Baykal'ı çıldırtan sözler iddianamede yok
Abone olİklim Bayraktar'ın Deniz Baykal'ın tacizine uğradığı iddiası neden iddianamede yer almadı?...
İklim Bayraktar, Halk TV’yi satın almak isteyen Oda TV
yöneticilerinin talimatıyla, bu satışa direnen Baykal’ı tuzağa
düşürmekle suçlanıyor.
İddianamenin 114. sayfasında, “Bayraktar’ın, ’Tohum attım, sonra biçicem’ sözleriyle Baykal’a yaptığı ziyaretin gazetecilik kaygılarıyla olmayıp örgütsel beklentiler taşıdığını diğer şüpheliye aktardığı anlaşılmıştır” deniliyor.
Ancak o günlerde basına sızdırılan ve büyük gürültü koparan konuşmalar iddianamede yer almadı. Milliyet yazarı Can Dündar, 'Basına sızdırılan konuşmalar neden iddianamede yok' diye bugünkü köşesinde soruyor. Dündar olayın patlak vermesinden sonra görüştüğü Bayraktar'ın kendisine Baykal ile yaptığı konuşmayı eşine dinlettiğini söylediğini yazdı. Ancak bu konuşma iddianamede yer almadı.
Can Dündar iddianamede yer almayan ancak kamuoyunda ses getiren ve basında yer alan Baykal'ın söylediği iddia edilen o habere yer verdi:
AURASINA KAPILDIĞIM BAYAN
(...)Deniz Baykal, İklim Bayraktar’ı ilk kez 24 Ocak 2011’de Uğur
Mumcu’nun anma töreninde gördü.
Bayraktar, o gün Baykal’ın kendisine ilgi gösterdiğinidüşünerek
hemen cep telefonundan Meclis’teki makamını aradı. Baykal Oda
TV adına arayan muhabirin telefonuna çıktı.
Bayraktar, “Bugün o kalabalıkta beni gazeteciye benzetemediniz
galiba” deyip kendisini hatırlattı. Randevu istedi.
O anda, Oda TV soruşturmasından ötürü cep telefonunun savcılıkça
izlendiğini bilmiyordu. Bu konuşma kaydedildi ve 17 Mart tarihinde
iktidara yakın gazetelere sızdırıldı.
Habere göre Baykal, telefonu açınca İklim Bayraktar’a şöyle
demişti:
“Gözlerine, güzelliğine, aurasına kapılıp gözlerimi
ayıramadığım bayan, gazeteci miymiş?”
O haberde, Baykal’ın daha sonraki görüşmelerinden bazı sözler de o
konuşmaya aitmiş gibi sunulmuş ve peşin hüküm verilmişti.
Peki basına sızdırılan bu “aura” konuşması iddianamenin eklerinde
var mı?
Hayır. Nedense yok."
GAZETEDE VAR İDDİANAMEDE YOK
Yazar ayrıca 17 Mart tarihinde konuyla ilgili Sabah'ta yer alan
ancak iddianamede yer almalan şu satırlara köşesinde yer
veriyor:
“Baykal ile Bayraktar’ın telefon görüşmelerinin tapelerinin
Zekeriya Öz’ün elinde olduğu öne sürüldü. İddiaya göre takibe
takılan görüşmelerde Baykal, Bayraktar’a iltifatlarda bulunup evine
davet ediyor."
Dündar'ın soruları bununla sınırlı değil. Taciz iddiasını dillendiren Bayraktar'ın neden o görüntüleri basına ulaştırmadığını soruyor.
BAYKAL'A KAMPLO İSE NEDEN TACİZİ KAYDETMEDİ?
(...)Devam edelim.
Bayraktar, ertesi gün için Baykal’dan randevu aldı.
25 Ocak günü saat 15.00’te odasına girdi.
Baykal’ın makam odasında ikisi arasında ne olup bittiği konusuna
girmeyeceğim; aynı 10 dakikayı ikisi bambaşka anlatıyorlar. Ben
daha çok “Oda TV iddianamesi bu konuda ne diyor, ne demiyor”
üzerinde durmak istiyorum.
İklim Bayraktar, Baykal’ın o görüşmede kendisine tacizde
bulunduğunu öne sürüyor.
Bu, iddianamede belirtildiği gibi “Baykal’a yönelik bir
komplo” ise Bayraktar’ın ne yapması beklenir?
Baykal’ı baştan çıkarıp bu yakınlaşmayı kaydetmesi, Oda TV’ye
ulaştırması, en azından çıkar çıkmaz taciz iddiasını basına
yansıtması; değil mi?
Öyle yapmıyor.
Ya ne yapıyor?
Kocası dışında kimseye söylemiyor.
İddianameye göre görüşmeden çıkar çıkmaz Oda TV’den arayan Mümtaz
İdil’e “Haberlik bir şey yok, sohbet ettik”
diyor.
Sonrasında ne olduğunu İklim Bayraktar’la konuşmamızdan
aktaracağım."
Yazar tüm bu gelişmelerden sonra kamuoyuna ve iddianameyi
hazırlayanlara soruları sıralıyor.
NEDEN YOK?
(...)10 bin sayfalık ek klasörlerde, yüzlerce telefon görüşmesinde,
en alakasız şahıslar arasındaki geyik muhabbetlerini, insanların en
mahrem dedikodularını, ilgili ilgisiz her türden mesajlaşmayı
rahatça ve yalan yanlış alıntılayan savcılık, daha önce basına
sızdırdığı, asıl kanıt niteliğindeki bu konuşmayı neden dava
dosyasına almadı?
Aslında hiç böyle bir şey olmadığı için mi?
O halde basına sızdırılan neydi?
Baykal’ı korumak için mi?
Öyle olsa hiç sızdırmazlardı.
Bayraktar’ı aklamak için mi?
Öyle olsa iddianamede suçlamazlardı.
“Nasıl olsa o haberlerle amaç hâsıl oldu, daha fazla üstüne
gitmeyelim” diye mi?
Olabilir.
Ama belli ki o tanıkları olan o konuşmanın kaydı bir yerlerde
var.
Ve tahminimce, “lüzumu halinde kullanılmak üzre”
kasada tutuluyor."