Baykalın iktidar kehaneti
Abone olBaykal seçimi değerlendirdi. AKP'ye yüklendi. CHP güçlendi dedi. Ve önümüzdeki seçime ilişkin bir kenahette bulundu.
İNTERNETHABER
CHP lideri Deniz Baykal seçimden sonra yaptığı ilk grup
toplantısında gündemi değerlendirdi. "Seçimden CHP başarılı
çıktı" derken, AKP'nin başarısızlığının altını çizdi ve
"önümüzdeki seçimde yeni bir iktidar gelecek" diye
bir tahminde bulundu.
NATO genel sekreterliği seçimine de değinen Baykal Erdoğan
kameralar karşısında efelenince Rasmussen'in erkenden seçildiğini
söyledi. Üstelik bizi AB'ye sokmayan Fransa'nın NATO'nun
askeri kanadına girmesi için oy verdiğimizi de sözlerine
ekledi.
Ama en dikkat çeken kısım CHP lideri Baykal'ın ABD
Başkanı Obama'nın Türkiye gezisi hakkında tek kelime bile
etmemesiydi...
Baykal'ın konuşmasından satır başları şöyleydi:
İNSANLAR AKP'YE TEŞEKKÜR ETMEDİ
"Bu seçim kampanyası alışılmışın dışında geçti. Sayın Erdoğan
kampanyayı gerilimli, çatışmalı bir sürece dönüştürmek istedi. Bunu
istemesinin elbette bir sebebi vardır ama bunun sonucu seçim
sonunda görülmüştür. İnsanlar AKP'ye teşekkür etmemiştir.
Biz ilgimizi iki temel noktaya odakladık: 1 - Ekonominin içine
düştüğü durum, işsizlik, kapanan işyerleri... 2 - Yolsuzluklar...
Yolsuzlukların nasıl bir siyaset anlayışı haline geldiğini, bugünkü
iktidarla doğrudan ilişkisini aktarmaya çalıştık.
AKP'NİN OY KAYBİ 8 PUANDAN FAZLA
Bu seçimlerle artık Türkiye'de siyasal yaşamın yeni bir döneme
girmiş olduğununun kimse yadsıyamaz. O dönemin artık sınırına
gelindi. İlk kez 2002'den bu yana ilk kez AKP anlamlı bir oy
kaybına girdi.
Oy kaybını anlamlı kılan iki faktör var. Oy kaybı tüm Türkiye'de
ortaya çıktı. Yani yöresel bir olay değil, genel bir oy kaybı var.
Bir hataya, belli bir sebebe dayalı değil, 7 yıllık muhasebenin
sonucu gelen oy kaybıdır...
Ortaya çıkan oy kaybı düzeyi ciddi ağırlıktadır. 8 puanlık oy kaybı
var. Yüzde 38,5 düzeyine bir oy inmesi sözkonusudur. 1-2 puanlık
gelip geçici bir durum değildir, kalıcı bir durumdur.
Aldığı oy oranına değil, sayısına baktığımızda da çarpıcı bir durum
var. AKP 2007 seçimlerinde aldığı oy miktarı 16 milyon 338 bin'di..
İki yıl bile geçmeden yapılan seçimde oy sayısı 15 milyon 512 bine
düştü. Yani iki sene içinde 900 bin kişi oy vermedi.
Üstelik seçmen sayısı arttı, katılım oranı da arttı.
BAYKAL'IN İKTİDAR KEHANETİ
CHP GÜÇLENEREK SEÇİMDEN ÇIKTI
CHP bakımından olaya bakınca ise; biz 2002'ye ve 2007'ye göre
sayı olarak da oran olarak da daha güçlenmiş bir parti olarak
seçimden çıktık.
İktidar partileri yerel seçimlerde genel olarak Türkiye
ortalamasında, özel olarak bu iktidar özelinde 3-5 puan artı oy
kazanırlar. Çünkü seçimin ertesi günü başbakan hala başbakanlığına
devam edecek, vekiller vekilliğine, bakanlar bakanlığına devam
edecek.
TUNCELİ'YE TEŞEKKÜR
Ama yerel seçimlerde başbakan bellidir. Bakanların hepsi seçim
bölgelerine kamp kurdular. Muhalefet yerel seçimde handikaplıdır,
iktidar avantajlıdır.
Tüm valileri ayağa kaldıracaksınız, sosyal yardım diye olmayacak
şeyleri dağıtacaksınız. Bu sayede Tunceli halkının demokrasi
duyarlılığını kutluyorum.
Bu seçimde bize yöneltilen eleştiriler anlamını kaybetti. CHP
gecekondudan, şehir merkezinden, kentliden, kırsal kesimden oy
almayı başardı. Belediye başkanlığı seçimlerinde ve il genel
başkanlığında her düzeyde anlamlı bir şekilde bir artış
gösterdi.
ÖNÜMEZDEKİ SEÇİMDE İKTİDAR DEĞİŞECEK
Önümüzdeki seçimlerde AKP'nin Türkiye'yi yeni bir iktidar
arayışıyla karşı karşıya bırakacak. AKP'nin yeniden iktidara
gelmesi artık mümkün görülmüyor. Hepimiz kendimizi buna
hazırlamalıyız. Türkiye yeni iktidarını bekliyor, yeni iktidarını
arıyor. Bu dersleri çıkardık. Önümüzdeki dönemde çok etkili
çalışacağız.
