Baykaldan korku pompalaması
Abone olCHP lideri Deniz Baykal, yeni anayasaya yapılmasına karşı çıktı. Baykal, laiklik ilkesi ile ilgili Türkiye için korku senaryosu yazdı.
CHP Lideri Deniz Baykal Anayasa Mahkemesi'nin hedef
haline getirilmesine sert tepki gösterdi. "Yetkiyi aştı diyorlar.
Sen teklif dahi edilemeyecek düzenlemeyi teklif ettin ya" dedi.
Baykal'ın Erdoğan'a da bir uyarısı vardı. "Sakın ha anayasayı
değişirelim diyenlerin tuzağına düşme" dedi ve şöyle
devam etti: "Düzeni değiştirirsen altında kalırsın"
Baykal bir de korku senaryosu yazdı. Laiklik ilkesinin kalkması
durumunda Türkiye'nin Hamas coğrafyasına döneceğini iddia etti.
Baykal şunları söyledi:
ANAYASA MAHKEMESİ'NE KARŞI AĞIR KAMPANYA
Anayasa Mahkemesi geçen hafta türbanla ilgili önemli bir karar aldı. Bu kararın açıklanmasından sonra Türkiye'de siyasi ortamın çok sakıncalı bir biçimde gerilmeye başladığına tanık olduk. Anayasa Mahkemesi'ne karşı ağır, suçlayıcı bir kampanya başladı. Yargı aşımı denildi, artık meşruiyet bitti, sözleşme sona erdi, anayasa yürürlükte olmaktan çıktı denildi...
BU TEPKİLER NEDEN?
Bu tepki çok aydınlatıcı. Niçin bir anayasa mahkemesi kararı bir
takım çevreleri bu kadar ağır ithamlar yapma konusunda tahrik
etmiştir. Diyorlar ki yetki aşımı yaptı. Parlamentoyu etkisiz
kılmıştır. Kuvvetler ayrımı zaafa uğramıştır. Bundan dolayı tepki
gösteriyoruz diyorlar.
DERTLERİ NE?
Olay bir hukuk tartışması mıdır? Kuvvetler ayrımı
ihlal edildi mi diyorlar? Onların derdi kuvvetler ayrımı mı?
Sorunun ne olduğunu hepimiz kavramalıyız? Konunun esası ne
anayasa tartışması, ne kuvvetler ayrımı tartışmasıdır.
Kendileri yasama organına el atmaya çalışıyorlardı.
HEDEF LAİKLİK
Bu öfke bence türbandan da kaynaklanmıyor. Çünkü AKP koca bir 5 yıl boyunca türban konusunda kılını kıpırdatmadılar. O zaman "yüzde 2'nin problemi, tuzağa düşmeyeceğiz" dediler. 5 yıl geçti. Şimdi neden önemli bir mesele oldu? Dürüst ve mert olalım. Buradaki sorun anayasamızdaki laiklik ilkesinin delinmesine yönelik teşebbüsün engellenmiş olmasına kızgınlıktır. Türban konusu o büyük mücadelenin bir parçasıdır.
HALKTA SIKINTI YOK
Olağanüstü bir laiklik düzenlemesi var Türkiye anayasasında.
"Laiklikle ilgili bir değişiklik teklif dahi
edilemez" diyor. 53 tane müslüman ülkede bir tek laik ülke
var mı Türkiye'den başka. Yok. Demek ki bu kendiliğinden ayakta
kalamıyor. Özene ihtiyacı var laikliğin. Bu düzenleme ezici
çoğunluk tarafından kabul edilmiş. Herkes özgürce ibadetini
yaşıyor. Dini bayramlar coşkuyla kutlanıyor. Sorun yok. Sıkıntı
yok.
