaşbakan Erdoğan, Diyarbakır’da Türk bayrağının bir gösterici tarafından indirilmesine ilişkin, "Yazılan senaryo çok açık, eğer o maşa o sı...
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır’da Türk bayrağının bir gösterici
tarafından indirilmesine ilişkin, "Yazılan senaryo çok açık, eğer o
maşa o sırada vurulursa terör örgütü ve HDP onun üzerinden
kitleleri tahrik edecekti. Bu alçakça eylemi gerçekleştirdiğinde de
MHP, CHP, paralel basın, malum medya tarafından bayrağın
indirilmesi bir fırsat olarak kullanılacaktı" dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin
grup toplantısında konuştu. Erdoğan konuşmasında, Türkiye
İstatistik Kurumu’nun bugün sabah saatlerinde 2014 yılının ilk
çeyreği büyüme rakamlarını açıkladığını belirterek, Türkiye
ekonomisi yüzde 4.3 oranında büyüdüğünü ifade etti. Ekonominin
üzerinde 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinin olumsuz etkisi
olduğunu söyleyen Erdoğan, "Aynı zamanda seçim süreci yaşıyorduk.
Buna rağmen sanayicilerimiz, esnafımız, çiftçilerimiz morallerini
bozmadılar. İstikrara inandılar ve Türkiye’yi büyütmeyi devam
ettiler. Biz, 3 Kasım’ın ardından 6 seçimin tamamında mali
disipline ve para politikalarına azami hassasiyet gösterdik.
Seçimlerin ekonomiyi yıpratmamasına hassasiyet gösterdik. Güven ve
istikrar güçlü bir şekilde devam etti. 17 ve 25 Aralık darbe
girişimleri eğer başarıya ulaşmış olsaydı, inanın Türkiye bugün bu
rakamlara ulaşmış olamayacaktı. 25 Aralık için hazırlanan sonra
panik halinde imha edilen bir iddianame var. Bu iddianame emniyet
içindeki bir grup tarafından bir fezleke olarak hazırlanıyor.
Usulsüz dinlemeler yapılıyor. İş adamları son derece keyfi
iddialarla bu fezlekeye alınıyor. Fezlekenin birçok yerinde dönemin
Başbakanı ifadesi geçiyor. Yakın çalışma arkadaşlarım örgüt üyesi
olarak gösteriliyor. 25 Aralık’ta kirli emellerini gerçekleştirip,
bu darbeyi yapabilselerdi örgüt lideri dedikleri şahsımdan
başlayıp, bakan arkadaşlarımı, çalışma arkadaşlarımı Yassıada
benzeri mahkemelerde dönemin Başbakanı diyerek yargılayacaklardı.
Bunun hazırlıkları yapılmıştı. Bazı işadamlarını bu iddianamenin
içine almak için çok şaşırtıcı kriterler kullandılar. Bir işadamına
bakıyorlar, oğlu bu paralel yapının okullarında okuyor, fezlekeye
almıyorlar. Gazete aboneliğine bakıyorlar, bakıyorlar ki o malum
gazetenin abonesi değil o zaman fezlekeye alalım diyorlar. Hukuku
işte bu kadar acınası duruma düşürüyorlar. Şüphelinin çocuklarının
okuduğu okul, abone olduğu ya da olmadığı gazete ve gazeteler bir
hukuk kriteri olarak kullanılıyor" şeklinde konuştu.
"Tüm bu belgeler şimdi ortaya çıkıyor" diyen Başbakan Erdoğan,
"Emniyetin bilgisayarından bu belgeler kurtarıldı. Bu aşamadan
itibaren hukuk yoluyla tüm bu ve buna benzer girişimlerin hesabı
sorulacak. Hiç kimsenin Türkiye’nin istikbaline, ekonomisine,
kardeşliğine tuzak kurma hakkı ve haddi yoktur. Bu darbe girişimi
gerçekleşmiş olsaydı biz bugün bu büyüme rakamlarını
göremeyecektik. Geleceği tamamıyla belirsiz bir ülkede belki de
bugün çok derin bir kaosu yaşıyor olacaktık. Mayıs ayında
ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre rekor düzeyde artış
kaydetti" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Bugün açıklanan büyüme oranlarının ülkemiz, milletimiz,
ekonomimiz için hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Aziz
milletimizi bu büyük başarıdan dolayı tebrik ediyorum. Sanayici,
girişimci, yatırımcı, esnaf, memur, çiftçi özellikle de işçi
kardeşlerim başta olmak üzere emeğiyle, aklıyla, cesaretiyle katkı
sunan herkese şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Biz, olayların ardındaki asıl niyeti
anladığımız, hedefi gördüğümüz için, bunun bilgisine vakıf
olduğumuz için gövdemizi, canımızı ortaya koyuyoruz. Haftalarca
’Gezi olaylarının sebebi ağaçtır’ diye propoganda yaptılar. Orada
başka hesaplar görülmek isteniyor. Türkiye içinde ve dışında bunun
bir yolsuzluk operasyonu olduğu algısını yaymaya gayret ettiler. Bu
operasyonun amacı, hükümeti devirmek, seçilmiş hükümeti
mahkemelerde yargılamaktı. Gerek gezi gerekse 17 ve 25 Aralık
operasyonlarında, Türkiye uçurumun kenarından döndü. Bu alçakça
saldırılar karşısında öfkeli olmayacağız da ne olacağız? Merhum
Menderes son derece nazik, duyarlı bir insandı. Millete yaptığı o
kadar hizmetin karşısında birilerinin kendisini tutuklayacağına,
sonradan idam edileceğine hiç inanmamıştı. Canını verdi ama bize
ibretlik bir ders verdi. Sanmayın ki bu Türkiye düşmanları
karşısında müsamahakar olursanız’ bunlar amaçlarından vazgeçerler.
