Baykal'dan Köşk zirvesine sert sözler
Abone olCHP lideri iki gündür, Başbuğ'unda katıldığı Köşk zirvesinin peşine düştü. Baykal'a göre ortada bir pazarlık var!
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dün önemli bir iddia atmıştı
ortaya. "Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ üçlü Çankaya zirvesinde
imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğunu kabul etti" demişti. CHP lideri
bu akşam CNN TÜRK'te Ankara Kulisi programının konuğuydu.
İddiasıyla ilgili "Bilgi mi yorum mu" sorusuna?"gerçekçi bir yorum"
diye yanıt verdi.
Baykal, CNN Türk'teki "Ankara Kulisi" programına
katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, Albay Dursun
Çiçek'in hazırladığı iddia edilen belgedeki imzanın kendisine ait
olduğunu söylediği veya onun tarafından yapıldığını kabul ettiği
gibi bir beyanınız oldu, bu sizin bir bilginize mi dayanıyor yoksa
bir yorum mu?" sorusuna Baykal, "Bunun gerçekçi bir yorum
olduğundan kuşku duymuyorum. Çünkü askeri savcılığın yaptığı
değerlendirmeler, Dursun Çiçek'le ilgili tutuklama talebi de bir
veri olarak ortada" yanıtını verdi.
"KABUL EDERLERSE OLAĞANÜSTÜ ÖNEMLİ BİR
OLAYDIR"
Bunun büyük bir olay olduğunu vurgulayan Baykal, "Gerçekten,
Genelkurmay'da böyle bir eylem planı yani sabotajları, hukuk dışı
tertipleri ön gören, amacı da meşru hükümeti yıkmak olan bir eylem
planının resmen hazırlandığı ortaya çıkarsa bu olağanüstü önemli
bir olaydır" ifadesini kullandı.
Belgenin gerçek olup olmadığıyla ilgili bir sürecin yaşandığını ve
bunun çeşitli aşamalardan geçtiğini anlatan Baykal, "Ne
incelendi? Kimler inceledi. İnceleme sonucunda varılan kanaat
nedir? Ve o kanaat gerçeği ortaya koyma bakımından ne derece
önemlidir? Bu bir bilim" diye konuştu.
"PARMAK İZİ İNCELEMESİ ŞART"
Adli Tıp zaten güvenmezlik içeriyordu ama Jandarma kriminal raporu
da yetersiz olabilir. Çünkü bu siyasi pazarlıkla ayarlanmıştır,
bunu mu diyorsunuz?" sorusuna Baykal, şu cevabı verdi:
"ESNEK İFADELER VAR"
"İmza benzetilebilir, nitekim orada 'aynısı' denilmiyor. 'Benzer
olduğu' falan 'kanaatine varılmıştır' diyor. Hep esnek ifadeler.
Matematiksellik yok.
Burada matematiksel kesinlikle bize yardımcı olabilecek yöntem
parmak izi incelemesidir. İmza sahibi olduğu iddia edilen kişi
diyor ki 'Bu benim imzaladığım bir kağıt değildir, bu benim
imzam değildir. Eğer bunu ben imzaladıysam o kağıdın üzerinde benim
parmak izim olması lazım.' Kendilerine tut diye verdikleri
zaman tutmuyor, eldivenle tutuyor. Hala bu inceleme ne İstanbul'da
Adli Tıpta ne de Ankara'da jandarmada yapılmıştır. Umut ediyorum
önümüzdeki günlerde yapılacaktır. Buraya geldikten sonra bunun
yapılmamasını anlayışla karşılamak mümkün değildir.
Nitekim İstanbul'daki mahkemede yani Ergenekon davasına bakan sivil
hakimlerin bulunduğu mahkemede jandarma raporuna ve askeri
savcılığın talebine rağmen Ankara'daki Askeri mahkemedeki hakimler
de 'olmaz kardeşim, bunu söyleyemezsiniz' dedi. Mahkeme şu anda
bunun geçerli olduğu kanaatine varabilmiş değildir."
"ÇANKAYA BUNUN KONUŞULACAĞI ZEMİN Mİ?"
