Baykaldan önemli bir soru
Abone olAşık Mahzuni'nin "Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" türküsü siyasette ortalığı duman etti. Erdoğan okudu, Baykal da şunu sordu;
Miting meydanlarında bu kez iki lider arasında "kuru
soğan" kavgası yaşanıyor. Başbakan Erdoğan, Aşık Mahzuni'nin meşhur
türküsünün "Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana" sözlerini okuyunca
Baykal'dan soru geldi; "Yiğidi kim muhtaç etmiş kuru
soğana"...
Baykal, partisinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat
Karayalçın, Çankaya Belediye Başkan adayı Bülent Tanık,
milletvekilleri ve parti yöneticileriyle birlikte seçim otobüsüyle
Ankara turuna çıktı.
Aşırı ilgi nedeniyle yürüyüş sırasında çıkan izdihamda bir kameraman bayıldı... |
İZDİHAM YAŞANDI
Parti otobüsüyle genel merkez önünden hareket eden Baykal,
Kızılay'dan geçerek Sakarya Caddesi'ne geldi. Baykal'ın Sakarya
Caddesi'ndeki yürüyüşü sırasında vatandaşların ve basın
mensuplarının ilgisi nedeniyle izdiham yaşandı. Aşırı
kalabalıkta bir kameraman fenalaşarak baygınlık
geçirdi. Kameramana vatandaşlar ve partililer müdahale
etti.
Baykal'ın yürüyüşü sırasında vatandaşlar, ''Gökçek gidecek,
Karayalçın gelecek'' sloganları attı.
KURU SOĞAN SORUSU
Sakarya Caddesi'nde bir lokantanın önünde oturan Baykal, burada
gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ın dünkü
mitingde okuduğu ''Yiğit muhtaç olmuş kuru
soğana'' dizelerinin de yer aldığı şiir hatırlatılarak
değerlendirmesinin sorulması üzerine Baykal, şunları kaydetti:
İŞTE O ŞİİR |
Mevlam gül diyerek iki göz
vermiş
Bilmem ağlasam mı? Ağlamasam mı? Dura dura bir sel oldum erenler Bilmem çağlasam mı? Çağlamasam mı? Milletin sırtından doyan doyana Bunu gören yürek nasıl dayana Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana Bilmem söylesem mi? Söylemesem mi? Mahzuni Şerif'im dindir acını Bazen acılardan al ilacını Pir Sultan'lar gibi dar ağacını Bilmem boylasam mı? Boylamasam mı? Mahzuni Şerif
|
"Mahzuni'nin o muhteşem dizelerini Başbakan'ın ağzından
dinlerken herkesin aklına 'Yiğidi kim muhtaç etmiş kuru soğana'
diye sormak geliyor. Gerçekten Türkiye'de yiğit muhtaç
olmuş kuru soğana. Yoksulun sırtına vuran vurana ama yiğidi kim
muhtaç etmiş kuru soğana? Bu soruyu unutmadan, o sözler akla bunu
getiriyor.''
29 MART'TA BAHAR TEMİZLİĞİ
Seçimin 29 Mart'ta baharın başlangıcında gerçekleşeceğini ifade
eden Baykal, ''Türkiye'de bir bahar temizliği zamanı
gelmiştir. Baharda nasıl tazeleniyorsak Ankara'da da buna ihtiyaç
var. Kiri, pası atmamız lazım. Ankara'da bunu hep beraber
gerçekleştireceğiz'' dedi.
BAŞARISIZ OLURSA GİDECEK Mİ? Baykal'ın yanıtı kıvrak
oldu... Haberin devamında...
BAŞARISIZ OLURSA GİDECEK Mİ?
Baykal, gazetecilerin ''Yerel seçimlerde AK Parti için bir kriter
dile getirdiniz. CHP için kriteriniz var mı?'' ve ''Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, başarısız olmanız halinde koltuğu bırakıp
bırakmayacağınızı sordu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?''
sorularını şöyle yanıtladı:
Anadolu Ajansı foto muhabirinin Baykal'ı lokma tatlısı yerken yakaladığı bu an enteresandı... |
"Biz siyaseti belli bir noktada bulunmak için değil
Türkiye'yi belli bir noktada ilerletebilmek için
yapıyoruz. Siyaset iktidarda da yapılır, muhalefette de
yapılır. İktidar da saygın bir görevdir, muhalefet de saygın bir
görevdir. Bu anlayışta olanlar için halka en etkin şekilde hizmet
etmek temel anlayıştır. Bunun gereği daima yapılır. Ne
olacaktı yani İsmet İnönü 1950'de seçimi kaybedince bırakacaktı,
çekilecekti, ülkeyi demokrasiye taşıma konusundaki
başöğretmenliğini gerçekleştirmeyecekti... Bizim
anlayışımızda biz Türkiye için siyaset yapıyoruz. Biz
Türkiye için muhalefet de yaparız, partinin başında da yaparız,
içinde de yaparız, kenarında da yaparız. Önemli olan
Türkiye'dir. Bunun için ben bu ölçüleri yapay, yanlış bir siyaset
anlayışının sonucu olarak görüyorum ve önemsemiyorum.''
''ŞEKERLE BİR PROBLEMİM YOK''
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik 'Höşmerim
yesin ama çok yemesin sonra şekeri çıkar'' sözlerini
değerlendirirken de şunları söyledi:
''Ben höşmerim yiyorum ama benim şekerim gayet normal.
Şekerim yüksek değil. Şekerle bir problemim yok. Yani
benim yediğim höşmerimden şeker yükselmiyor. Ama Başbakan'ın
kafasında böyle bir anlayış olduğunu görüyorum. Sanıyorum
Başbakan'ın yüksek şekeri, çok yemesinden kaynaklanıyor.
Başbakan benim şekerimi bıraksın da milletin tansiyonuna
baksın. Bu ekonomik kriz ortamında milletin tansiyonu çok tehlikeli
şekilde yükseliyor. Bu işsizlik ortamında milletin
tansiyonu çok tehlikeli şekilde yükseliyor. Buna bir çare arasın.
Görevi benim şekerime teşhis koymak değil, benim öyle bir derdim
yok, milletin tansiyonuna çare bulmaktır. Kendisine hatırlatmak
isterim. Milletin tansiyonunu halletmek lazım. Milletin tansiyonunu
da balyozla önlemenin imkanı yok.''