Bizim hürriyetimizi Türkiye’nin de istikbalini karartmak için yola
çıkmış hiç kimseye eyvallah etmeyiz. Ne diyorlar, ’Başbakan çok
sert’. Sen benim ülkemin istiklaline kastedeceksin, bu milletin
sofrasındaki ekmeğe göz dikeceksin; ben yumuşak başlı olacağım öyle
mi, bunu mu istiyorsun? Sen darbe senaryoları yazacaksın,
hazırladığın iddianamelere ’dönemin Başbakanı’ ifadesini
koyacaksın, ben göz yumacağım öyle mi? Gezi olaylarında, 17 ve 25
Aralık darbe girişiminde başarısız oldular. Şimdi terör üzerinden
yeni bir senaryoyu devreye alma hazırlığı içindeler. Doğu ve
Güneydoğu’da ve bazı illerde sergilenen şımarıklığın artık
sınırları zorlar bir noktaya geldiğini görüyoruz" diye konuştu.
TÜRK BAYRAĞININ İNDİRİLMESİ OLAYI
"Şimdi çıkacak birisi garnizonun duvarlarına asacak" diyen Başbakan
Erdoğan, "Ondan sonra Türk bayrağını indirecek, o Türk bayrağını
indirirken orada olan görevliler seyredecek. Neymiş, çözüm sürecini
sekteye uğratmayalım. Ne demek ya? O garnizonun içine girip de
bayrağı indireni, orada her halükarda neyse alacaksın, indireceksin
gereğini de yapacaksın. Herhalde ben Ankara’dan gelip o bayrağı
indireni oradan indirmeyeceğim, oradaki görevli bunu indirecek.
Burada çözüm süreci, böyle bir şey olmaz. Bunun gereği neyse onu
yapmaya mecbursun. Askerin burada bahanesi olamaz. Polisin burada
bahanesi olamaz, gereği neyse onu yapacağız. Buradan Güneydoğu’ya,
orada yaşayan tüm kardeşlerime sesleniyorum, yollar kesiliyor, ne
olacak? Çözüm süreci sekteye uğramasın. Böyle bir mantık olmaz.
Gelip yolları kesen bu eşkıyalara, teröristlere orada jandarması da
polisi de haddini bildirecek. Durum ne olursa olsun. Bir devletin
görevi, yol, can, mal emniyetini sağlamaktır. Eğer sen bunları
yapamıyorsan, görevli olarak onlara da biz gerek teftiş gerekse
onlarla ilgili yapılması gereken uygulamayı yaparız. Bunları tabii
tekrar gözden geçireceğiz. Şu anda ilgili Bakanlıklarımız,
kurumlarımız gerekli adımları attı, atıyorlar. Bazıları görevden
alındı, alınacak olanlar var, gözaltına alınanlar var. Süreç devam
ediyor, edecek" ifadelerine yer verdi.
"MHP YENİDEN ŞEHİT CENAZELERİ GELSİN DİYE PUSUDA BEKLİYOR"
Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Türkiye Cumhuriyeti Bayrağına bu saldırıyı yapan, hain, alçak,
arkadan seyreden alçaklar aslında onları oraya gönderen efendileri
tarafından ölmeye gönderilmiş bir piyondan başka bir şey değildir.
Silahlı efendileri için, o piyonun kanının, canının onun anne ve
babasının acısının zerre kadar değeri yoktur. Vurulup ölmesi için
oraya gönderiliyor. Oradaki görevli askeri personel de gerekli
tedbiri almayıp bayrağın indirilmesine engel olmayarak bir başka
istismarın önünü açtı. Sadece onlar değil, başka istismar çeteleri
de var. Bu terörist tel örgüyü aşarak garnizonun içine giriyor ve
bu alçakça eylemi gerçekleştiriyor. Bu konuda gerekli araştırma,
soruşturma yapılacak ve ihmali olanlardan hesap sorulacak dedim.
İki tanesi şu anda görev yerleri değiştirilerek orada görevden
alındı. Şu anda bazı zanlılar gözaltına alındı. Kamu görevlileri
hakkında da idari soruşturmalar başlatıldı. Yazılan senaryo çok
açık, eğer o maşa o sırada vurulursa terör örgütü ve HDP onun
üzerinden kitleleri tahrik edecekti ama bu alçakça eylemi
gerçekleştirdiğinde de MHP, CHP, paralel basın, malum medya
tarafından bayrağın indirilmesi bir fırsat olarak kullanılacaktı. O
hain etkisiz hale getirilmedi, beklendiği gibi bayrağımıza yapılan
saldırı bir nefret ve ırkçılık vasıtası olarak kullanılmaya
başlandı. MHP ve CHP hemen istismara başladılar. Çözüm sürecinden
zaten rahatsız olan paralel medya ve diğerleri ırkçılık akan
manşetlerini hemen devreye soktular. O hain vurulsaydı, Doğu ve
Güneydoğu karıştırılacaktı. Vurulmadı, şimdi Kuzey, Güney, Batı
karıştırılmaya, tahrik edilmeye, istismar edilmeye başlandı. Deyim
yerindeyse, adeta bıçak sırtında gidiyoruz. Kan tacirlerinin, kaos
ve kriz baronlarının pusuda beklendiği, düşmemiz için ellerini
ovuşturdukları son derece hassas bir zeminde yürüyoruz. MHP yeniden
şehit cenazeleri gelsin diye pusuda bekliyor, çünkü yapacağı hiçbir
şey yok. Bir işe de yaradığı yok. Durumu bu. CHP kendisine iktidar
alanı açılsın diye her türlü kaos ve krizi besleyerek pusuda
bekliyor."
(İHA)