Baykal'ın cerahatları patladı
Abone olCHP'deki 'Sarıgül' çalkantısı devam ediyor. Baykal'ın "Rüşvet aldılar. Cerahatı patlatacağız" dediği iki önemli isim bugün dayanamayıp sonunda Baykal'a patladı.
CHP'deki 'Sarıgül' çalkantısı devam ederken, Genel Başkan Deniz
Baykal'ın 'rüşvetçilik' suçlaması yaparak "Cerahati patlatacağız"
dediği ve Sarıgül lehine oy kullandığı bilinen Yüksek Disiplin
Kurulu üyeleri Ali Şahin, İrfan Gürpınar ve Hasan Akyol bir
açıklama yaparak suçlamaları reddettiler. Sarıgül ile ilgili
kararın YDK'dan çıkacağının Baykal dahil tüm parti yönetimi
tarafından bilindiğini ve kararın siyasi mülahaza yerine hukuki bir
değerlendirmeyle alındığını söyleyen YDK üyelerinden Şahin, "Ya
hukukçu olacaktık ya tetikçi; biz hukuku seçtik" dedi. Baykal ile
30 yıllık arkadaş olduklarını söyleyen Şahin ve Gürpınar
gözyaşlarını tutamazken, Şahin, "Cerahat patlayacak boş laf, o
cerahat patlarsa başkalarının üzerine gelir" şeklinde konuştu. CHP
Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay ile birlikte TBMM Basın
Bürosu'na gelen Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri Ali Şahin, İrfan
Gürpınar ve Hasan Akyol, birlikte bir basın açıklaması yaptılar.
Açıklamayı YDK üyeleri İrfan Gürpınar, Hasan Akyol ve Saniye Gül
Barut adına Ali Şahin yaptı. Sözlerine, "Bizler CHP Yüksek Disiplin
Kurulu üyeleriyiz ve hepimiz hukukçuyuz. 30 yılı aşkın siyasetçi ve
hukukçu kimliğimizle üst düzey görevlerde bulunduk" diye başlayan
Ali Şahin, "Son kurultayda bize Deniz Baykal'ın önerisiyle YDK
üyeliği görevi verilmiştir. Uzun zamandır bu görevi yapıyoruz. Son
zamanlarda disiplin kurulumuza çok sayıda ihraç dosyası gelmiştir.
Hepinizin bildiği gibi bizlerin muhalefete rağmen partiden ihraç
edilen Eskişehir eski Milletvekili Zeki Ünal'ın, 3 milletvekili
arkadaşımızın, Ordu İl Disiplin Kurulu'nu ve Mersin'deki
partilerimizin ihracı yargıdan dönmüştür. Son olarak eski Genel
Sekreter Ertuğrul Günay'ın ihracı ile ilgili dosya da Günay'ın
partinin aleyhine değil, lehine çalıştığını kanıtlamak için
gösterdiği partide görevli 5 tanıktan hiçbirisinin dinlenmesine,
YDK Başkanı İsmet Çanakçı'nın isteğiyle gerek görülmemiş ve ihraç
kararı verilmiştir. Aldığımız bilgiye göre, bu dosya için de yargı
yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Bizler bu kararda da eksikler
görerek muhalefet şerhi koymuştuk" dedi. IGÜL DOSYASI GELDİ, UYUM
BOZULDU Mustafa Sarıgül dosyası gelinceye kadar kurulun ve parti
yönetiminin arasında hiçbir uyumsuzluk yaşanmadığını belirten
Şahin, "Bu dosyanın görüşülmeye başlanmasından bir hafta önce genel
başkanımız, MYK'da YDK'daki arkadaşımızın rüşvet olayına
karıştıklarını kamuoyuna duyurmuştur. Bundan biz kurul üyeleri
olarak son derece rahatsız olduk" ifadelerini kullandı. Rüşvet
muhatabı olan Cafer Dursun'u aradıklarını, olayı kendisine
sorduklarını, Dursun'un asla böyle bir olayın olmadığını ifade
ettiğini belirten Şahin, yine Ergün Aydoğan'ın aranarak olayın
sorulduğunu, aynı şekilde Aydoğan'ın da böyle bir olayın
yaşanmadığını söylediğini ifade etti. Kurulda da bu olayın gündeme
getirildiğini, Ergün Aydoğan'ın bu konuda kurula 2 kez bilgi vermek
istediğini söylediğini; ancak YDK Başkanı İsmet Çanakçı'nın bu işin
görüşülmesinden sonra yapılması gerektiğini söylediğini kaydeden
Şahin, "Cafer Dursun tekrar söz istedi. Ergün Aydoğan'ın rüşvet
iddiasına açıklık getirilmesini istiyorum, dedi. Başkan ise bu
isteğe yine 'Şimdi olmaz. Genel başkanımız kurula gelerek
görüşmeler sırasında bulunacaklar' dedi" ifadelerini kullandı.
Şahin, kendisinin buna karşı çıktığını, böyle bir durumun
olamayacağını, genel başkanın kurul toplantısına gelmesi durumunda
kurul kararının tartışmalı hale geleceğini belirttiğini söyledi.