DTP GİBİ DAVRANAN AKP
GÜNEYDOĞU'DAN ŞİKAYET EDEN BAŞBAKAN
Bu seçimlerle ilgili olarak Başbakan'ın yaptığı değerlendirmeye
dikkatinizi çekiyorum. Başbakan diyor ki "Güneydoğu'da demokratik
bir seçim yaşanmadı, baskı, şiddet egemen oldu. O yüzden sonuçlar
böyle oldu..." Öncelikle bundan şikayet eden kişinin sıfatına
dikkatinizi çekiyorum. Kendisi başbakan, seçimlerin güven
içinde yapılmasından sorumlu kişi... Biz söylüyoruz ya Türkiye'nin
her yerinde demokratik ortamda seçimler yapılmadı diye, hakli
olarak şikayet ediyoruz ya o da Güneydoğu'dan şikayet
ediyor. Önlem almamış, sonuçtan memnun değil. Kim düzeltecek
bunu...
DTP GİBİ DAVRANAN AKP İFLAS ETTİ
AKP'nin güneydoğu politikası iflas etti. DTP'ye benzeşerek, "DTP ne
veercekse ben vereceğim, ayrıca hizmet götüreceğem" dedi. Ne oldu?
Güneydoğu halkı bu aldatmacayı elinin tersiyle itti. Bir şey
kesindir DTP'yi taklit ederek bölgede etkili olmanın söz konusu
olmadığı ortaya çıktı.
RASMUSSEN ERDOĞAN YÜZÜNDEN ERKEN SEÇİLDİ
NATO'DA GENEL SEKRETER KRİZİ
Nato 2. Dünya Savaşı sonrasında ciddi işler yaptı. Şimdi kendisine
yeni bir işlev arıyor. Bölgesel tehditleri, terör tehditlerini
kontrol altına almaya alınacak işlev olarak tarif ediliyor. Bu
işlevin muhatabı dünyanın her yerindeki ülkeler, inanç gurupları,
etnik oluşumlar, dünyanın gerçek tablosudur. Bu tabloda da islam
dünyası çok önem taşır. Nato'da genel sekreter seçimi söz
konusu...
Rasmussen'in Avrupalı devlet adamlarınca önerilmesi uygun
görülmüş. Peki bu adaylık ne içeriyor? Yaşanan karikatür
krizi görmezden gelinecek. İnsan hakları adına, basın özgürlüğü
adına 1 milyondan insanın duyguları rencide edildi. İnsan hakları
adına insanlarının dinini, kutsal inançlarını, peygamberlerini
rencide etmesini kabul etmek mümkün değildir. Danimarka'nın
kanununa göre bile mümkün değildir. Bu kişi NATO'ya genel sekreter
olarak öneriliyor.
ERDOĞAN YÜZÜNDEN ERKEN SEÇİLDİ
Ayrıca PKK'ya destek veren televizyon oradan yayın yapıyor. Daha
önce İngiltere'den yayın yapıyordu. O zaman siyasiler engellemişti.
Ama bu kez engellemiyor. Bu konuda çok büyük yanlış yapıldı.
Başbakan bu işi bir propaganda meselesi haline getirdi. Kamuoyunda
bu adayın uygun olmadığını gösterişli bir şekilde ilan etti.
Ama bu ilan bu atamanın engellemesine değil, zamanından
önce gerçekleşmesine neden oldu. 1 Ağustos'a kadar süre
vardı atama için. Ama Erdoğan kamuoyu önünde konuşunca bu atama
alaacele yapıldı. Bu bir skandaldir. Kamuoyu önünde
efeleneceksiniz, sonra da oy vereceksiniz...
ERDOĞAN'IN OYUYLA SEÇİLDİ
Daha önce Nielsen genel sekreter olmak istedi. ABD tamam dedi. Ama
Fransa "hayır" dedi "o benimle bilmem ne zaman önce benim
pasifikteki denemelerime laf etti" dedi ve engelledi.Genel Sekreter
oy birliğiyle seçilir. Yani Genel Sekreter, Rasmussen'e 3 gün önce
hayır diyen Başbakanın oyu ile seçilmiştir.
FRANSA'YA EVET OYU VERDİK
FRANSA BİZE HAYIR DEDİ BİZ ONA OY VERDİK
Fransa'nın NATO'nun askeri kanadına dönme meselesinde de
oybirliği gerekiyor. Yani Fransa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var.
Fransa Türkiye'nin AB konusunda başlık açtırmıyor ama biz ona oy
vereceğiz. Pekala diyebiliriz ki AB konusunda vetoyu kaldır, biz de
oy verelim diyebiliriz. Bunu yaptık mı? Hayır... Sarkozy biz
Türkiye'yi AB'ye almayacağız derken, onun NATO'ya girmesine evet
diyorduk.
AZERBAYCAN MESELESİ
Azerbaycan'a dikkat çekilmesi gerekiyor diye sürekli söylüyordum.
Şimdi geldiğiiz noktada Azerbaycan bu hükümetin Ermenistan
politikası nedeniyle ciddi gönül kırıklığına girdi. Azerbaycan
başbakanı İstanbul'a gelmeyi reddetti. Ermenistan'la barışı
sağladık mı bilmiyorum ama Azerbaycan'ı kırmayı başardık.