Baykal'dan Kapusuz'a Sezer tepkisi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Suriye ziyaretinin Türkiye'nin bağımsız ve egemen bir ülke olarak bölge barışına, hukukun üstünlüğüne katkıdan başka bir sonuç vermeyeceğini ifade ederek, ''Bu noktalarda kimsenin kuşku duymasına gerek yoktur'' dedi. Yargıtay Başkanı Osman Arslan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a CHP Genel Merkezi'nde iadeyi ziyarette bulundu. Arslan, ziyaret dolayısıyla ülke ve yargı meselelerini konuşma fırsatı bulacaklarını söyledi. Deniz Baykal da yargı sorunları ve yargı kurumlarının çok büyük özenle ve ciddi bir ilgiyle sahiplenilmesi gereken konular olduğunu belirterek, ülkenin bir demokratik hukuk devleti olarak gelişmesinin ve çağdaş bir toplum olarak ilerlemesinin temelinde sağlam bir hukuk geleneğinin önem taşıdığını vurguladı. Baykal, demokratik bir toplumda yargının, siyasetin üstünde ve siyasi tartışmaların dışında tutularak korunması gereken bir kurum olduğunu söyledi Yargıtay Başkanı Arslan, bir gazetecinin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun TCK'nın 312. maddesine yönelik verdiği iki karardaki farklılıkları dile getirmesi üzerine, ''Biz kendi kararlarımız üzerine yorum yapmayız. Dünkü kararı da yüce Yargıtay vermiştir. O karar hukuk dünyasının malı olmuştur. Hukukçular, gazeteciler basın mensupları o kararları dilediği gibi yorumlayabilirler. Yorumlar bilimsel ve hukuki olmak kaydıyla her zaman bizden saygı görür'' diye konuştu. SEZER'İN SURİYE ZİYARETİ Deniz Baykal da Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in gerçekleştirmeyi planladığı Suriye ziyaretiyle ilgili olarak, Sezer'in Suriye ziyaretinin olağan dışı bir tartışma konusu haline dönüştürülmek istendiğini belirtti. Bunu çok yadırgadığını ifade eden Baykal, Türkiye'nin bütün ülkelerle, komşularıyla ilişkilerini hangi anlayış içinde götürdüğünü bütün dünyanın bilgisi içinde olduğunu kaydetti. Türkiye'nin uluslararası hukuka saygı gösterilmesini, barış doğrultusunda adımlar atılmasını, bölgede barışın ve istikrarın güvence altına alınmasını temel bir politika olarak sahiplendiğini vurgulayan Baykal, Türkiye'nin bütün açıklamaları ve temaslarının da bu doğrultuda olduğuna dikkati çekti. Bundan sonra da bunun böyle olacağından kimsenin kuşku duymaya hakkı olmadığını ifade eden Baykal, şöyle devam etti: ''Türkiye'nin bir komşusuyla bu ortamda olağan, bilinen siyasi anlayışını, görüşlerini paylaşmaya yönelik bir temas içine girmiş olmasının yadırganmasını bir türlü kabul edemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı elbette planlandığı gibi bu ziyaretini yapacaktır. Bu ziyarette ortaya koyacağı politikanın ne olduğu bellidir. Türkiye, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla Lübnan'dan Suriye birliklerinin çekilmesine yönelik BM kararını desteklediğini ve Suriye'nin bu doğrultuda adım atmasını beklediğini açıkça ifade etmiştir. Türkiye BM kararlarını bu çerçevede destekliyor. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu ziyareti Türkiye'nin bağımsız ve egemen bir ülke olarak bölge barışına, hukukun üstünlüğüne katkıdan başka bir sonuç vermeyecektir. Bu noktalarda kimsenin kuşku duymasına gerek yoktur.'' ''PANİĞİ YANSITIYOR'' CHP Genel Başkanı Baykal, AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Salih Kapusuz'un ''Ben olsam gitmezdim' şeklindeki açıklamasını yadırgadığını ve bunu çok önemli saydığını ifade ederek, şunları söyledi: ''AKP'nin bunu demiş olmasının altında neyin yattığını, hangi nedenle önceden planlanmış olan bir cumhurbaşkanı ziyaretini Türkiye'nin gerçekleştirmesinin AKP açısından uygun düşmediğini sorgulamak istiyorum. Bu açıklamasıyla AKP kime, neye yaranmak istiyor? Hangi politikayı ortaya koyuyor? Niçin Türkiye'nin bu konudaki politikaları çok netken, Cumhurbaşkanı'nın böyle bir ziyaret yapmasında sakınca gördüğünü, gerçekten kavramakta güçlükle karşılaşıyorum. Bu tablo AKP'nin içine düştüğü paniği yansıtıyor.'' Baykal, Türkiye'nin panikle karar alan bir ülke olmadığını dile getirerek, ''Cumhurbaşkanı herhalde bu ziyareti kararlaştırıldığı gibi yapacaktır. Bu ziyaretten de hukukun üstünlüğü, barış ve bölgede istikrar arayışının dışında hiç bir etki çıkmayacaktır. Cumhurbaşkanı'nın bu ziyaretini destekliyorum'' dedi.