TARİH ÖRNEKLERLE DOLU
Tarihimizde buna karşı ciddi tepkiler yaşadık. Dışarıdan kurcalandı. "din elden gidiyor" diye isyanları teşvik ettiler. Atatürk'e suikastin altında bu yatar. Menemen olaylarının altında bu yatar. Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin altında bu zihniyetler yatar. Danıştay cinayetinin altında bu yatar. Dışişleri bakanı "müslümanlar da baskı altında" diyorsa, bu meselenin onun kafasının altında olduğunu da gösterir. Konuyu laiklik ilkesine getirecek.
TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ MADDEYİ TEKLİF ETTİLER
Hatırlayalayalım; Meclis Başkanı laiklik ilkesini tartışmaya açmıştı. Başbakan haklısın ben sessizce yapacağım dedi. Tam sessizce yapıyordu ki yapamadı. Anayasa şekil açısından denetleyebilirmiş. Anayasa'nın 4. maddesi teklif dahi edilemez demişse bu şekil olmuyor mu? Maddelerin teklif dahi edilebir olup olmayacağına kim karar verirse Anayasa Mahkemesi karar verecek. Mahkeme önce "bu teklif edilebilir mi, edilemez mi?" diye bakmayacak mı? Anayasamız bunu şeklen teklif edilebilir bir madde olmadığı konusunda bu kararı almıştır.
TÜRKİYE HAMAS OLUR
Açıkça laikliği değiştirmek konusunu teklif etmiyorlar, onun içini boşaltarak, arkasından dolaşarak teklif veriyorlar. Anayasa Mahkemesi buna cevaz vermemiştir. Bakın İran'a, Irak'a biz niye daha ileriyiz. Nur içinde yatsın Atatürk laiklik ilkesini koydu diye... Laiklik ilkesi kalkarsa Türkiye Hamas coğrafyasına döner. Ama bunun bedelini asıl o Avrupa'daki siyasetçiler öder.
ÖNCE ANAYASANIN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKÜYORUZ
9 mu büyük, 411 mi büyük? Bunları bırakalım.
Anayasa Mahkemesi Meclis'in yanlışını iptal etmek için mi var. Biz
seçildikten hemen sonra milletvekili oluyor muyuz? Hayır, Meclis'te
anayasayı koruyacağımıza yemin ettikten sonra milletvekili
oluyoruz. Anayasa Mahkemesi için yemin ediyoruz, hak ve özgürlükler
için yemin ettikten sonra yemin ediyoruz. Seçimden sonra
anayasanın önünde diz çöküyorsun, öyle milletvekili
oluyorsun. Anayasa mahkemesi hep senin istediğin kararı
almak için yok! Seni anayasanın içine çekmek için var.
KUYU KAZANLAR SENİN YANINDAKİLER
Başbakan diyor ki, "CHP bize kuyu kazıyor". Ben kuyu kazmam. Sen bir kuyu korkusu içine girmişsen, etrafındakilere bak. Sana "hadi arkandayız" diyenlerdir. Sen onlara bak. Biz senin karşındayız. Seni uyarıyoruz. "Yapma yanlış yapıyorsun" demek kuyu kazmak mı?..
"DOKUNULMAZLIK TUZAK" DİYOR
Başbakanın kişisel gündemine dokunulmazlık konusu da gelmiş. "Dokunulmazlık konusu bir tuzak" diyor. Arkanda 11 dosya olsun, dokunulmazlığa sarın. Sonra da bu konu bir tuzak diyor...
DÜZENİ BOZARSAN ALTINDA KALIRSIN
Sakın ha "anayasaya değiştiriverelim" diyenlerin tuzağına düşme. Elimizdeki gücü kullanalım. Mahkemenin yetkilerini kısalım diyeceklerdir. Sana CHP'nin vatanseverce yaptığı bir tavsiye... Sakın ha anayasayı değiştirme... Durumu hazmet. Yargıdan korkmak siyasetçiye yakışmaz. Kendine göre hukuk düzeni kurma. Düzeni bozarsan altında kalırsın!