"Tereddüt varsa niye bakmıyorsunuz şu parmak izine? Niye
bakmıyorsunuz mürekkep yaşına? Siz Hammurabi belgesindeki yazının
yaşını çıkarmayı başarıyorsunuz da şu Genelkurmayda hazırlandığı
iddia edilen kağıttan belgenin yaşını çıkaramıyor musunuz?" diyen
Baykal, olayla ilgili kendi vicdanının tatmin olmadığını
söyledi.
Baykal, "Bu noktada eğer silahlı kuvvetlerin komuta kademelerinden
birileri 'evet anlaşılıyor bu yapmış' diyorsa bu kanaati
temellendirmek durumundadır. Mahkeme nezdinde bu temellendirilmiş
değildir. Belki umut ediyorum bir süre sonra diyecektir ki 'yapmış
kardeşim işte parmak izleri de var'. Bu çıkmadan niye böyle bir
kabule silahlı kuvvetler gitti? Sorguladığım nokta bu. Ben tatmin
olmamışım. Resmi açıklama yapıldığı zaman böyle hassas bir konuda,
bütün medya, herkes 'kabul etti silahlı kuvvetler' diyor. Öyle
yorumlanacağı biliniyor mu, niye böyle yorumlanacak bir açıklama
yapılıyor?" diye sordu.
Deniz Baykal, "Mahkemede yürüyen bir süreç var. Bu süreci
beklemeden bu angajman kamuoyuna neden yapılıyor. Çankaya da bu
kabul ifade ediliyor mu, edilmiyor mu? Ediliyorsa niye ediliyor?
Çankaya bunun konuşulacağı zemin mi? Bizim daha olgunlaşmamış,
konunun yeterince aydınlatılamadığı bu noktada Dursun Çiçek'ın bu
işin içinde olduğu izlenimini verecek bir kabulü, bir kurumsal
kabulün, ifadenin ortaya çıkması sorgulanması gereken bir konudur"
diye konuştu.
"KURUMSAL ZAFİYET"
Baykal, 1. Ordu Komutanlığında 2003 yılında yapıldığı söylenen
tatbikatla ilgili bir binbaşının bilirkişi raporunu kamuoyunun
bilgisine sunduğunu ve bu raporun açıklanmasının çok önemli
olduğunu belirterek, "Yani silahlı kuvvetlerin kendisinin 2003'teki
bu olayla ilgili bir sorumluluk paylaştırma gayreti içine girmiş
olduğunu, bu bilirkişi raporu için de söylüyorum ortaya çıkmış
olması çok düşündürücüdür. Suç var mı yok mu bunu bilmiyoruz,
inceleyip görürler. Fakat 'bilinsin ki bir yetki tecavüzü
var burada' denilmiş olmasını ben bir kurumsal zafiyet
olarak tespit ediyorum" dedi.
TAHLİYELER DİKKAT ÇEKİCİ
Deniz Baykal, "Çiçek'in sorumluluğuyla ilgili kabul yönündeki
açıklama askeri savcılığın değerlendirmesi, hem de bilirkişi raporu
ile 1. Ordudaki tatbikat hakkındaki değerlendirme, bu kabullerin,
ordu komutanlarının, kuvvet komutanlarının ve Genelkurmay
2. Başkanı'nın tahliyesiyle eş zamanlı gerçekleşmiş olması dikkat
çekici. Bütün bunların tümünün Çankaya'daki zirvenin ve
arkasından kutlama yemeğinin ertesinde saatlerle ölçülecek bir
zaman diliminde cereyan etmiş olması, üzerinde durulması gereken
bir noktadır" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de hukukun, siyasetle, güçle ilişkisi konusunda çok ibret
verici örnekleri yaşamakta olduğumuzu görüyorum" diyen Baykal,
"Daha önce de gördük. Çeşitli vesilelerle gördük. Ergenekon'da da
gördük. Bu süreçte de görüyoruz. Artık Türkiye'de bağımsız
bir yargının bu tip hassas konularda kendi sorumluluğunu üstlenerek
kamuoyunu tatmin edici güven verici bir çalışmayla, hükümler
verdiği inancı çok ciddi şekilde sarsılmıştır" diye
konuştu.