Baykal'dan Orhan Pamuk yorumu
Abone olCHP lideri Deniz Baykal, ''Pamuk davasının, Türkiye'ye bir sıkıntı doğurmayacak şekilde kontrol altına alınması gerekiyordu. Meydan boş bırakılmıştır'' dedi.
Şeb-i Arus törenine katılmak için Konya'ya gelen Baykal,
Kanaltürk Televizyonu'nun Konya Bürosu'nun açılışını yaptıktan
sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Yazar
Orhan Pamuk'un yargılanması konusunda gelinen son aşamayla ilgili
görüşünün sorulması üzerine Baykal, ''Maalesef bu olayda hükümeti
görmek mümkün olmadı. Pek çok sorunda olduğu gibi seyirci konumuna
geçmeyi tercih etti'' dedi. Olayın başından bu yana hükümetin, bu
konunun Türkiye'nin aleyhine gelişme sergilemesini önlemek için
zamanında, etkin, kararlı olması gerektiğini, ancak bunların
hiçbirini göremediklerini savunan Baykal, şunları söyledi:
''Tamamen olay kendi gelişmesine bırakıldı, çığrından çıktı ve
hepimizi üzüp rahatsız eden, Türkiye'yi de gereksiz tartışmaların
hedefi haline getiren bir durum ortaya çıktı. Hükümet bu konuda
maalesef çok büyük bir ihmal ve yanlışlığın içindedir. Maalesef
ortaya çıkan tablo, memleketimiz açısından üzüntü verici olmuştur.
Bu olayın doğru yönetilmesi gerekiyordu. Pamuk davasının,
Türkiye'ye bir sıkıntı doğurmayacak şekilde kontrol altına alınması
gerekiyordu. Meydan boş bırakılmıştır.'' Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın, ''yolsuzluk ve kadrolaşma'' konusunda kendilerini
eleştiren muhalefete yönelik olarak, dün Konya'dan, ''Çamur at izi
kalsın politikasını izliyorlar'' şeklinde yanıt verdiğinin
anımsatılması üzerine Baykal, şöyle konuştu: ''Bunların artık
cevaplamayı hak eden bir geçerliliği, bir ciddiyeti yok. Bunlar
perişan tavırlar. Bunlara bakarak o düzeyde bir polemik içine
sürüklenmek doğru değil. Başbakan, ortadaki ciddi iddialar
karşısında, somut, inandırıcı delilleri ortaya koyan bir cevap ve
tavır geliştiremiyor. Karalama, suçlama, saldırma Başbakan'ın
üslubu oldu. Hiç yakışmıyor, uygun değil. Doğru değildir bunlar.
Türkiye'de kadrolaşmanın olduğu bir gerçektir, bu çok açık. Milli
Eğitim başta olmak üzere devletin bütün kurumlarında çok sakıncalı
çok üzüntü verici bir kadrolaşma var.'' -''BAŞBAKAN BUNUN HESABINI
VEREMEZ''- Toplumun genel eğilimleri bir tarafa bırakılarak, bazı
çevrelerin yönlendirmeleri doğrultusunda, devlet olanaklarının
iktidar gücüyle kullanıldığını iddia eden Baykal, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''Devletin köşe başlarına kendi anlayışlarında ve
zihniyetlerindeki insanlar taşınıyor. Bu artık inkar edilerek
ortadan kaldırılacak bir tablo değil, çok açık, çok net... Böyle
onu bunu suçlayarak, ona buna çamur atarak Başbakan bunun hesabını
veremez. Yolsuzluklarla ilgili iddialar çok somut, çok ciddi çok
net. Yani bunları halletmenin yolu açık. Dokunulmazlığı kaldırırsın
biter. Sorun yargıya güven ise bunu düzeltmek kimin işi? Bir
Başbakan adaletten korkmamalı, hesap vermekten korkmamalı. Bugün
bakın bir başbakan Yüce Divan'da hesap veriyor. Bir Başbabakan'ın
Yüce Divan'da yargılanması beni çok rahatsız ediyor. Büyük acı ve
üzüntü duyuyorum. Bunun böyle olmaması için bu kişileri uyararak,
biz elimizden gelen her şeyi yapmıştık. O zaman iktidarı ebedi
zannediyorlardı. Ancak devir değişti, keser döndü sap döndü Yüce
Divan'da yargılanıyorlar. Keşke olmasaydı. Ama gene aynı şey
olacak. Çünkü bugün aynı yanlışların daha fazlası yapılıyor. Biz
olmamasını istiyoruz. Bunun olmamasını güvence altına alacak önlem
istiyoruz.'' Baykal, bunları tespit etmekten üzüntü duydukları
ancak kendilerinin ana muhalefet partisi olarak yolsuzlukları
gördükleri halde seslerini çıkarmamalarının mümkün olmadığını
söyledi. Bugün Konya'ya gelen Şişli Belediye Başbakanı Mustafa
Sarıgül'ün ''Baykal'ın halkla sorunu var'' şeklindeki açıklamasının
hatırlatılması üzerine ise Baykal, ''Artık CHP kendi iç
tartışmalarını aşmış bir partidir. Bunlarla meşgul olmamızı
gerektiren bir durum görmüyoruz'' dedi. Baykal, bu gece Şeb-i Arus
Töreni'ne katılacağını belirterek, en azından şimdilik bu gibi
soruları bir kenara bırakarak, zihnini Mevlana iklimine hazırlamak
istediğini sözlerine ekledi.