Baykal'dan laiklik uyarısı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, iktidarın, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) varılan mutabakat bir tarafa bırakarak, bir emrivakiyle ''Türkiye'de anayasal rejimin temellerine, laik demokratik cumhuriyet anlayışına karşı, yer yer terör örgütleriyle ilişkili, irtibatlı bir biçimde eğitim vermeyi amaçlayan eğitim kurumlarını himaye etmeye yönelik'' bir düzenlemeyi TBMM'den geçirdiğini söyledi. Baykal, ''Bu düzenleme, AKP'nin yeni bir rotaya doğru girmekte olduğunu, gerçek kimliğini açıkça ortaya koyma durumuna geldiğini sergilemektedir'' dedi. Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, TCK'nın, kanuna aykırı eğitim yapanlara verilecek cezaları düzenleyen maddesinde AK Parti milletvekillerinin önergesiyle yapılan değişikliğe ilişkin eleştirilerde bulundu. TCK ile ilgili olarak iktidar ve muhalefet arasında yapılan görüşmelerde, Başbakan'ın da bilgisi dahilinde bir mutabakat sağlandığına dikkati çeken Baykal, el birliğiyle çıkarılan yasa yürürlüğe girmeden, önceki mutabakat bir tarafa bırakılarak, emrivakiyle bir değişikliğin dayatıldığını söyledi. Baykal, şöyle devam etti: ''İktidarın siyasi güvenilirliğiyle ilgili çok önemli bir tereddüt bir kez daha ortaya çıkmıştır. Sayın Başbakan'ın çeşitli çevrelerle ilişkilerinde söz verip sonra tutmadığının pek çok örneğini biliyoruz. Şimdi bu konuda da Sayın Başbakan çok ciddi bir güven kaybına uğramıştır. Siyaset adamının en büyük sermayesi güvenilirliğidir. Ne yazık ki AKP güven sınavında sınıfta kalmıştır. İktidar ve anamuhalefet arasındaki mutabakatın tek taraflı olarak hiçbir bilgi sunmadan, oldubittiyle değiştirilmiş olması üzüntü verici bir tablo oluşturmuştur.'' Söz konusu düzenlemenin müzakeresinden kaçınıldığını, TBMM'de tartışma ortamı doğmadan, konunun hızla geçiştirilmek, kapatılmak istendiğini savunan Baykal, şöyle devam etti: ''Yasalara aykırı eğitim vermekte olan bir eğitim kurumunun kurucularının, yöneticilerinin nasıl cezalandırılacağı ile ilgili 1 Haziran'da yürürlüğe girecek TCK'daki düzenleme, pratikte içi boşaltılmış bir hale getirilmek istenmiştir. Para cezasıyla geçiştirilecek bir konu haline çekilmek istenmiştir. Anlaşılıyor ki AKP iktidarı kanuna aykırı eğitim veren kurumların cezalandırılması konusunda çok ciddi bir çekingenlik içindedir. Himayeetmeye çalıştığı kanuna aykırı eğitim veren eğitim kurumlarıdır. Ceza Kanunu, bir yandan bazı eğitim verme biçimlerinin uygun olmadığını ifade ediyor, öte yandan bunlara karşı bir yaptırım uygulanmasını engellemeye gayret ediyor. Bu tam bir açmaz, tam bir çelişkidir. AKP iktidarı şimdi bu çelişkinin içinde görünüyor. Açıktan, kanuna aykırı eğitim kurumlarını, kanuna aykırı eğitim kurumları olmaktan çıkarma talebini yapacak cesareti kendisinde bulamıyor ama kanuna aykırı olduğunu kendisinin de kabul ettiği bazı eğitim faaliyetlerini cezalandırmaktan vazgeçmeye çalışıyor. Böylece onları himaye altına alıyor. AKP iktidarının himaye etmeye çalıştığı eğitim kurumları, Türkiye'de anayasal rejimin temellerine, laik demokratik cumhuriyet anlayışına karşı, yer yer terör örgütleriyle ilişkili, irtibatlı bir biçimde eğitim vermeyi amaçlayan eğitim kurumlarıdır.'' -''AKP'NİN İÇ YÜZÜ ORTAYA ÇIKTI''- Söz konusu eğitim kurumlarının bir kısmının ''misyoner'' faaliyetlerini sürdürmeye yönelik kurumlar olduğuna dikkati çeken Baykal, ''Kendi tercihlerini yürürlüğe koyabilmek için bunları dahi himaye etmeyi göze alabilecek bir noktada bulundukları görülüyor'' dedi. Yapılan düzenleme ile AK Parti'nin içyüzünün bir kez daha ortaya çıktığını öne süren Baykal, ''Bu olayda görüyoruz ki AKP iktidarı kendi ifade ettiği çerçevenin dışında, herkesin kaygılandığı bir siyasi kimliği sahiplenmektedir. Fırsatını bulduğu her anda o kimliği ortaya çıkarmaya hazırdır. Bu düzenleme böyle bir düzenlemedir'' diye konuştu. TCK'da fikir ve düşünce özgürlüğünün cezaevi yaptırımıyla cezalandırılması öngörülürken, kanuna aykırı eğitimin para cezasıyla geçiştirilmesi tercihinin ortaya konulduğunu belirten Baykal, bu düzenlemenin çok tartışılacağını ifade etti. Baykal, söz konusu düzenlemenin ''AKP'nin yeni bir rotaya doğru girmekte olduğunu, gerçek kimliğini açıkça ortaya koyma durumuna gelmiş olduğunu sergilediğini'' savundu.