Bunun üzerine YDK Başkanı İsmet Çanakçı'nın, genel başkanla görüşüp
geleceğini söylediğini ve bu görüşmeyi yaparak döndüğünü, genel
başkanın kurul toplantısına gelmeyeceğini söylediğini dile
getirerek bir yemek molası verildiğini kaydetti. Bu yemek arasından
sonra olayların değişik bir seyir izlediğinin altını çizen Şahin,
şöyle konuştu: "Toplantıya tekrar başlandığında Mustafa Sarıgül
oylamasına geçilmeden önce Başkan İsmet Çanakçı, Ergün Aydoğan'dan
rüşvet olayını sordu. Başkanın bu sorusuna Ergun Aydoğan çekimser
bir şekilde; konuşmakta da zorlanarak, 'Akşam Cafer Dursun bana bir
paket verdi açmadım, arabaya bırakıp gittim gece aklıma geldi,
zarfı açtım, kenarından baktım, içinde para gördüm' demiştir. Cafer
Dursun bunun üzerine 'Yalan söylüyorsun, sizi mahkemeye vereceğim'
dedi. Bizim olayı değerlendirmemize fırsat vermeden İsmet Çanakçı,
'Bu konuşmalar burada kapansın, medya duymasın' diyerek Mustafa
Sarıgül oylamasına geçilmesini istedi. Sayın Gernel Başkanın iddia
ettiği gibi rüşvet olayını görüşmeyen ve değerlendirmeyen bizler
değiliz. Sürekli görüşmeyi engelleyen ve bu vesile ile zaman
kazanmaya çalışan YDK Başkanı İsmet Çanakçı genel başkana bu
bilgileri doğru aktarmış olsaydı, başkanımızın bu derece ağır
ithamlarda bulunacağına inanmıyoruz. YDK'nın en büyük şanssızlığı
üyeler arasında 6 hukukçu olmasına rağmen, başkanlığın hukukçu
olmayan, dosya okuma gereği duymayan, karar yazdırmayan, 'örgüt
böyle istiyor, genel merkez böyle istiyor' gerekçeleriyle karar
verdirmek istemesidir." Gelinen bu noktadan çok üzgün olduklarına
işaret eden Şahin, "Genel başkanın iki arkadaş arasında aslı olup
olmadığı tartışılan, bizce aslı olmayan rüşvet iddiasını gerekçe
yaparak YDK ve bizler gibi kendisiyle yıllardır politika yapan
dürüst ve onurlu insanları suçlamasını şiddetle kınıyoruz. Eğer
Mustafa Sarıgül dosyası ciddi şekilde okunmuş, objektif ölçülerle
değerlendirilmiştir" ifadelerini kullandı. Bu kararın çıkacağını
genel başkan dahil, parti yönetiminin 1,5 ay öncesinden bildiğini
belirten Şahin, "Bu kararı verirken parti yönetimi isteği ile hukuk
arasında zorlandık. Kamuoyunun gözünde ya tetikçi ya da hukukçu
olacaktık, bizler hukuka, hukukun kişilere tanıdığı haklara sahip
çıkarak ikinci yolu seçtik. Bizler hukuku seçtik. Ya tetikçi
olacaktık ya hukukçu, biz hukuku seçtik. Ağır suçlamaları
reddediyoruz" dedi. Ali Şahin ve bir dönem CHP saflarında bakanlık
yapan ve 30 yıldır Baykal ile her sabah koştuğunu söyleyen İrfan
Gürpınar gözyaşlarını tutamadı. Basın mensuplarının sorularını da
cevaplayan YDK üyelerinden Gürpınar, 10 gün öncesine kadar Baykal
ile komşu olduğunu ve günün hemen her saatinde birlikte
olabildiklerini, yıllarca birbirinden ayrılmadıklarını kaydederek,
Sarıgül kararını verirken çok zorlandığını söyledi. Gürpınar,
"Genel başkanla kişiliğim arasında sıkıştım. Ama Sarıgül'e isnat
edilen suç siyasi olsaydı düşünürdüm. Ama ispat edilemeyen,
mahkemede, onun yedi ceddini zedeleyecek bir suç. Onun vebalini
taşıyamazdım. Hukukun gereğini yaptım" ifadelerini kullandı. Hasan
Aksoy ise, "Biz şimdi Sarıgül'cü olduk, bizim önümüze bir dosya
geldi. O dosyayı inceledik. Ceza verilmesine gerek olmadığına karar
verdik, biz hukukçuyuz, burası eskinin tabiriyle haysiyet divanı"
dedi. Ali Şahin ise, "Bu CHP için çok büyük bir zaaf. Cerahati
patlatacağız. Boş laf. O cerahat patlarsa başkalarının üzerine
sıçrar" diye konuştu. Şahin, bir yakınının Şişli Belediyesi'nde işe
başlatılması ile ilgili ise gelininin burada işe başladığını; ancak
kendisinin Sarıgül'ü arayarak bu konuda herhangi bir şey
söylemediğini, Eşref Erdem'in, kendisinin haberi yokken araya
girdiğini kaydetti.