Baykal'ın muhatabı asker değil
Abone olBaykal, "Askere çağrı yapıyor" eleştirilerine şu yanıtı verdi: Çağrıyı vatandaşlarıma yaptım. Herkes, sorumluluğunu bilmeli. Uygulamaları tarikat temelinde götürüyorlar...
Cumhuriyet kazanımlarının tehdit altında olduğunu söyleyerek
halka yaptığı müdahale çağrısı üzerine, hükümet temsilcileri ve
bazı çevrelerden üstü kapalı olarak "Askere davetiye mi çıkarıyor"
tepkisi alan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Türkiye'de darbeler
dönemi artık kapandı ve bir daha hiç açılmamalıdır" dedi. Baykal,
Milliyet'e şu açıklamalarda bulundu:
BEN "DİKKAT" DEDİM:
İktidar; devlet - toplum çatışmasını varsayan anlayışla siyaset
yapıyor. Halkımızın ezici çoğunluğu, yaşadığı İslamiyetten memnun.
Düşündükleri dini yaşam tablosuna dönüştüremeyen örgütlü azınlıklar
var. Şimdi sorun, bu azınlıkların hükümeti yönlendirip
yönlendiremeyeceğidir. Gerekirse bunun için domuz bağı uygulayan
dar gruplara göz yumulacak mı? Bu gidiş ciddi sorunlar
getirecektir. Ray kıvrılıverir, tren gider, aynı yere gittiğini
düşünürsün. Çevremizde İran, Irak'ı görüyoruz. Devlet - toplum
çatışmasını tahrik etmeye yönelik siyaset, çıkmaz sokaktır.
İktidarın, Türkiye'nin siyaset, hukuk, anayasal çizgisinde
kırılmayı öngören arayışa yöneldiğini görüyorum. Teşhis yaptım. Yok
yere telaşa sevk edecek açıklama yapmadım. Aciliyet duygumu
paylaştım, "dikkat" dedim.
"HİZBULLAH TERÖRÜ":
Türkiye, ayrılıkçı terör, dinci terörün anılarını taze tutuyor.
Hizbullah terörünü yaşadık. Domuz bağı ifadesini öğrendik. Sinagog
saldırılarını dinci terörün yaptığı ortada, ama Başbakan'a
"Hizbullah terörü" lafını söyletemedik.
BU BİR ŞİZOFRENİ:
Hukuk, eğitim ve devlet yönetimini, din temelinde yeniden
yapılandırma gereğini açıkça ifade ediyorlar. Uygulamaları tarikat,
cemaat temelinde takip ediyorlar. Bu şizofrenidir. Bu, siyasal
kişilik çatallaşmasıdır. YÖK'le uğraşıyorlar, adalet ciddi
sıkıntıya sürükleniyor. 4 bin yargıç alınacak. Ülkenin geleceğine
damga vuracak bir açılım. Yargıtay'a 30 üye seçimi söz konusu.
Pazarlıklar Yargıtay koridorlarında biliniyor. Yargıya yönelik
kuşatma, kadrolaşma var. Tarikat bağlantıları, cemaat ilişkileri
Yargıtay konularında ön planda.
"ERBAKAN" UYARISI:
Rotayı görebiliyorum. Diyorum ki, işin tadı kaçıyor. Seçimlerden
sonra AKP'yi ziyaret etmiştim. "Rotayı saptırmayın" dedim. "Merak
etme, kontrol ederiz" dediler. "Erbakan'la da yaşadık" dedim. İşte
o zaman geldi. Laiklik, Türkiye'nin altın dengesidir ve halk
memnundur.
ÇAĞRIM ASKERE DEĞİL:
Toplumsal atmosfer önemli. "Bu çağrıyı askere mi yaptı" gibi laflar
var. Cevabım çok açık ve net: hayır. Bu çağrıyı vatandaşlarıma
yaptım. Herkes görevini, yetkisini sınırları, sorumluluğu içinde
yerine getirmek durumundadır. Türkiye'de darbeler döneminin artık
kapandığına inanıyorum. Darbe dönemlerinde demokratikleşme
mücadelesi vermiş, hiçbirisine göz yummamış, bunların mağduru olmuş
birisi olarak söylüyorum: Kimsenin aklından bir başka olasılık
geçmesin. Türkiye'nin darbeyle işi yok. O dönem Türkiye'de kapandı,
bitti ve bir daha hiç açılmamalıdır. O hepimizin, demokrasinin
zaferidir. Ana muhalefet lideri olarak uyarıyorum. Tebliğimizin
kabul göreceğine inanıyorum. Beni "Ne yapacağım?" diye arıyorlar.
"İşte yaptın" diyorum. Bu ses yükselirse, demokrasi işlerse,
yapamazlar. Fren - gaz politikası. Tepki gördüler, durdular,
"zamanı değil" dediler.
KÖŞK SEÇİMİ:
Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili tedirginlik, telaş
yaşanıyor.
Müsteşarlıkta 'dinozor' olamaz
Baykal, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'e şöyle tepki gösterdi:
"Türkiye'de laiklik, milliyetçilik ve Cumhuriyet'in dini temellerde
yeniden düzenlenmesine ihtiyaç var, demiştir. Bugün sorulduğunda,
'Şimdi de aynı görüşteyim' demiştir. Başbakanlık Müsteşarı, 'Ben
bir dönek değilim, dinozorum' diyor. Bu düşünceye sahip
vatandaşımız olabilir, ama bulunmaması gereken bir yer varsa, o da
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlık Müsteşarlığı'dır. İdarenin
zihninin kumanda odası, kozmik oda orasıdır."
Kültür Bakanı Koç kendini düzeltmeli
Baykal, "Sol, solun ahlakına sahip değil" diyen Kültür ve Turizm
Bakanı Atilla Koç için şunları söyledi: "Dünyanın neresinde
kendisine defalarca af çıkarılması gereken Maliye Bakanı var. Kendi
hesabını vermemiş siyasetçilerin din adına devletten hesap sormaya
ya da toplum adına söz söylemeye hakkı yok. Hele ahlaktan söz
etmeye hiç hakkı yok. Çünkü devleti bozan, çürüten sensin. Sen
toplum adına sözcülük yapmaya kalkıyorsun, önce kendini
düzelteceksin."
İşte eleştirilere neden olan sözler
Baykal, CHP grup toplantısında, şunları söylemişti: "Vatandaşlarım
sizlere sesleniyorum. Lütfen bu memleketin kaderine el koyun, bu
memleketi ne yapacağı bilinmeyen böyle bir iktidarın keyfi
kararlarına teslim etmeyiniz. Türkiye'ye bundan sonra hep beraber
sahip çıkacağız. Devletimizin, Cumhuriyet'in kazanımlarını
tehlikeye atabilecek bu sorumsuz gidiş karşısında kadınları,
erkekleri göreve çağırıyorum, sahip çıkmaya çağırıyorum."
Röportaj: Serpil Çevikcan-Ezel Üstünkaya
Kaynak: www.milliyet.com.tr